İsimsiz Sokak  Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer Talihsizlikler

Kategori: Edebiyat Yazar: Kapka Kassabova Yayınevi: Saltokur

İsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer Talihsizlikler

    Tanıtım Bülteni
    Sofya’nın çamurlu dış mahallelerinde doğan Kapka Kassabova, komünizm idaresi altında büyümüş ve Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından ailesiyle birlikte buldukları ilk fırsatta ülkeyi terk etmiş, o zamandan beri de anavatanına sevgiyle karışık nefret duygusuyla bakmış bir yazar. Bulgaristan’ın 2007’de resmen Avrupa Birliği’ne katılmasının ardından hayatının büyük bölümünü kaçmaya çalışarak geçirdiği memleketine dönme zamanının geldiğine karar veren Kassabova, karşısında geçiş döneminin gerginliğiyle ezilen bir ülke buluyor.Eğlenceli ve aydınlatıcı bu anı kitabında Kapka Kassabova, Bulgaristan’a ve aralarındaki boz bulanık ilişkiye dönüyor, çocukluğunun geçtiği yerleri ziyaret ediyor, tuhaf turistik bölgeleri deneyimliyor, kanla lekeli ve puslu yüzlerce yıllık sınırları açığa çıkarıyor. Hem kendisinin hem de ülkesinin geçmişinin saçmalıklarıyla nevi şahsına münhasır özelliklerini yakalamayı başarıyor. On yedi yaşındayken ayrıldığı ülkesini hâlâ mahvolmuş bir şekilde ama bu defa yeni bir umut beslerken buluyor.Kassabova’nın çocukluğunu ve ülkesine dönüşünü iki bölüm halinde anlattığı İsimsiz Sokak’ta, dolambaçlı ve acı-tatlı bir yolculuğa çıkarken, Demir Perde’nin diğer tarafındaki yaşamın ayrıntılarını da öğreniyoruz. Kassabova yurtdışında yaşayan birinin patavatsızlığı, misafir merakı ve şair ruhuyla geçmişteki ve günümüzdeki Bulgaristan’a hayat veriyor, ayrıca mekânla zihin, coğrafyayla kader arasındaki karmaşık bağlantıları deşiyor.  “Kassabova Sofya’da başladığı hayatının ilk yıllarını nispeten yarasız beresiz atlatsa da, çizdiği Bulgaristan portresinin “daima kişisel ve nadiren iltifatkâr” olduğunu kabul ediyor. İsimsiz Sokak’ı bu kadar keyifli bir kitap haline getiren de bu iki nitelik hiç kuşkusuz.”―Scotland on Sunday “Doğduğumuz topraklara ne kadar bağlı olduğumuzu ortaya seren, ustalıkla kaleme alınmış, duygusal açıdan zengin bir kitap.”―Sunday Herald “Hazin komünizm yıllarında Bulgaristan’da büyümeye dair güzel kaleme alınmış bir anı kitabı. Yazar ülkeye içeriden ve dışarıdan bakabilmesi sayesinde, karmaşık memleketini hem sevgi dolu hem eleştirel bir gözle değerlendirebiliyor. Hafızanın, tarihin ve hayal gücünün derinlerine dalan bir çalışma.”―Kirkus Review “Bulgaristan, kapitalizme ve özgürlüğe ayak uydurmaya çalışan değişim içindeki bir ülke, Kassabova’nın kusursuz hatıratı da Soğuk Savaş’ta büyüme deneyimini bugünün çalkantılarıyla karşılaştırıyor. Cesur ve gerçekçi.”―The List  “İsimsiz Sokak, en kozmopolit kişilere bile kaçınılmaz olarak yöneltilen “Nerelisin?” sorusuna Kassabova’nın verdiği mizah dolu ve ölçülü bir cevap. Kitap, kendini bir kez daha baştan kurmakla meşgul bir ülkede çocukluktan yetişkinliğe yapılan bir seyahatin ilgi çekici öyküsünü anlatıyor. Yazarın nefis bir aksan izi taşıyan kalemi şahane.”―New Zealand Listener
    SatıcıKitap AdıBağlantı
    Trendyolİsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerSatın Al
    Kitapyurduİsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerSatın Al
    D&Rİsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerSatın Al
    Idefixİsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerSatın Al
    BKM Kitapİsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerSatın Al
    Hepsiburadaİsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerSatın Al
    Gittigidiyorİsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerSatın Al
    N11İsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerSatın Al
    Amazon Türkiyeİsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerSatın Al
    Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
    İsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerPDF6.23 MB İndir
    İsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerEPUB6.96 MB İndir
    İsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerMOBİ5.49 MB İndir
    İsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerODF5.86 MB İndir
    İsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerDJVU7.32 MB İndir
    İsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerRAR4.76 MB İndir
    İsimsiz Sokak Bulgaristan’da Çocukluk ve Diğer TalihsizliklerZIP4.39 MB İndir

    Sponsorlu Kitaplar

    SatıcıKitap AdıBağlantı
    BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
    KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

    Kitap Yorumları - (5 Yorum)


    Bulgaristan, tarihten bugüne, yoğun ilişkilerimiz olan bir komşu ülke. 1393’te Süleyman Çelebi kumandasındaki kuvvetlerin, Bulgar Çarlığı’na son vermesi ve Çar Şişman Ivan’ı esir almasıyla başlayan 500 yıllık Osmanlı egemenliğinde ve sonrasında, iki milletin tarihinin, kaderinin kesiştiği yerler oldukça fazla.

