Seks ve Ceza Arzuyu Yargılamanın Dört Bin Yıllık Tarihi
Tanıtım Bülteni
Kraliyet metresleri, eşcinsel at arabası yarışçıları, ortaçağ travestileri, cadılar, keçi seviciler, rahibe fahişeler ve Londralı kiralık oğlanlar gibi aykırı oyuncuların renklendirdiği seks tarihinde bir çağ ve toplumda hoşgörülen davranışlar bir ötekinde en ağır şekilde cezalandırıldı. Ancak seks dürtüsü antik çağlardan beri kendini dizginlemeye çalışan her türlü girişime karşı koydu. Seks ve Ceza, dört bin yıllık cinsellik, din ve mülkiyet üçgeninin açılarının çok da değişmediğini gösteriyor bizlere.“Elbette tecavüz, zina, ensest ve seks hukuku alanına giren diğer tüm meseleler insanlığın varoluşundan beri vuku bulmuştur. Değişen tek şey, insanların birbirlerinin bedenlerini kontrol etmek için kullandıkları yöntemler ve bu yöntemleri kullanma gerekçeleridir.”Eric Berkowitz Antik Mezopotamya’da zina yapan bir kadının kazığa oturtulmasından başlayıp 1895’te Oscar Wilde’ın “büyük ahlaksızlık” suçuyla hapis cezası aldığı döneme kadarki seks hukukunun uzun tarihini gözler önüne seriyor.“Seks ve Ceza, seks ve günah üzerine dudak uçuklatan bilgilerle dolu.”Guardian“Ustalıkla yazılmış aydınlatıcı bir yapıt.”Literary Review
TÜRKİYE'DE BİR İLK: TAMAMEN YASAL ÜCRETSİZ PDF KİTAP ARŞİVİ
%100 Yasal • Hızlı Erişim • Telifsiz Eserler
Türkiye’nin tamamen yasal ve ücretsiz e-kitap kütüphanesi; roman, deneme, kişisel gelişim gibi pek çok kategorideki eseri tek çatı altında sunar. Kitapları doğrudan tarayıcınızda çevrimiçi okuyabilir veya tek tıkla PDF formatında indirerek çevrimdışı keyfini çıkarabilirsiniz. "Popüler", "En Çok İndirilenler" ve "Yeni Eklenenler" sekmeleri ile zengin kategori-yazar listeleri, aradığınız başlığa saniyeler içinde ulaşmanızı kolaylaştırır. Opsiyonel kayıt/giriş sistemi ise okuma geçmişinizi saklar ve favori eserlerinize hızlı erişim sunar.
Hukukun yaşama yetişme konusunda sıkıntıları var, bu durum uygarlık ne kadar ilerlemiş olursa olsun her an, her yerde ortaya çıkabilir. Genellikle facialardan sonra benzeri bir şey tekrar yaşanmasın diye ışık hızıyla oluşturulan kanunlar görünürde problemi çözüyor olsa da kamunun yaralanan vicdanı yaşanan trajediden çok daha büyük, kanunlarla ketlenemeyecek tahribatlara yol açıyor. Ataerkil yapı pembe otobüs gibi ucube önlemler sunarak problemin kaynağını es geçiyor, günlük çözümler zaten aşağılanan insanları daha da aşağılıyor, sirk böylece sürüp gidiyor. Pembe otobüs, biber gazı, suçun karşılığı olmayan cezalar binlerce yıldan beri süren çarpıklığı engelleyebilir mi?
Berkowitz’in giriş bölümündeki yorumlarını Richelieu’ya bağlıyorum: “Vatan hainliği yalnızca tarihle ilgilidir.” Cinselliğin taşıdığı suç potansiyelinin değerlendirilmesi ve suçların cezalandırılması da toplumların, iktidarın parçalanmaya karşı koyduğu tepkiye göre belirleniyor. Polanski’nin, Dominique Strauss-Kahn’ın yedikleri herzeler 100 yıl önce gerçekleşseydi cezalandırılmaları söz konusu bile olmazdı. “Bir ya da iki asır geriye veya ileriye gittiğimizde ya da bir ülke sınırını geçtiğimizde, bir toplumun zararsız eğlencesinin bir başkasının en ağır suçu olduğunu görüyoruz. Bu kitap da size bu hikayeyi anlatmayı amaçlıyor.” (s. 19) Bu kapsamda eşcinselliğin nispeten görmezden gelinmesi ve dini metinlerden yola çıkılarak cezalandırılması, Batı hukukuyla Eski Yakındoğu’da ortaya çıkan yasa tutanakları doğrultusunda kronolojik bir inceleme yapılmış, örneklendirici onca olay da anlatıya renk katmış. Temelde cezalandırma yöntemleri -Foucault’nun Hapishanenin Doğuşu kitabıyla paralel okumaya açık- ve yöntemleri kullanma gerekçeleri anlatılmış.
