On Buçuk Bölümde Dünya Tarihi

Kategori: Edebiyat Yazar: Julian Barnes Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

On Buçuk Bölümde Dünya Tarihi

  • çevirmen: Serdar Rifat Kırkoğlu
  • Yayın Tarihi: 13.11.2019
  • Orijinal Adi: A History of The World in 10 1/2 Chapters
  • ISBN:
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 320
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: 3. Hm. Kağıt
  • Boyut: 13 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Julian Barnes’ın 101/2 Bölümde Dünya Tarihi adlı romanı, bildiğimiz, alışageldiğimiz dünya tarihlerinden değil. Bir kere, yapısını kuru ve kavramsal düşünceler değil, o düşünceleri doğuran estetik yaşantılar oluşturuyor. İkincisi, geleneksel bakış açılarından sapan alternatif bir tarih, hatta deyim yerindeyse, Doğa’nın gözünden muhalif bir İnsanlık Tarihi. Sonra, ilginç bir şekilde, kesirli, artığı olan bir tarih. Nedir bu artık? Bu artık, kitabın bir bölümünü (“Parantez”) oluşturacak kadar önemli; çünkü Julian Barnes “aşk” kavramını, çok bilinmeyenli Dünya Tarihi denkleminde olmazsa olmaz bir parametre olarak görüyor ve ona romanında son derece önemli ve anlamlı bir yer açıyor.Barnes romanında, o eşsiz ironisiyle, bize olağanüstü çeşitlilikte öyküler anlatıyor ama her şeyden önce de sorular soruyor:Nuh efsanesi bir tahtakurdunun bakış açısından anlatılacak olursa ortaya nasıl bir Tarih yorumu çıkar? Filistinli teröristler, Akdeniz’de seyreden bir yolcu gemisini ele geçirip de taleplerinin yerine getirilmesi için yolcuları öldürmekle tehdit ederlerse, Nuh efsanesi çağdaş zamanlarda nasıl bir yankı bulmuş olur? 16. yüzyıl Fransa’sındaki Mamirolle Köyü sakinleri haşaratı mahkemeye verirlerse karşımıza nasıl bir dava çıkar? İnsanlığın en eski düşlerinden biri, düşünüzde uyandığınızı görmek, ölümsüzlük konusundaki görüşlerinizde nasıl bir değişikliğe yol açabilir?İşte Julian Barnes, 101/2 Bölümde Dünya Tarihi adlı romanında, bizlere bu denli değişik ama aynı zamanda da bu denli çok ortak paydaya sahip öyküler anlatıyor. Hayatta kalma ve aşk, sanat ve gerçeklik gibi edebiyatın evrensel temalarını ele alıp Tarih’in farklı dönemlerinden değişik öykülerle bütün bu yaşantılar arasındaki derinlerde yatan koşutlukları, yaşantı birliğini keşfetmeye girişiyor ve bunu yaparken de Kitabı Mukaddes’in dilinden argoya kadar çok geniş bir anlatım yelpazesi içinde ustalıkla kalem oynatıyor. Tabii, bütün roman boyunca o eşsiz ironik üslubunun damgasını taşıyarak...
SatıcıKitap AdıBağlantı
TrendyolOn Buçuk Bölümde Dünya TarihiSatın Al
KitapyurduOn Buçuk Bölümde Dünya TarihiSatın Al
D&ROn Buçuk Bölümde Dünya TarihiSatın Al
IdefixOn Buçuk Bölümde Dünya TarihiSatın Al
BKM KitapOn Buçuk Bölümde Dünya TarihiSatın Al
HepsiburadaOn Buçuk Bölümde Dünya TarihiSatın Al
GittigidiyorOn Buçuk Bölümde Dünya TarihiSatın Al
N11On Buçuk Bölümde Dünya TarihiSatın Al
Amazon TürkiyeOn Buçuk Bölümde Dünya TarihiSatın Al
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
On Buçuk Bölümde Dünya TarihiPDF13.28 MB İndir
On Buçuk Bölümde Dünya TarihiEPUB14.84 MB İndir
On Buçuk Bölümde Dünya TarihiMOBİ11.72 MB İndir
On Buçuk Bölümde Dünya TarihiODF12.50 MB İndir
On Buçuk Bölümde Dünya TarihiDJVU15.63 MB İndir
On Buçuk Bölümde Dünya TarihiRAR10.16 MB İndir
On Buçuk Bölümde Dünya TarihiZIP9.38 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Kitapların kitabı olarak üç beş tane örnek verebiliriz. Kutsal kitaplardır. Anlatının eğilip bükülmesi cıstır lakin yine dönüp dolaşıp bu kitaplarla oynarız, onların uyarlamalarını okuruz, izleriz, dinleriz. İnsanoğlunun kolektif tarihçesidir, birilerinin inandırıcı bir şekilde kurguladığı metinlerdir, Yaratıcı’nın sesidir, ne olursa olsun kopyalanırlar, değiştirilirler, yorumlanırlar. Borges bunlardan çorlamıştır labirentini, meşhur kitabını. 1001 Gece Masalları bir türevdir, Jesus Christ Superstar kutsal kitabı tersten okumadır. Sonsuz hikâyeye bir kapı. Hayal gücü katalizörü.
