İkinci bir intihar girişimi… ama bu kez amaç ölmek değil, kaybolmak, geçmişe dönüp yarım kalan işleri tamamlamak.Ren nehrinde intihar süsü verilerek esrarengiz bir şekilde kaybolan Adair ve O’nun izini süren bir kadın Sevda.Seven bir kadın. Adair’in öldüğüne inanmayan bir kadın.Almanya’da Ren nehrinden başlayıp İstanbul’a,Ankara’ya,Konya’ya,Diyarbakır’da Dicle nehrine varan bir yolculuk.Bu yolculuğun son durağında,Diyarbakır’da Sevda kendisini Adair’e ulaştıracak izleri taşıyan kişilerle(Doza,Şehmus…) tanışacak ve trajik olaylara şahitlik edecek.Her kişi her olay Adair’e ulaşmak için bir ipucu. Okuyucuyu sıkmayan akıcı bir dili var kitabın. Kitap Diyarbakır’ı tanıyan okuyucular Diyarbakır sokaklarında(Ali Paşa, Ofis, Surlar.Suriçi,Koşuyolu) zihinsel bir gezintiye çıkarmakta.Okurken kitabın nasıl bittiğini anlayamayacaksınız.Kitapta ayrıca Kürt kadınının çekmiş olduğu zorluklarda ifade edilmiş.Kitap içerisinde okuyucunun beğeneceğine inandığım ,başka bir kitaptan da bir anektodun anlatıldığı bölüm var.Kitap içinde kitap yani.