Türkiye Sen Kimsin?

Kategori: Edebiyat Yazar: Gündüz Vassaf Yayınevi: Iletişim Yayınları

Türkiye Sen Kimsin?

    Tanıtım Bülteni
    Türkiye, Batı’ya bağımlılığında, edilgenliğinde, aşağılık kompleksinde, başka birçok ülkeden farklı değil. Farkı, iç çekişmelerinden kurtulup evrensel değerlerin benimsenmesinde dünyaya öncülük etmesi olabilir.Yeni oluşan dengeler açısından kritik ve belirsiz bir noktadayız. Türkiye’yi Rusya, Çin ya da İslâm cephesinde görmek isteyenler de var, Vatikan’ın yoldaşlık yaptığı Avrupa-ABD cephesinde görmek isteyen de.Ben ne Türkiye’yi ne de kendimi, bu cepheleşmenin taraflarından biri olarak görmek istiyorum; ne de iki ipte oynayan cambaz olmasını...Kurulmakta olan ittifaklar, bizi dünyalı olmaktan, dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlarla uğraşmaktan alıkoyuyor.Hele yeni kuşaklar, tarihten hortlatılan dinî çatışmaların ne tarafı ne de kurbanı olmayı istiyorlar. Ne var ki, meşruiyeti çökmüş bir dünya düzeninin getirdiği açlık, sefalet ve adaletsizlik, çatışmalarda saf tutsunlar diye nice genci provoke edenlerin işini kolaylaştırıyor.Geçmişin tecrübesi adına, geçmişin hatalarını çok tekrarladık.Avı, tarımı, teknolojiyi hep yaşlılar aktardı gençlere.Oysa bugün, türümüzün tarihinde ilk kez, yaşlılar gençlerden öğrenmenin arifesinde.“Gündüz Vassaf düş gücünün avukatı, düz yazımızın en özgür ruhlu kalemi...”ORHAN PAMUK
    Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
    Türkiye Sen Kimsin?PDF6.23 MB İndir
    Türkiye Sen Kimsin?EPUB6.96 MB İndir
    Türkiye Sen Kimsin?MOBİ5.49 MB İndir
    Türkiye Sen Kimsin?ODF5.86 MB İndir
    Türkiye Sen Kimsin?DJVU7.32 MB İndir
    Türkiye Sen Kimsin?RAR4.76 MB İndir
    Türkiye Sen Kimsin?ZIP4.39 MB İndir

    Sponsorlu Kitaplar

    SatıcıKitap AdıBağlantı
    BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
    KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

    Kitap Yorumları - (5 Yorum)


    Her zaman tespitlerine katıldığım günümüzün en önemli aydinlarindan. Okumak müthiş keyif.
    Cumhuriyet dönemi ile düşüncelerine tam katılmasam da tespitler yerinde.


    Bazen yazdıkları insana ters gelse dahi okunmalı.


    Gündüz Vassaf bu kitaptada yine ” tam da benim düşündüklerimi söylemiş” dedirtiyor. aslında çok iyi bildiğimiz halde bir türlü cümlelere dökemediğimiz türklük eleştirisini bizim adımıza dile getiriyor. bunu yaparken dünyanın başka yerlerinden ve kendi yaşadıklarından örneklerle de bu işi acayip zevkli hale getiriyor.


