Kimini Fatih idam ettirdi yanlış tavrından ötürü, kimini yanlış îmâsına öfkelenen Yavuz parçaladı. Asırlar boyu sürdü bu yarış. Ne onların bir kısmı yanlış yapmaya doydu, ne de Cihna Sultanları affa yanaştı. Nasıl bir efsun vardıysa makâmı vezârette; Arnavut, Boşnak, Çerkez, Gürcü, Arap, Ermeni, Rum, Slav, Rus, İtalyan ve Türkler yarış etti. Sadrazam olarak ölmenin şerefi miydi içlerine arzu ateşini düşüren, yoksa hizmet aşkı mıydı? Kahramanı, hâini, meleği ve şeytanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun 218 sadrâzamın serencâmı anlatılıyor...
Sadrazamların özellikle etnik kökenlerini ön plana çıkararak Türk asıllı olmayanların aslında gizli birer hain oldukları ve ihanetleriyle devleti batırdıklarına ilişkin komplo teorilerinin yaygınlaştığı bir dönemde neşredilen bu kitap, Osmanlı tarihindeki tüm siyasal olayların detaylarını içermemekle beraber, konunun hiç te öyle basite indirgenemeyeceğini gösteriyor. Etnik kökenleri ne olursa olsun, tüm sadrazamların olumlu ve olumsuz yönleri, başarıları ve başarısızlıkları olduğu görülüyor. Türk asıllı olmamakla beraber devlete çok büyük hizmetlerde bulunan sadrazamlar olduğu gibi, Türk asıllı olmakla birlikte adını hiç kimsenin bilmediği silik kişilikli sadrazamlar da var. Dolayısıyla bazı sadrazamların Türk asıllı olmadıkları için içlerinde gizli bir ihanet taşıyarak Türke düşmanlık yaptıkları ve devleti batırmaya çalıştıkları şeklinde bir genelleme yapılamayacağı ortaya çıkıyor.
Osmanlı’nın ihtişamlı saltanatının perde arkasındaki sırrı. Devletin gücü arttıkça güçlenen güç ve iktidar mücadeleleri. İnsanın iktidar hırsına kapıldığında neler yapabileceği. Hepsi bu kitapta toplanmış. Nice paşalar, vezir-i azamlar, güç dengeleri içerisinde, ulum-ul siyasenin öğretilerini yazmışlar adeta. Kimisi basit, kimisi komplike bir sürü komplo. Tarihi kişiliklere ilgisi olan herkese tavsiye edebilirim. Yazarın akıcı uslübu da takdire şayan tabii ki.
Osmanlı’nın bütün sadrazamlarının kronolojik olarak anlatıldığı güzel bir eser. Her zaman kullanılabilecek bir başvuru kaynağı aynı zamanda. Hacim sorunu nedeniyle 218 sadrazamın ancak özet bilgileri alınabilmiş kitaba doğal olarak. Tüm sadrazamların ortak noktalarının, bu mevkiye gelene kadar devlet içinde iyi bir eğitimden geçiyor olmaları anlaşılıyor kitaptan. Ayrıca yazar biraz kendi yorumunu katarak Türk kökenli olmayan sadrazamların devletin ve milletin aleyhine icrada bulundukları izlenimini yansıtmış.Bana ilginç gelen bazı durumlar ise; İstanbul’un fethi sırasında Fatih’in Türk olan sadrazamı Çandarlı Halil Paşa ile diğer Türk vezirlerin fethe karşı çıkarken Rum ve Slav kökenli vezirlerin fethi desteklemeleri! Sanırım İstanbul’un fethi konusunda ortaya çıkarılması gereken daha çok sır var.Kanuni’nin sadrazamlarından Rüstem Paşa çok çirkin olduğundan rakipleri kendisi hakkında cüzzamlı olduğu haberlerini yayarlar. Kanuni de bunun doğru olup olmadığını anlamak için bit muayenesine karar verir, çünkü cüzzamlıda bit bulunmaz, bit yoksa cüzammlı olduğu doğru olabilir, varsa sağlıklı ve normal bir kişi olduğu anlaşılacaktır! Yani bitlerle birlikte yaşamanın, üstelik sarayda, doğal olduğu bir anlayış! Bu nokta, o tarihlerde Avrupa’ya temizliği öğrettiğimiz hikayeleriyle biraz çelişmiyor mu acaba? Benim oldukça kafam karıştı.218 sadrazamın 106’sı Türk, 15 kadarı ise Çerkes ya da Abaza gibi Türk kökenlilerden, 97’si ise çoğunluğu Sırp ve Rum kökenli olmak üzere devşirmelerden oluşuyor. Yazarın anlattıklarından Devşirme sadrazamlara Türklerden daha toleranslı davranıldığı anlaşılıyor. Devşirmelerin bu kadar vazgeçilmezliği neydi acaba? Yazar kendisi de bu soruyu bir kaç yerde soruyor.
