Vejetaryenliğin Yararları

Kategori: Edebiyat Yazar: Sadık Hidayet Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Vejetaryenliğin Yararları

  • çevirmen: Prof. Dr. Mehmet Kanar
  • Yayın Tarihi: 07.05.2018
  • ISBN: 9789753636919
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 73
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 14 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
“İnsan kan döküyor, zulüm tohumu ekiyor. O halde sonuçta savaş, acı, yıkım ve toplu kıyım biçecek. İnsanlık ilerlemeyecek, huzur bulmayacak; mutluluk, özgürlük ve barış yüzü görmeyecek etobur olduğu sürece” diye yazıyor Sâdık Hidâyet, et yemeye yönelttiği eleştiriyi insan uygarlığının kapsamlı bir eleştirisine doğru genişlettiği bu çarpıcı kitabında. Daha sağlıklı ve barışçıl bir uygarlığa götürecek yol olarak gördüğü vejetaryenliği bilimsel temeli, tarihi ve felsefesiyle beraber ele alıyor.  Modern İran edebiyatının büyük ustası Sâdık Hidâyet, Vejetaryenliğin Yararları’nda vejetaryenliği kişisel bir seçim olmaktan öte bir dünya görüşü olarak ele alıyor. “Hayvanları üzmek ve öldürmek, insanlık şeref ve makamına edilmiş küfürdür. Hayvanların varoluşları, dünyaya gelişleri, oyun ve sevinçleri, acı çekmeleri, ana şefkatleri, ölüm korkuları, vücutlarında uyanan istekler, ölüm ve yazgıları, tümü insanınkine benzer.” 
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
Vejetaryenliğin YararlarıPDF3.03 MB İndir
Vejetaryenliğin YararlarıEPUB3.39 MB İndir
Vejetaryenliğin YararlarıMOBİ2.67 MB İndir
Vejetaryenliğin YararlarıODF2.85 MB İndir
Vejetaryenliğin YararlarıDJVU3.56 MB İndir
Vejetaryenliğin YararlarıRAR2.32 MB İndir
Vejetaryenliğin YararlarıZIP2.14 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Hidâyet’in etoburluğa pek tahammülü yok. “Nasıl böyle bir canavarlık yaparsınız? Siz kimsiniz ya?!” havasında yazdığı bu küçücük kitabın her anında ulan ben ne yapıyorum duygusu yakanızda, silkeliyor. Kafaya kafaya vuruyor Hidâyet, et yiyenlerin akıllı olmalarını istiyor ve bunu yaparken de ortalığı örneklerin havalarda uçuştuğu bir savaş alanına çeviriyor. “Pisagor böyle demiş, siz kimsiniz de et yemeye devam ediyorsunuz?!”
Geyik bir yana, gerçekten sert. Kendisi de vejetaryen olan Hidâyet, et yemenin sakıncalarını bir bir sıralarken yüz yıl öncesinin bilimsel verileriyle görüşlerini destekliyor. Yüz yıl içinde bilim ilerledi tabii, et yemenin olumlu ve olumsuz yanları ortaya çıkarıldı ve çıkarılıyor ama işin ahlaki, psikolojik boyutu güncel. Bence.
Hz. Ali’den bir alıntıyla başlıyor kitap: “Midelerinizi hayvan mezarlığı yapmayın.” Tamam. Sonrasında bismillahla söze giren Hidâyet, bölümler halinde neden et yemememiz gerektiğini anlatmaya giriyor, ben bölümleri es geçip ortaya karışık yapacağım.
Ne diyor, mezbahaların rezilliğinden bahsediyor. Dalak, bağırsak, pislik, kan, her şey iç içe. Manzarayı gören etobur insanların bir daha ağızlarına et sürmeyeceğini söylüyor. Hayvanlara kötü muamele ediliyor, bu gerçekten rezillik. Belgeselleri çekildi, kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Hayvanları küçücük yerlere tıkıp hareket edememelerine sebep olan sistemin yamuğu tam küfürlük, tamam. Kasapların yerine dibine sokulması, burası tartışmaya açık gibi geliyor bana. Başka, insanın -aşağılama amacıyla- kan dökücü canlılara ve kurtlara benzetilmesi yine tartışmaya açık. Evrim muhabbetinde Darwin’i ve şürekasını övüyor Hidâyet, insanın sindirim sisteminin et yeme hususunda özel olarak evrim geçirmediğini, et yemenin insanoğlu için sağlıksız olduğunu söylüyor da aynı evrim yırtıcıları da ortaya çıkardı. Tanrı zar atmaz, doğa da atmaz bence, ne yarattığını çok iyi biliyordu ve bunun ahlaki, insani yanını düşündüğünü sanmıyorum. Kurtların geçirdiği evrimden ötürü aşağılanacak hayvanlar haline geldiklerini düşünmüyorum, öldürme edimleri sonucu pişman olduklarını da. Her şey olduğu gibi oluyor, mesele bu.
İnsanın doğal besini meyve ve sebze, sistemimiz bu yönde kurulmuş. Toplayıcıyken çok daha iyi zamanlar yaşadığımız fikrine katılıyorum; şimdinin gudubet seksen senesini o zamanın dolu dolu otuz senesine tercih etmem. Normal bir şey, sürüklenmek yerine yere sağlam basarak yaşamak iyi. Neyse, ateş icat olununca etleri pişirip yemeye başladık ve bir sürü hastalık yakamıza yapıştı. Kanserinden vicdansızlığına, Hidâyet’in musallat olan bu dertlerin sebebi olarak et yemeyi görmesi yetersiz ölçüde doğru, keşke beslenme alışkanlığıyla belli olsa her şey.
Başka ne diyor, tarihte iz bırakmış toplumların et yemediğini, filozofların ve bilim adamlarının et yemenin adamı hacamat etmesiyle ilgili dediklerini söylüyor. Japonlar mesela; et yemedikleri için ne kadar da uygar bir toplum! II. Dünya Savaşı pek öyle demiyor gerçi ama Hidâyet’in kanımca mesnetsiz iddiaları tebessümle okunuyor, ne diyeyim.
Güzel ama, edinebilirsiniz.


kısa ama bilgi dolu bir kitap. vejetaryenlik için adım atmamı sağladı.


çok basit geldi ama okunabilir


Kör baykuş kitabından sonra farklı geldi ama bence herkesin okuması gereken bir yazar.


Aydınlanma Çağı’na girdiğim sırada bana en çok yardımı dokunan kitap. Eğer et yeme alışkanlığını bırakmaya meyilliyseniz ilk önce herkese hitap edebilecek bu basit kitaptan başlamanızı öneririm.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*