Sahabelerin hayatı aslında tüm Müslümanlar için de örnek olması gereken hayatlardır. Bu sahabeler birbirilerinden çok farklı tabiatlara sahip olmalarına rağmen aynı davanın etrafında toplanmışlar ve aynı amaç uğrunda Allah Resulünün çevresinde bulunmuşlardır. Günümüz insanının en büyük eksikliklerinden biri de sanırım kendi etnik kökenleri, siyasal fikirleri, cemaat ve tarikat ayrımları ile birbirlerinden kopuş süreçleridir ki, bu tavır kesinlikle bir Mü’ min tavrı değildir. Oysa sahabeler her ne ırktan olurlarsa olsunlar, zenginlikleri ve fakirlikleri ne olursa olsun, nasıl bir yaşamın içerisinde sosyal hayatın içinde bulunurlarsa bulunsunlar tek çatı altında birleşmişlerdir. Örneğin Ebubekir R.A. sadakati, sessizliği, vakarı ile meşhur iken, Ömer R.A. adaleti ile, Osman R.A. Ahlakı ile, Ali R.A. ise gücü ve kılıncının keskinliği ve cihangirliği ile meşhurdur. fakat hepsi aynı çatının altında toplanmışlardır. Bununla beraber NİĞDE BOR LU ŞEYH KUDDUSİ HAZRETLERİ BUYURURKİ;Biz hem Kadiriyiz, hem Halvetiyiz, hem Celvetiyiz, hem Selvetiyiz, hem Nakşiyiz, hem Mevleviyiz, hem de rufaiyiz. Yedi tarikatın yedisindeniz de ayrısı ve gayrısı yoktur, hepsi hak ve gerçektir. İşte İslam toplumundaki bu ayrılıkların giderilmesi açısından Müslümanların sahabeyi güzin efendilerimizin hayatlarını da iyi bilmeleri gerekmektedir.