Osmanlı uzunlu kısalı 36 padişah görmüş geçirmiştir.Bu uzun zaman dilimi içerisinde padişahların sağ kolu olan sadrazamlar kimisi padişahtan daha çok önem arz etmiş,kimisi de akıl almaz entrikalarla koca devlete inanılmaz zararlar açmıştır.Bu sebeple kiminin görevleri birkaç günlük, kiminin ise sadakatli ve fedakar çalışmasından dolayı yıllarca olmuştur.İyi veya kötü Türk,Boşnak,Arnavut,Ermeni,Çerkez,Rus kökenli de olsalar 218 sadrazamın yaptıklarını birer ibret vesikası olarak bilmemiz gereklidir.Çünkü sadrazamlarda tarihimizin bir parçasıdır.Cihan devleti Osmanlı’nın ikinci adamlarını ele alan ilk ve tek kaynak eserdir.Kitap bu yönüyle de önem taşımaktadır.Yalnız tarihçilerin değil okumanın tadına varmak istiyen herkesin dikkatine sunulur.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Sadrazamların özellikle etnik kökenlerini ön plana çıkararak Türk asıllı olmayanların aslında gizli birer hain oldukları ve ihanetleriyle devleti batırdıklarına ilişkin komplo teorilerinin yaygınlaştığı bir dönemde neşredilen bu kitap, Osmanlı tarihindeki tüm siyasal olayların detaylarını içermemekle beraber, konunun hiç te öyle basite indirgenemeyeceğini gösteriyor. Etnik kökenleri ne olursa olsun, tüm sadrazamların olumlu ve olumsuz yönleri, başarıları ve başarısızlıkları olduğu görülüyor. Türk asıllı olmamakla beraber devlete çok büyük hizmetlerde bulunan sadrazamlar olduğu gibi, Türk asıllı olmakla birlikte adını hiç kimsenin bilmediği silik kişilikli sadrazamlar da var. Dolayısıyla bazı sadrazamların Türk asıllı olmadıkları için içlerinde gizli bir ihanet taşıyarak Türke düşmanlık yaptıkları ve devleti batırmaya çalıştıkları şeklinde bir genelleme yapılamayacağı ortaya çıkıyor.
Osmanlı’nın ihtişamlı saltanatının perde arkasındaki sırrı. Devletin gücü arttıkça güçlenen güç ve iktidar mücadeleleri. İnsanın iktidar hırsına kapıldığında neler yapabileceği. Hepsi bu kitapta toplanmış. Nice paşalar, vezir-i azamlar, güç dengeleri içerisinde, ulum-ul siyasenin öğretilerini yazmışlar adeta. Kimisi basit, kimisi komplike bir sürü komplo. Tarihi kişiliklere ilgisi olan herkese tavsiye edebilirim. Yazarın akıcı uslübu da takdire şayan tabii ki.
Osmanlı’nın bütün sadrazamlarının kronolojik olarak anlatıldığı güzel bir eser. Her zaman kullanılabilecek bir başvuru kaynağı aynı zamanda. Hacim sorunu nedeniyle 218 sadrazamın ancak özet bilgileri alınabilmiş kitaba doğal olarak. Tüm sadrazamların ortak noktalarının, bu mevkiye gelene kadar devlet içinde iyi bir eğitimden geçiyor olmaları anlaşılıyor kitaptan. Ayrıca yazar biraz kendi yorumunu katarak Türk kökenli olmayan sadrazamların devletin ve milletin aleyhine icrada bulundukları izlenimini yansıtmış.Bana ilginç gelen bazı durumlar ise; İstanbul’un fethi sırasında Fatih’in Türk olan sadrazamı Çandarlı Halil Paşa ile diğer Türk vezirlerin fethe karşı çıkarken Rum ve Slav kökenli vezirlerin fethi desteklemeleri! Sanırım İstanbul’un fethi konusunda ortaya çıkarılması gereken daha çok sır var.Kanuni’nin sadrazamlarından Rüstem Paşa çok çirkin olduğundan rakipleri kendisi hakkında cüzzamlı olduğu haberlerini yayarlar. Kanuni de bunun doğru olup olmadığını anlamak için bit muayenesine karar verir, çünkü cüzzamlıda bit bulunmaz, bit yoksa cüzammlı olduğu doğru olabilir, varsa sağlıklı ve normal bir kişi olduğu anlaşılacaktır! Yani bitlerle birlikte yaşamanın, üstelik sarayda, doğal olduğu bir anlayış! Bu nokta, o tarihlerde Avrupa’ya temizliği öğrettiğimiz hikayeleriyle biraz çelişmiyor mu acaba? Benim oldukça kafam karıştı.218 sadrazamın 106’sı Türk, 15 kadarı ise Çerkes ya da Abaza gibi Türk kökenlilerden, 97’si ise çoğunluğu Sırp ve Rum kökenli olmak üzere devşirmelerden oluşuyor. Yazarın anlattıklarından Devşirme sadrazamlara Türklerden daha toleranslı davranıldığı anlaşılıyor. Devşirmelerin bu kadar vazgeçilmezliği neydi acaba? Yazar kendisi de bu soruyu bir kaç yerde soruyor.
Osmanlı uzunlu kısalı 36 padişah görmüş geçirmiştir.Bu uzun zaman dilimi içerisinde padişahların sağ kolu olan sadrazamlar kimisi padişahtan daha çok önem arz etmiş,kimisi de akıl almaz entrikalarla koca devlete inanılmaz zararlar açmıştır.Bu sebeple kiminin görevleri birkaç günlük, kiminin ise sadakatli ve fedakar çalışmasından dolayı yıllarca olmuştur.İyi veya kötü Türk,Boşnak,Arnavut,Ermeni,Çerkez,Rus kökenli de olsalar 218 sadrazamın yaptıklarını birer ibret vesikası olarak bilmemiz gereklidir.Çünkü sadrazamlarda tarihimizin bir parçasıdır.Cihan devleti Osmanlı’nın ikinci adamlarını ele alan ilk ve tek kaynak eserdir.Kitap bu yönüyle de önem taşımaktadır.Yalnız tarihçilerin değil okumanın tadına varmak istiyen herkesin dikkatine sunulur.