Sır

Kategori: Edebiyat Yazar: Mustafa Kutlu Yayınevi: Dergah Yayınları

Sır

  • Yayın Tarihi: 01.05.2012
  • ISBN: 9789759953003
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 96
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 13.5 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
Tarihin çöp sepetiPolitik-vizyonHer ne var alemdeAramakla bulunmazMüritSatılık huzurCüz gülü
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
SırPDF3.98 MB İndir
SırEPUB4.45 MB İndir
SırMOBİ3.52 MB İndir
SırODF3.75 MB İndir
SırDJVU4.69 MB İndir
SırRAR3.05 MB İndir
SırZIP2.81 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Alakasız bir yerden bir alıntıyla başlayacağım, hangi kitapta olduğunu hatırlamıyorum ama sanırım son kitaplardan birinde Dumbledore’la Harry Potter konuşurlarken Harry, “Ya ben istemiyorum bu mücadelenin başına geçmeyi, aklımdan hiç geçmemişti,” gibi bir şey diyordu, Dumbledore da, “Belki de en iyi liderler, liderliği hiç düşünmemiş erdemli kişilerin arasından çıkar,” diyordu. Sır’daki şeyhimizin durumu biraz böyle. Aklında şeyhlik yokken, rençberlik ederken bir anda en üst kademede buluyor kendini. Mevzu Takva’ya benziyor ama Sır’da psikolojik altyapı Takva’daki kadar derin değil, daha çok tekke-şeyh etrafında dönen hadiseler var.
Sekiz hikâye var, bunlar bir şekilde ilk hikâyedeki tarikatla bağlantılı. Sekizinci hikâyede ilk hikâyedeki şeyhe dönüyoruz, devriye tamamlanıyor böylece.
Sır: Rençberlik yapan, kendi halinde yaşayıp giden bir mürit var, bir gece şeyhi geliyor, emaneti kendisine devrettiğini, usulünce himmet etmesini söyleyerek gidiyor. Rençber yalvarıyor, kendisinden önce nice uluların olduğunu, kendisinden önce onların geldiğini söylüyor ama şeyhin kararının üstüne söz söylenmez, çaresiz kabul ediyor.
Ben tasavvuf bilmiyorum, üniversitede okuduğumuz metinler kadar bir şeyler söyleyeceğim. Dergâha yoklukla girersiniz. Tarikte yürümek için her şeyinizi arkada bırakmanız lazım. Mal, mülk, hatta düşünceleriniz, ne varsa. Hikâyelerde bazı bazı bu mevzuyu, öze dönüşü göreceğiz. Rençberin bir anlamda özgürlüğünün elinden alınması gibi. Gündelik hayatın hayhuyunda, mutlu olup olmadığını bilemiyoruz ama olabildiğince dertsiz bir şekilde yaşarken bir anda tepeye varmak… Alışınca memnunluğunu görüyoruz bu sefer, elinden geleni ardına koymadan hem geçimini sağlamaya çalışıyor, hem de insanlara himmet etmek için uğraşıyor. Yer dar, uzaklardan insanlar geliyor bir misafirhane yapmak için. Gayret her işin daha iyisi için.
Buraya kadar her şey güzel, ne zaman dünyevi işler mevzuya giriyor, orada bozulma başlıyor.
Şeyhin evinden getirip köşeye bıraktığı eşyalara, bir de tekkenin eşyalarına bir bakışı, bunları karşılaştırması var ki…
Rüyalar görüyor şeyh. Şehir yerinde, bunca israfın içinde sınanacağı söyleniyor. Sadece bu da değil, haliyle insanlar akın akın geliyor ve köy yerindeki sorularla şehirlilerin soruları başka başka oluyor. Müslümanın sağcısı solcusu olur mu, saçımızı şöyle mi böyle mi örtmeliyiz, kalp nakillerinde iman nakli de gerçekleşir mi, bir sürü soru. Bitmedi, işin ucu siyasete dayanıyor tabii. Şeyh, partililere elini öptürecek de hem tekkenin itibarı artacak, hem de tarikattakilerin işleri artacak.
Şeyh aynada bir yüzüne bakıyor, bir kalbine bakıyor, kendini görüyor. Cübbeyi çıkarıyor, sarığı yere koyuyor, sırra kadem basıyor. Arkasından kitaplar yazılıp satılıyor, yeni şeyh olduğunu iddia edenler çıkıyor, tekkeden birkaç tekke daha doğuyor en sonunda. Ayna mevzusu Mavi Kuş’ta da vardı, Aynalı Lokanta mı ne. Ayna izleğini sık kullanıyor galiba Kutlu.
Filmlerden, kitaplardan az çok biliyoruz ama Kutlu’nun anlattığı saf, iman dolu dünyanın nasıl yozlaştırıldığını ilk kez böylesine açık seçik gördüm ben. Üzdü. Oldukça gerçek, etkileyici.
Böyle. Karakterlerin vazgeçtiklerinin yanında asıl husus, siyasi veya bireysel güç kazanmak için yapılanlar. Tekkenin amacından saptırılması, politik dalaverelere alet edilmesi, çıkar dünyaları, bir sürü şey. Mis gibi kitap yeminle. Beyhude Ömrüm kaldı, onu da okursam elimde Kutlu’nun hiçbir kitabı kalmayacak. Daha sonra okuyacağım onu, bir anda bitirmek istemedim şimdi. Mis gibi yazıyor adam. Gördüğünüz yerde alın, pişman olursanız gelin bana basın tokadı.


Mustafa Kutlu kitapları okunmalı


Sır kitabı Kutlu’nun öteden beri işlemekte olduğu, Türkiye’de toplumsal değişme serüveninin bilhassa seksen sene sonraki görünümüne ışık tutmakta, eleştiriler getirmektedir.


Elbette diğer Kutlu kitapları gibi muhteşemdi. Okunmalı ve anlamlandırılmalı


ilk kez okudum, gerçekten çok güzel…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*