Oldukça kapsamlı bir araştırma, cinsellik ve hukuk konusunda iyi bir kaynak.
Kitabın incelemesini Ceren Sungur’un Tarih Obası kanalında izlemiş ve oldukça ilgi çekici bulmuştum. Kadının çağlar boyunca toplumdaki yeri ve insan ilişkileri ve bu ilişkilerin hukuk ve din merkezinde nasıl algılandığı üzerine başarılı bir inceleme olmuş.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Hukukun yaşama yetişme konusunda sıkıntıları var, bu durum uygarlık ne kadar ilerlemiş olursa olsun her an, her yerde ortaya çıkabilir. Genellikle facialardan sonra benzeri bir şey tekrar yaşanmasın diye ışık hızıyla oluşturulan kanunlar görünürde problemi çözüyor olsa da kamunun yaralanan vicdanı yaşanan trajediden çok daha büyük, kanunlarla ketlenemeyecek tahribatlara yol açıyor. Ataerkil yapı pembe otobüs gibi ucube önlemler sunarak problemin kaynağını es geçiyor, günlük çözümler zaten aşağılanan insanları daha da aşağılıyor, sirk böylece sürüp gidiyor. Pembe otobüs, biber gazı, suçun karşılığı olmayan cezalar binlerce yıldan beri süren çarpıklığı engelleyebilir mi?
Berkowitz’in giriş bölümündeki yorumlarını Richelieu’ya bağlıyorum: “Vatan hainliği yalnızca tarihle ilgilidir.” Cinselliğin taşıdığı suç potansiyelinin değerlendirilmesi ve suçların cezalandırılması da toplumların, iktidarın parçalanmaya karşı koyduğu tepkiye göre belirleniyor. Polanski’nin, Dominique Strauss-Kahn’ın yedikleri herzeler 100 yıl önce gerçekleşseydi cezalandırılmaları söz konusu bile olmazdı. “Bir ya da iki asır geriye veya ileriye gittiğimizde ya da bir ülke sınırını geçtiğimizde, bir toplumun zararsız eğlencesinin bir başkasının en ağır suçu olduğunu görüyoruz. Bu kitap da size bu hikayeyi anlatmayı amaçlıyor.” (s. 19) Bu kapsamda eşcinselliğin nispeten görmezden gelinmesi ve dini metinlerden yola çıkılarak cezalandırılması, Batı hukukuyla Eski Yakındoğu’da ortaya çıkan yasa tutanakları doğrultusunda kronolojik bir inceleme yapılmış, örneklendirici onca olay da anlatıya renk katmış. Temelde cezalandırma yöntemleri -Foucault’nun Hapishanenin Doğuşu kitabıyla paralel okumaya açık- ve yöntemleri kullanma gerekçeleri anlatılmış.
Oldukça kapsamlı bir araştırma, cinsellik ve hukuk konusunda iyi bir kaynak.
Günümüzde hala karşımıza çıkan çok basit sorunların aslında kökeninin çoooooooooook eskilerde olduğunu çok sert şekilde yüzümüze vuruyor
Antik Mezopotamya uygarlıklarından günümüze seksin ve türev eylemlerin hukuk ve ahlak kuralları ile nasıl karşılandığını anlatan güzel bir eser.
Kitabın incelemesini Ceren Sungur’un Tarih Obası kanalında izlemiş ve oldukça ilgi çekici bulmuştum. Kadının çağlar boyunca toplumdaki yeri ve insan ilişkileri ve bu ilişkilerin hukuk ve din merkezinde nasıl algılandığı üzerine başarılı bir inceleme olmuş.
Bu konudaki eserler arasında kendini sivriltmiş bir çalışma.Ufkunuzu açacak.