Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Söz Mezbahası

Kategori: Edebiyat Yazar: Eduardo Galeano Yayınevi: Belge Yayınları

Söz Mezbahası

  • çevirmen: Nesrin Oral
  • Yayın Tarihi: 01.07.1996
  • ISBN: 9789753441216
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 160
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: 3. Hm. Kağıt
  • Boyut: 13.5 x 19 cm
Tanıtım Bülteni
'Kişi kendisin başkalarına anlatma, onlarla bağlantı kurma, acı olayları duyurma ve sevincini paylaşma gereksiniminden yazar. Kişi, kendi yalnızlığına ve başkalarınkine karşı yazar. Yazının bilgi aktardığı ve okurunun dili ve tutumu üzerinde etkili olduğu, kendimizi daha iyi tanımamıza ve birlikte kurtuluşumuza yardım edeceği inancındadır. Ne var ki başkaları kavramı çok belirsizdir; insanın rengini belli etmesi gereken kriz dönemlerinde tarafsızlık yalana çok benzeyebilir. Gerçekte insan mutluluklarını ve felaketlerini yüreğinde duyduğu tüm kişiler için yetersiz beslenenler kenar mahalle sakinleri gerillalar, bu dünyanın tüm ezilenleri için yazmakta, bunların çoğu ise okuma bilmemektedir. Ve okuyabilen az sayıdaki kişiden kaçının kitap alacak parası vardır?'
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Söz Mezbahası PDF 6.64 MB İndir
Söz Mezbahası EPUB 7.42 MB İndir
Söz Mezbahası MOBİ 5.86 MB İndir
Söz Mezbahası ODF 6.25 MB İndir
Söz Mezbahası DJVU 7.81 MB İndir
Söz Mezbahası RAR 5.08 MB İndir
Söz Mezbahası ZIP 4.69 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Geçtiğimiz ay hayatını kaybeden Eduardo Galeano’dan 1960’ların kaynayan dünyasına kısa bakışlar. Siyasi gerilimlerin, sömürünün ve zorbalığın hüküm sürdüğü Güney Amerika’nın halleri. Bize pek uzak memleketler olsa da yaşananları çok iyi biliyoruz, insanın insana ettiği her yerde aynı.
Önsözde kaçırılan, işkence edilen ve öldürülen sanatçıların arasında konuşmanın susmaktan daha değerli olmadığı zamanları sorguluyor Galeano. Bu durumda susmak, sessizliğe gömülmek iyi ama kimin için? Sesini yükseltenlerin, suskun kalabalığı uyandırmaya çalışanların ölüm listelerinde yer almalarına rağmen sözcüklere sarılmaları insanlık onurundan başka ne olabilir? “(…) Böylesine hareketli dönemlerde yazarlık mesleği çok tehlikelidir: Kişi ya sözden kaynaklanan gurur ve sevinci yeniden hisseder ya da söze saygısını sonsuza dek yitirir.” (s. 8) Söze saygıyı yitirmek aslında insanlığa saygıyı yitirmektir, açık. Sözcükleri duyması gerekenler bir sonraki bölümde inceleniyor.
Sözün Savunusu: Paulo Freire’ye göre okuma-yazma demokratik bir toplumun doğrudan anahtarı olmasa bile demokrasiye giden yolda doğru kararların verilmesi yönünden en önemli araç. Okuma-yazma bireye belirli bir sorgulama yetisi kazandırabilecek güzel bir başlangıç noktası. Galeano, Freire’ye saygı duyar ve sözcüklerle iktidarın savaşında sözcüklerin tarafında yer alırken Freire’yle aynı çizgide yer alır. “Gerçekte insan mutluluklarını ve felaketlerini yüreğinde duyduğu tüm kişiler için, yetersiz beslenenler, kenar mahalle sakinleri, gerillalar, bu dünyanın tüm ezilenleri için yazmakta, bunların çoğu ise okuma bilmemektedir.” (s. 11) Darbelerin durmak bilmediği, eğitim düzeyinin insanların analiz-sentez-değerlendirme yapamamaları için oldukça yetersiz bir noktada sabit tutulduğu topraklarda kültür ve iktidarla mücadelenin bir arada yürütülmesi oldukça zor. Söyledikleri zor anlaşılan, çoğunlukla anlaşılmayan bir avuç insanın bir yandan da iktidara karşı yürüttükleri mücadele Prometheus’unkine çok benzer.
Sistemin tepkisi oldukça akılcıdır; yapay bir toplum üretmek. İnsanlar Tanrı buyruğu bir düzenin yıkılamayacağına inandırılır, böylece düzenin destekçisi haline gelirler. Sömürülmelerinde kültür emperyalizmi en önemli silahlardan biridir. Bunun yanında sisteme karşı bütün girişimler bir metaya dönüştürülür, bağlamlarından ayrıştırılır ve tüketim için insanların huzuruna sunulur. “Birleşik Devletler’de ve Avrupa’da altmışlı yıllarda gençliğin protestosunun davranış örnekleri ve simgeleri, tüketim budalalığına bir tepkiydi, bugün ise seri üretim nesnesidir.” (s. 15)
Edward Said’in entelijansiya için düşündükleri bir yönden bütün bu yıldırma politikalarına karşın mücadelelerini sürdüren yazarları kapsıyor. “Yazmamızın kaynağında okurun elbette bize ondan gelmiş ve şimdi de yüreklendirme ve kehanet olarak ona dönmekte olan sözlerde kendini yeniden bulabilmesi için bir buluşma çabası yatmaktadır. (…) Sistemin farklı düşünenleri altına aldığı ablukaya karşı koymaya yaramayacaksa bir edebiyata ne gerek var ki?” (s. 18)
Bir adet Che incelemesi bulunuyor, Galeano’nun Che’yle yaptığı görüşmeden kesitler ve Che’nin devrimciliği, Çin-Rusya gerginliği ve birçok mevzu hakkındaki görüşleri var. Galeano’nun kaleminden pek doğal bir Che manzarası. İdeolojik katman olmadan, Galeano’nun kaleminden.
Neler var başka, Brezilya’nın yayılmacı politikası ve Uruguay’ın sistemli bir şekilde ilerleyen toprak kayıpları, insanların yoksullaştırılması. Mao’nun Çin’ine açılan iki pencere, Bolivya, Peru, Venezuela, Kolombiya, peşkeş çekilen yeraltı kaynakları, yoksul insanlar, ortalama yaşam süresinin giderek kısaldığı bir dünya. Acıların coğrafyasından müthiş bir kitap.


hic bir sey diyemem. ismardadim keske okuyabilseydim .


Öncelikle basım çok kötü, çok özensiz. Galeano’nun kitapları arasında en zayıf kalanı olmuş. Benim gibi Latin Amerika merakı olanlar da başka kitap okusunlar. Beğenmedim.


eduardo nasil dusunen bir adamsin sen. hayranim tesekkurler


yazarın tepetaklak kitabını okumuştum bu kitap o kadar etkileyici bir tarzda yazılmış olmasada latin amerikadaki terslikleri ve gündelik yaşamda aksayan olayları anlatmış, meraklısına…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*