Julian Barnes ne yapıyor, Nuh’un gemisinden giriyor olaya ve koçun boynuzuna saklanan tahtakurularının anlattıklarıyla giriyor işe ve gerçekten dediği sayıda bölüm kadar anlatıyor dünyayı. Kalan yarım bölüm? Aşk aşk, dünya tarihinde daha çok yer alan başka bir şey var mı?
Tahtakuruları Nuh’un ayyaşlığından, kötü bir kaptan olmasından dem vururken adamın eldeki en iyi adam olduğunu belirtiyorlar. Yani daha iyi bir kaptan, daha iyi bir insan yok. “Siz Nuh’un hep aklı başında, haksever ve içinde Allah korkusu taşıyan biri olduğuna inandırılmışsınızdır, oysa ben size onu, sinirlerine hâkim olamayan ayyaş serserinin teki olarak tanıtmıştım. Bu iki görüş tümüyle bağdaşmaz değil. Meseleye şöyle bakın: Nuh hiç de sağlam pabuç sayılmazdı, ama siz bir de ötekileri görecektiniz. Tanrı’nın her şeyin üzerine bir sünger çekmeye karar vermiş olması bizi hiç şaşırtmadı; tek bilmecemsi şey, bu türler arasından, yer yüzündeki varoluşları, yaratıcısı için özellikle övünç kaynağı olmayan birini korumayı istemiş olmasıydı.” (s. 15) Bir de gemideki hayvanların besin olarak götürülmesi var, o da garip. Zümrüdüanka mesela, tadı güzel diye yeniyor ve bir efsane olarak kalıyor. Aynı şekilde Unicorn da öyle. Nuh’un ailesi tarafından ipi çekiliyor. Sonra tek bir gemi yok elbet, birkaç gemilik bir kalyonla gidiliyor falan, böyle bir sürü kirli çamaşır dökülüyor ortaya ve Tanrı’nın baskıcılığından ötürü Nuh’un da biraz cortladığından bahsediliyor.
Diğer bir bölümde insanoğlunun bir güneş gibi parıldamaya başladığı zamanların, Antik Yunanistan’ın kaybolmuş hazinesinin peşine düşen bir araştırmacı var, dünya çapında ünlü bir adam. Televizyon programı yapıyor falan. Bir gün gezideyken gemiyi Arap teröristler basıyor ve Arapların katledilmesi konusunda araştırmacının dünyaya bir açıklamada bulunmasını istiyor. İsrail, Naziler, Araplar hakkında bir konuşma. Konuşmazsa araştırmacı ölecek. Dünyanın gerçek bir parçası da ölecek, çünkü doğrular çarpıtıldıkça dünya tarihi yanlış temellerin üzerine konur ve temellerin doğruluğu bir süre sonra umursanmaz. Kayıplar büyür, dünya döner ve ne kadar büyük fırsatları kaçırdığını fark etmez bile insanoğlu. Kitap aslında bu mevzu üzerine kurulmuş bölümlerden oluşuyor. Bir ters okumalar kitabı.
Deniz Kazası isimli öyküyü ele alalım. Bir kaza anlatılıyor ve kazanın resmi üzerinden dünya okunuyor, Adorno’nun felaketler ve sanatla ilgili meşhur vecizesi üzerinden bir tartışma dönüyor. Gerçek nedir, sanat dünyayı nasıl algılar falan. Diğer hikâyelerde bu algı üstünden dünya tarihi, Nuh’un gemisi ve daha pek çok üfürükten mevzuyla ilgili şey var.
Bir şey diyeyim, o yarım bölüm var ya… Sezinciğim’e de söyledim, aşkla ilgili sezip dile getiremediğimiz, düşünce haline sokamadığımız şeyler vardır. Barnes’ı gözlerinden öperim, cuk yazmış adam. Diyor ki aşk mutlu etmez, hatta muhtemelen mutsuzluk çekeceksiniz ama insan olduğunuzu, potansiyelinizi aşık olduğunuzda anlayacaksınız. “Sizin âşık olup olmadığınızı bilemem. Sormak gereğini duyuyorsanız, o zaman herhalde değilsiniz, size verebileceğim tek tavsiye bu (hatta bu bile yanlış olabilir). Size kimi seveceğinizi, nasıl seveceğinizi söyleyemem:Bu tıpkı neler yapmak gerektiği kadar neler de yapmamak gerektiğinin öğretildiği şu kurslara benziyor (yaratıcı yazı gibi – insanlara nasıl ve ne yazacaklarını öğretemezsiniz, sadece yanlış yaptıkları yerlerde onlara yardımcı olup zaman kazandırabilirsiniz). Ama size niçin sevmeniz gerektiğini söyleyebilirim. Çünkü buldozer gibi yıkıp harabeye çevirmek için sadece aşkın yarım evlerinde duran dünya tarihi, aşk olmazsa gülünçtür.” (s. 241)
Of be. Daha neler neler.
Müthiş bir kitap, Barnes’ın nesi varsa okuyası geliyor insanın.