    Oldukça ilginç bir eser olduğunu kitabın girişinden anlayabiliyoruz. Yazar, kitabını ‘’FACEBOOK’’ kurucularına ithaf ediyor. Bunun nedeni olarak bizi ’’aitliklerimizden’’ kurtardıklarına bağlıyor. Yazar,değindiği konulara bakıldığı zaman; birçok ülke gezdiği ve yazdığı konular hakkında bilgi sahibi olduğu yaptığı eleştirilerinden de ortaya çıkıyor. Hukuk sistemlerinin Batı’dan Doğu’ya nasıl işlediği, rejimlerin nasıl ideolojilerini aktardığı, sol-sağ olaylarının çelişkilerini tenkid ederken; ortak değerlerin nasıl kullanıldığı, askeri darbelerin iç yüzünü ve gençliğin sistem içindeki yerini, Batı ve Amerika hayranlığımızı kısaca sahip olduğumuz yakın tarih ve toplumsal psikoloji üzerinde önemli denemeler içeriyor kitap. Bu bağlamda önemli bir çalışma olduğu söylenilebilir.Apolitike bakış: Yazar apolitik olmayı asıl politik olarak düzenin kıskacına girmemek olarak yorumluyor. Peki, gençlik alet olmuyor düzenin çarkına derken bile bu düzenin istemiş olduğu birşey olduğu için bir nevi alet olma durumu değil midir? Türkiye’de bir demokrasi olgunlaşması söz konusu bu doğru ve orduyu göreve çeğıran gençliğin-görüşü ne olursa olsun- kafasının nasıl koparıldığı görüldü.Türkiye’de solun yerini İslam nasıl alabilir ki? Sol hep azınlıktaydı demokrasiye geçişten yani 50’li senelerden sonra. Oysa şimdi siyasal İslam iktidarda. Demokrasi kültürü İslam’la sekmeye uğramadı.Tam tersi, demokrasimiz hiç bukadar ileri gitmemişti.(2002-2010 arası Türkiye Demokrasisi açıkca ortadadır). Bunun nedeni İslam dininin zaten bir ‘demokrasi’kültürüne sahip olmasıydı.’’Siyasal İslam alternatif bir kavram hazinesi olarak görmek çok daha yararlıdır’’(Graham.Fuller)Dört halifenin cumhuriyet dönemi buna örnektir. Ayrıca birkaç devlet şimdi dini yanlış kullandığını varsayıyorsak bu dinin suçu değil onu kullananın suçu değil midir? İslamın evrensel hukuk ilkelerini çiğnemesini söylemek, isnad etmek yakışıksız kaldığı gibi o dini bilmemekten de ileri gelir. İslam Tarih’ini okuyanlar bilir, İslam ilk geldiği zamanlarda ‘’işkencelerin yasaklanması gerektiğini, kölelerin de insan oldukları, kadınların eşit bireyler oldukğunu’’ söyleyerek gelen ve bu yüzden Hicret (göç) etmek zorunda kalan bir avuç müslüman toplumunun dininden bahsediyoruz. Yazar ‘’Ordu-Gençlik El Ele’’ sloganlarına kızarken kendisi de bir nebze o pozisyona düşmekte ve denildiği gibi ‘’eski solcu kafa’’ yapısından tam olarak kurtulamadığı gözüküyor.Sonuç olarak toparlamak gerekirse; Yazar değişen teknolojinin apolitik gençlikle ilişkisini anlatırken, siber savaş yöntemlerinin çıkacağı öngörüsü ve dinin toplumdaki yeni boyutunu anlatmaktadır. Apolitik gençliği haps oldukları yerlerin kurtarıcıları olduklarını söylemekle ne kadar doğruyu anlatır? Aitliklerimizden kurtulma gereğini sürekli yeniler yazar.İnsan sahip olduğu değerlerle vardır.Tabuların yıkılmasından yanayım fakat ; bütün bütün değer yitirmelere karşı olmak gerektiğini düşünürüm.’’68 Kuşağı ve John Lenon’dan etkilendiği çok açık’’.O yüzden bir herşeye isyan ruhu taşıdığı söylenilebilir. Bir başka nokta; yazar genellikle örneklerde başvurduğu dünyada yapılan katliamlar misallerinde uzakdoğu ve Batı dünyasından söz eder. Evet, doğru oralarda katliamlar vahşetler yaşanmıştır .Fakat, hep başkalarına yapılmış olan zulme karşı ağıt yakıp yanı başında duran halkları unutmak olmaz. Darbecilerden niçin korkuyoruz? diye soran yazara birilerinden mi korkuyorsun denilebilir..Dinin solun yerini aldığı ve İslamcı yazarların eleştiri yapamadığını söyler .Bunu anlatırken solcuların da hatalarını sıralar .Fakat suçun dini kullananlarda olduğunu belirtmemiş; suç dinde mi diye bir soru işareti kafalarda kalmıştır .Fakat bu sahip olduğumuz kirli gerçekliklerin haklılığını ortaya atamaz. Çünkü Kitabın genel bir çerçevesine bakarsak; fazla uzun olmayan denemelerle okuyucuyu sıkmadığı ve değindiği güncel konular itibari ile okunurluğunu artırdığını söyleyebiliriz


    Daha çok 12 Eylül dönemini ve onun getirdiği “adı üstünde yenilikleri” eleştirmiş. Kalemi güçlü ve zeki bir yazar. Diğer eserlerini okumak için can atıyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    *

    *

    *