Moskova’dan Devrim Portreleri

Kategori: Tarih Yazar: Louise Bryant Yayınevi: Runik Kitap

Moskova’dan Devrim Portreleri

    Tanıtım Bülteni
    “Büyük olaylar, büyük insanlar yaratır. Büyük olayların ortasında kendi varlığını sürdürecek kadar güçlü olmak bile büyük olmak demektir. Olay yoksa güç de bir hiçtir. 1917 Ayaklanması da 1905’teki gibi başarısız olsaydı Lenin hayatını Cenevre’de bir tavan arasında geçirirdi. Troçki, New York’ta bir çatı katında yaşar ve ölürdü. Kalinin, hayal kırıklığına uğramış borçlu bir köylü; Çiçerin ise sürgünde, faydasız eski bir diplomat olarak kalırdı. Dünya onların isimlerini bilmezdi. Tıpkı XVI. Louis bu kadar aptal olmasaydı dünyanın Napolyon’u, Danton’u, Marat’ı ya da Robespierre’i tanımayacağı gibi. Fakat 1917 Ayaklanması bir devrime dönüştü, müthiş tahriki ve yükselişi ile sürgünleri bü yüklüğe taşıdı ancak onların karakterini değiştirmedi. Bu kitapta, devrimin liderlerini gerçekte oldukları gibi, kızıl alevlerin içine işlemediği ve herkes gibi yaşadıkları kendi evlerinde gördüğüm hâlleriyle göstermeye çalıştım.” Louise Bryant fevkalade bir üslupçu. Bryant; dünya tarihinin gördüğü en büyük olaylardan 1917 Rus Devrimi'ni gerçekleştiren Lenin ve çekirdek kadrosunun hayatlarına ayna tuttuğu Moskova’dan Devrim Portreleri kitabında, her bir ismin evlerinde hangi mobilyaları kullandıklarından ofislerinde hangi hususi misafirleri nasıl ağırlayıp onlarla neler konuştuklarına kadar tarihin bilinen kayıtlarına girmeyen pek çok ayrıntıyı okuyucularıyla paylaşıyor. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından devrim Moskova’sına geçen, erken yirminci yüzyılın belki de en trajik karakterlerinden Enver Paşa’nın ve maiyetindekilerin de anlatıldığı kitapta, tarihin bu kanlı dönüm noktasında neler yaşandığını onları yakından gözlemleyen bir kalemin çarpıcı cümlelerinden öğreneceksiniz. 
    SatıcıKitap AdıBağlantı
    TrendyolMoskova’dan Devrim PortreleriSatın Al
    KitapyurduMoskova’dan Devrim PortreleriSatın Al
    D&RMoskova’dan Devrim PortreleriSatın Al
    IdefixMoskova’dan Devrim PortreleriSatın Al
    BKM KitapMoskova’dan Devrim PortreleriSatın Al
    HepsiburadaMoskova’dan Devrim PortreleriSatın Al
    GittigidiyorMoskova’dan Devrim PortreleriSatın Al
    N11Moskova’dan Devrim PortreleriSatın Al
    Amazon TürkiyeMoskova’dan Devrim PortreleriSatın Al
    Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
    Moskova’dan Devrim PortreleriPDF6.23 MB İndir
    Moskova’dan Devrim PortreleriEPUB6.96 MB İndir
    Moskova’dan Devrim PortreleriMOBİ5.49 MB İndir
    Moskova’dan Devrim PortreleriODF5.86 MB İndir
    Moskova’dan Devrim PortreleriDJVU7.32 MB İndir
    Moskova’dan Devrim PortreleriRAR4.76 MB İndir
    Moskova’dan Devrim PortreleriZIP4.39 MB İndir

    Sponsorlu Kitaplar

    SatıcıKitap AdıBağlantı
    BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
    KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

    Kitap Yorumları - (5 Yorum)