Hayatımda okuduğum en şaşırtıcı dünya tarihi kitabı. Kimse dünya tarihini roman şeklinde okumayı beklemez. Bu kadar beklenmedik bir tür olarak ise yazar gerçekten işinin ehli ki bu kadar iyi okutuyor diyebiliyorsunuz. Bazı arabofobik ve rusofobik söylemler rahatsız etti sadece. Kasti olarak yapıldığını düşününce sinirlendiriyor insanı ancak dilinin çok akıcı ve kurgunun çok sürükleyici olması bazı görmezden gelmenize sebep oluyor. Kitabın son kısmında yazarın Leicester City taraftarı olarak yaptığı yorum ayrıca keyiflendirdi. Kesinlikle tavsiye ederim.


İLK DEFA BU YAZARI OKUYACAĞIM ÖZELİKLE BU KİTAP İLE İLGİLİ ÇOK İYİ YORUMLAR OKUDUM. ÇOK HEYACANLYIM


Kesinlikle iyiki okumuşum dediğim bir kitap. Her bölümü insanlık tarihine semboller ve olaylar aracılığıyla yeniden bir kapı aralıyor.


Kitap hakkında yazılan yorumlardan dolayı satın almıştım. İki-üç hikaye dışında oldukça sıradan hikayeler barındırıyor. Beklediğimi bulamadım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*