Kategori:
Edebiyat
Yazar:
Onur Orhan
Yayınevi:
Can Yayınları
Yusuf’u Bulmak
Tanıtım Bülteni
Bana Yusuf’u soruyorsun öyle mi? Sana onu anlatayım, anlatayım da, önce başka bir şey anlatayım. […] Yusuf, kuyuya atılmış bir taştır, değil kırk akıllı, milyon kere milyon akıllı o taşı çıkaramamıştır. Sanırlar ki o bir candır, bana sorsan o Hülya’dır. Çünkü Yusuf bir hiç çocuktur. Varlıkla yokluk arası…Bir anda kayıplara karışan Yusuf kimdir? Çapsız bir hergele mi, bir inanan mı? Vefasız bir evlat mı, kural tanımaz bir âşık yahut kayıtsız deli derviş mi? Yoksa herkesin Yusuf’u başka başka mı?..Onur Orhan’ın Yusuf’u Bulmak adlı bu sıra dışı romanı, kayıp Yusuf’un peşinde benzersiz bir hikâye anlatıyor. Yeraltı dünyası, hapishaneler, gazinolar ve zengin çevreler de dahil, toplumun her kesiminde dilediği gibi dolanan, hemen herkesin kendinden bir şey bulduğu bu benzersiz, ele gelmez figürün efsaneler ile gerçekler, yaşananlar ile yansıtmalar, iyi ile kötü arasındaki karşıtlıklar ve gerilimlerle örülü, şenlikli, unutulmaz bir portresini çiziyor.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Yusuf biridir ve aranmaktadır. Arayan en az iki kişi vardır, konuşulan insanların “birader, kız, hanım,” gibi hitaplarından anlamaktayız bunu. Arayan/dinleyen kişi belli değildir, bir kişi olduğu bile belli değildir, belki de bütün anlatıcılar aynanın karşısına geçip konuşmaktadırlar, kendi kendilerine Yusuf’u anlatıp adamı anılardan çekip çıkarmaya, bulmaya çalışmaktadırlar. Bölümler başlıksızdır, farklı anlatıcılar Yusuf’un farklı bir dönemini, duygusunu, özlemini anlatmaktadırlar. Yusuf’un girdiği ortamların ve ilişki kurduğu insanların nitelik farklılıkları gereği anlatıcıların dili farklılaşır, örneğin adamın ilişki kurduğu avukat daha düzgün bir Türkçeyle konuşurken pavyondan veya hapisten tanıdığı arkadaşları argonun dibine vururlar. Çok rahatsız edici bir şey değil, ara ara karşımıza çıkıyor. Gerçi aşırılığa kaçan serseri muhabbetleri rahatsız edici olabiliyor, o ayar da bazı anlatıcılarda tam tutmamış ama bazılarında, örneğin Yusuf’a derin bir öfke duyan hapishane dayısının söylediklerinde cuk oturuyor.
Yusuf babasından sopa yiyor, bunu komşusu anlatıyor. Balık tutmayı ve sabrı öğreniyor, bunu balıkçı bir baba anlatıyor. Hızır’dan el aldığı bir arif tarafından anlatılıyor, el verdiği insan kahvede onun gibi kalın kalın kitaplar okumaya başladığını anlatıyor, adam ilahi bir dokunuştan sonra hakkında konuşan herkesin yaşamını öyle veya böyle sarsıyor, ailesini ve dokunuştan öncesini bilenlerini hariç. Babası hiçbir şey söylemiyor, oğlanı silmiş. Annesi kendince çocuğunun hatalı olduğunu söylüyor, dayak yemeye alışmış bir kadının ataerkil düzene eğdiği boyun acı verecek kadar kırılgan. Her anlatıcı başka bir dünyayı, kendi dünyasını da açmış oluyor; polisler polis şiddetini, emniyetteki dalavereleri ve iktidarın gücü gaddarca kullanmasını anlatıyor, aslında doğrudan anlatmıyorlar ama dayaklar, işkenceler, hukuksuz işler kokuşmuşluğu açığa vuruyor. Kıpti ve derdini anlatış biçimi. Toplumun çürük parçaları daha ağır basıyor, bunun yanında Yusuf’u çok sevenler ve ondan sadece iyilik görüp ona iyilik yapanlar da var.
Hülya. Kendi sözcükleriyle Yusuf’u hikâyeleştirmesi büyük bir aşkın yıkıntıları arasında yankılanıyor. Bir şey arar gibiymiş Yusuf, ne aradığını bilmeden arıyormuş. Kitaplarda, sokaklarda, kadınlarda aramış da bulamamış. Kaybolmuş en sonunda, ortaya çıkmıyormuş bir türlü. Arıyordur, bulamıyordur, başka mekanlarda tekrar arıyordur ve belki bu kez yeterince uzaklaşmıştır, o yüzden kimse bulamıyordur Yusuf’u. Yusuf Kenan ilinde kaybolmuş, bulana aşk olsun.
Hoş metin. Biraz fazla karnavalesk ama meseleleri çeşitlendirme yöntemiyle rahatsızlık vermiyor, birden fazla anlatım biçimiyle bambaşka bir metin haline gelebilirmiş, gelmemiş, belki de bu hali iyidir. Okunası.
yazarın farkının hissedildiği güzel bir kitap
“Yusuf’u Bulmak okurunu seçen bir kitap. Dahası, kısa zamanda tiyatroya uyarlanması da planlanan, yani seyircisini de seçecek olan bir kitap. Yalnızlık Ölümden Çok’tan sonra gelen bu ikinci romanıyla Onur Orhan, bir derviş misali, o seslerin aleminden okuruna bir Yusuf rüyası sunuyor. Yorumlayabilene ne mutlu. Yusuf’u arayanlara…”
Çok eğlenceli bir kitap. Yusuf’u bulmak için çekilen çileler, arayışlar, karakterlerin zenginliği ve bolluğu. Yazarın siradışı kalemi bir o kadar akıcı yazısıyla birleşince bitmesin diye ara ara kenara koyma ihtiyacı hissettim. Ancak bir günde bitirdim dayanamayıp. Edebiyatımızda unutulmayacak yeri olacak muhakkak. Hiç bilmediğiniz hayatlara tanıklık edeceksiniz.
Benzer Kitaplar
Charles Baudelaire
Langston Hughes
Ölene Kadar
Nerede Eski Eşkiyalar
Lübnanlı Corci Şahin Atiyye ve Şiirleri
Fikirleri ve Mücadelesiyle
Klasik ve Çağdaş Dönem Fıkıh Metinleri
Dişi Aslanın İtirafı
Kısmetse Olur
Konuşan Kadınlar
Kıyamet Meleği 19
Yani…
Arka Pencere Kısa Dalga Podcast Metinleri
Öyle ya da Böyle “Bir Şekilde Hayattayız”
Gayatri C. Spivak ile Söyleşiler Yapısöküm Postkolonyalizm Madunluk