    Dünya tarihine etki eden önemli olayların başında devrimlerin müstesna bir yeri vardır. Her devrim, fikri yükseklere taşıyan önderlerin sırtında inanılmaz irtifa kazanır. Bolşevik Devrimi de Lenin’in önderliğinde nihayete ulaşmış, dünya tarihinin seyrine etki eden, mühim bir olaydır. Fakat bu önemli olayda Lenin kadar etkili olan onun fikir yoldaşlarının da etkisi ve katkısı mevcuttur. Haklarında çok şey yazılmış devrim önderlerinin, halen biyografileri kitap raflarında yerini almaya devam etmektedir. Louise Bryant’ın “Moskova’dan Devrim Portreleri” isimli eseri de gözlemle çizilen biyografilerle Bolşevik Devrimi sonrasında Moskova’nın nabzını tutmakta…

    Louise Bryant, yazar sıfatını gölgede bırakacak derecede önemli bir gazetecidir. Ülkesi Amerika Birleşik Devletleri’nin resmî ideolojisinin aksine, farklı görüşlere temayül etmiştir. Özellikle Bolşevik Devrimi sonrası Moskova izlenimleri, Amerika’nın önemli gazetelerinde yayımlanmıştır. Ülkeler arası global entegrasyonun günümüzdeki kadar güçlü olmadığı bir dönemde, gazete köşesi vasıtasıyla ülkeleri, halkları, liderleri ve en önemlisi ideolojik saikleri ülkesinde anlatmaya çalışmıştır. Kendi dünya görüşünün paralelinde Moskova’ya ve devrime olan ilgisini bu şekilde dışa vurarak hem tarihe not düşmüş hem de ülkesindeki yanlış yargıların önüne geçmeye gayret göstermiştir.

    Eserde Louise Bryant, 18 devrim insanına dair izlenimlerini okura ulaştırmaya çaba sarf etmiştir. İlk aşamada devrimin büyük lideri Lenin ve çevresindekileri ele almış, sonrasında biraz daha geri planda kalan fakat devrim için önemli köşe noktalarını tutan isimler üzerinde durmuştur. Odaklanılan kişiyle beraber bahsedilen hedef insanın bağlı bulunduğu bürokratik, dini, toplumsal vb. çevre de mercek altına alınmıştır (Misal: Tikhon ve Rus Kilisesi, Mihail İvanoviç Kalinin ve Köylüler, Anatoli Vasilyeviç Lunaçarski ve Rus Kültürü).

    Bryant’ın biyografi metodu ne akademik ne de edebi olup, mesleğinden dolayı haber aktarımının özelliklerini gösterir. Fakat bu noktada edebiyatçılara nazire yaparcasına gözlem gücünün etkin hususiyetleri satırlar arasında dikkat çeker. Anlatım sade, akıcı ve yalındır. Dikkat çekici noktalar üzerinde itinayla durulur. Ele alınan şahsın devrimle ilintisi kadar, onu sahip olunan pozisyona getiren siyasi geçmişi de kısaca özetlenir. Son olarak en can alıcı kısım olarak, yazarın direkt gözlemlerine geçilir. Louise Bryant, direkt temas halinde olduğu sohbetlerine dahil olduğu ve ortamlarına girdiği isimlerin hayatlarına dair her eserde rastlanmayacak gizli noktalara temas ederek elde ettiği bilgileri cömertçe servis eder. Misal Lenin’in aile hayatına dair izlenimler oldukça ilginçtir.

    Verilen biyografilerde dikkat çekici noktalardan birisi de, devrim liderlerinin arkasındaki kadın karakterlerin üzerinde fazlasıyla durulmasıdır. Louise Bryant, ülkesinde feminist olarak tanınan kadın hakları savunucusudur. Bu yüzden, devrim portrelerinde kadına ve resmedilen şahsın kadın hakları konusundaki fikirlerine özellikle yer verilmiştir. Ayrıca Rusya’daki Kadın Hareketi’ne bir bölüm ayrılmış ve önemli Rus Kadın Devrimci Aleksandra Kollontay detaylı bir şekilde tanıtılmış, Devrim sonrası Moskova’nın kadın konusundaki tutumu irdelenmiştir.

    Eserin çizilen karakterlerin tanıtımı ve tahlili vasıtasıyla tarihe not düştüğü şüphesizdir. Fakat sadece biyografik bir analiz ve izlenim sunumu söz konusu değildir. Dönemin siyasi havası da satırlar arasında kendisine yer bulur. Louise Bryant, siyasi gündeme oturan birçok güncel konuyu da hedef şahsiyetlerle görüşür. Yazarın muhabirliği esnasında Moskova’da röportajlar yapmış olması, onun sohbetlerine ait ayrıntıların ortaya çıkmasını sağlar. Bu anlatılarda döneme ilişkin birçok bilgi zuhur eder. Özellikle, dönemin Rusya’sına ilgi duyanların gözden kaçıramayacakları bu önemli bilgiler, kitabın tarihi misyonunu su yüzüne çıkarır.

    Eserin Türk tarihini ilgilendiren önemli bir yönü de dikkatten kaçmamalıdır. Osmanlı’nın son dönemlerinin önemli figürü Enver Paşa için ayrı bir bölüm düzenlenmiştir. Enver Paşa ile uzun süre (yaklaşık 6 ay) Moskova’da aynı yerde konaklayan yazar, hiçbir yerde yayımlanmamış birçok ayrıntıyı okuruna verir. Özellikle Paşa’nın dünya görüşü, mizacı, fiziksel görünümü, siyasi gündeme dair tespitleri akılda kalıcıdır. Eser, sırf Enver Paşa hakkında yazılan bu kıymetli gözlemler için bile tercih sebebi olabilir. Zira Paşa hakkında yapılan tespitler, onu olumsuzlamayı görev addedenleri mahcup bırakacak haddededir. Zira Louise Bryant fazlasıyla dışarıdan objektif bir köşede durarak, Paşa’yı değerlendirir.

    Eserin çevirisinin gayet iyi yapıldığını belirtmek gerekir. Bazı çeviri eserlerde öne çıkan anlatım bozukluklarına, iç tırmalayıcı nüanslara, iyi okurun ağız tadını bozan bazı etmenlere eserde rastlanmaz. Ayrıca çevirmen -ön söz kısmı başta olmak üzere- okura fazlasıyla yardımcıdır. Louise Bryant’ın dönemi için yabancı olunan, gündeme dair önemli isim ve olaylar dipnotlar vasıtasıyla açıklanır. Eser, her ne kadar akademik bir hüviyete sahip olmasa da akademik metinler için önemli bir referans kaynağı olmaya adaydır. Eserin, 1923 yılında basılması ve bizi ilgilendirmesi düşünüldüğünde yüzyıl sonra da olsa, böyle bir eseri okumak okur için önemli bir avantajdır.

    Yazarın da eserinde bahsettiği gibi, “Büyük olaylar, büyük insanlar yaratır. Büyük olayların ortasında kendi varlığını sürdürecek kadar güçlü olmak bile büyük olmak demektir.” Tarihe olaylar açısından bakanlar için; sadece olayın gerçekleşmesine dair bilinen ayrıntılar vurgulanır, isimler ise sadece sinema ve tiyatroda başrol oyuncularının sunumu gibidir. Oysa her isim bir dünyadır. İsimlerin altı eşelendikçe ortaya çıkanlar; insanları inanılmaz şaşırtır. Şaşırtıcı bu nüanslar, yeri gelir dünya tarihine etki eden büyük olayların tetikleyicisi olur. Kaos teorisindeki kelebek etkisi benzeri bu durum; dünya tarihinde önemli kişiliklere ilişkin detayların derinliklerine inildikçe görünür hale gelir. Misal Lenin’in kardeşinin Çar’ın idamına maruz kalması; onun içindeki devrim ateşini tetiklemiştir. Sonuçta Lenin’in lokomotifi olduğu fikir aksiyonu Çarlığı yıkacak güce erişmiştir.


    Amerikalı feminist ve sosyalist gazeteci-yazar Louise Bryant (1885-1936)’in gözlemleriyle hatıratlarına dayanan “Moskova’dan Devrim Portreleri”ni, gerçekte “Sovyetler Dönemi”ne ait ilk kitap çalışmalarından biri olarak kabul edebiliriz. Bolşevik Devrimi’nin önemli simalarını yakından tanıma fırsatını yakalayan yazar Bryant’ın, gazeteci kökenli olması ve bu özelliğiyle kaleme aldığı kitabın, akademik bir değeri olmamakla birlikte döneme farklı bir bakış getirmesi söz konusu eserini kıymetli kılmaktadır.

    Konunun ilgililerine bir asır sonra da olsa, çalışmayı büyük bir özveriyle tercüme ettiğinin farkında olduğumuz Yahya Yeşilyurt’un dönemle ilgili bilgisini dipnotlarda görebilmekteyiz. Çevirmen Yeşilyurt, kimi yerde düzeltmeye giderken, kimi yerde de açıklayıcı ve karşılaştırıcı dipnotlar düşmesi kitabı daha bir anlaşılır hale getirmiştir.

    Yazarın da dediği gibi, dünyaca bilinen özellikle siyasi liderlerin genelde şatafatlı bir hayatları olduğu düşünülmektedir. Hizmetçileri, uşakları, bolca geniş odaları, özel kalemleri ile danışmanları olduğu düşüncesi kuşkusuz Lenin için de geçerliydi. Oysaki Lenin sade bir hayat sürmüştür. İki odalı evinde hizmetçisi dahi yoktur. Danışmanları ise aile efradındandır. Göze çarpan eşyaları masa, sandalye, kitapları ve notlarıdır. Bunu okuruna güzel bir üslupla anlatan Bryant’ın, bugüne kadar pek bilinmeyen ve dillendirilmeyen Lenin hakkındaki bilgileri kimi okuru şaşırtabilir.

    Yıllar sonra ve farkında olmadan Lenin hakkındaki bir tartışmaya da katılıyor yazar. Lenin’in Türk soylu olup olmadığı kimi zeminlerde tartışılmıştı. Hatta fiziki yapısından ötürü tartışma daha da diri tutulmuştur. Bryant, sanki tartışmalara nokta koyar gibi Lenin için doğrudan “Tatar” demektedir. Bilindiği gibi “Tatar” bildiğimiz Türk’tür.

    Lenin’in ABD ile işbirliği yapma girişiminin yer aldığı çalışmada, kuşkusuz en dikkat çekici bölüm Enver Paşa’nın anlatıldığı sayfalardır. Zira yazar bu bölümde okura başka bir Enver Paşa portresi çizmeye çalışmıştır. Satırlardan yazar ile Enver Paşa’nın hayli yakın görüştüğü anlaşılırken, yine Enver Paşa’nın Moskova sosyal çevresinde kadınlardan hayli ilgi gördüğü de aktarılmaktadır. Ayrıca Enver için “paralı asker” ithamında bulunması ve Türkistan’a ne amaçlı gittiğinin anlatılması, söz konusu çalışmayı hayli özel kılmaktadır.

    Troçki ve diğerlerinin de alternatif portrelerinin çizildiği “Moskova’dan Devrim Portreleri”, tematik düşünmeye sevk edecek bilgilerle beklentileri karşılarken, araştırmacıların da hayli ilgisini çekecektir.


    Kolay okunan bir çalışma. Yazarın tanıştığı dönemin önemli karakterleri hakkında düşünceleri, anıları.


    Bryant’ın kişisel izlenimlerini aktardığı orijinal bir çalışma. Lenin,Troçki ve Enver Paşa’yı bir de Bryant’ın değerlendirmeleriyle okumak ilgi çekici.


    bu şahane eseri dilimize kazandıran kıymetli hocamız yahya yeşilyurt’a çok teşekkür ederim. okuyalım, okutalım.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    *

    *

    *