    Bulgaristan, ülkemizde “muhacir” olarak isimlendirdiğimiz Balkan göçmenleri için daha da özel bir ülke. Todor Jivkov dönemini, Belene Kampı’nı, Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye’ye kaçışını, sınırların açılıp da binlerce soydaşımızın ülkeye akın akın giriş yaptığı dönemi hatırlayanlar için o günler gerçekten ilginçti. 1989 yazında 350 bin mülteci, 2. Dünya Savaşı sonrası yaşanan en büyük kitlesel göçü gerçekleştirmişti. Bulgaristan’da o dönemde yaşananları, çoğumuz, bizzat muhacirlerin ağzından dinledik. Bu göçlerin tarihi, Osmanlı’nın son dönemindeki isyanlara, Balkan topraklarının kaybına, özellikle 93 Harbi’ne kadar gidiyor… Yazar Kapka Kassabova da Türk asıllı olmadığı halde genç yaşında ailesiyle birlikte ülkesinden ayrılmak durumunda kalan yaklaşık bir milyon Bulgar vatandaşından biri.

    Konunun, göçlerle ilgili kısmı, resmin sadece bir parçası. Kapka Kassabova, ilk baskısı 2008’de yapılan İsimsiz Sokak kitabıyla okura, bir Bulgar gözüyle -çocukluğuna ve ergenliğine rastlayan- komünizmin alacakaranlık döneminde yaşadıklarını, Yeni Zelanda’ya adeta kaçmalarıyla noktalanan Sofya günlerini anlatıyor.

    Kitap, ülkeden ayrılmasından 16 yıl sonra, Sofya’da, Gençlik-3’teki evlerine geri dönmesiyle başlıyor. Sonra kendinizi bir anda soğuk savaşın kasvetli günlerinde 70’lerde buluyorsunuz. Kassabova’nın yaşı ilerliyor, beraber 81 Numaralı okula ve Keti Marçinkova’dan aldığı piyano derslerine gidiyorsunuz, tatillerde akrabalarına yaptığı seyahatlerde O’nunla yol alıyorsunuz, yaşanan siyasi gelişmeleri O’nun gözünden izliyorsunuz… Mesela 1986’da Çernobil Faciası yaşanıyor. Bulgaristan’da felaket haberlerinin sansürlenmesi ve ardından yaşanan sağlık sorunları O’nun ifadeleriyle hayat buluyor: “Küçük ve büyük yalanlar, hayatlarımızın kumaşını güve gibi kemiriyordu.” (s. 94)

    Dış dünyayla ilk teması, 9 yaşında Makedonya’daki akrabalarını ziyaretle oluyor. İki sene sonra ailece gezmeye, Doğu Berlin’e gidiyor, Duvarı görüyor. Ardından babasının 6 aylığına araştırma amaçlı olarak Hollanda’ya gidip gelmesi, duvarın arkasındakilere bakışına tesir ediyor: “…diğer taraftaki insanlar, bu kadar cana yakınsa o zaman Duvar bizi tam olarak neye karşı koruyor düşüncesinden de tedirgindim. Daha sonra anlaşıldığı üzere, Duvar bizi kendimizden koruyordu.” (s. 77) Nihayetinde, babasının kazandığı eğitim bursuyla, ailece İngiltere’ye gidince kendisi için hayatın gidişatı tamamıyla değişir. (s. 128 vd.)

    Kassabova, Yeniden Canlandırma Süreci’yle Türk azınlık üzerinde uygulanan isim ve din değiştirme baskılarına, adetleri unutturma çabalarına da yeri geldikçe değiniyor: “Ahmet, Bulgarca adının Assen, Ayşe de kendininkinin Ana olduğunu hatırladı.” (s. 118) “Annemle babam gibi insanlar Türk kökenlilerin başına korkunç şeyler geldiğinden şüpheleniyordu ama ortada dedikodudan başka bir şey yoktu. Devlet basını kontrol ediyor, basın da bizim cehaletimizi yönetiyordu.” (s. 119) “Vatandaşlar, ülkeden kendi istekleriyle ayrılmıştı, tıpkı isimlerini ve dinlerini kendi istekleriyle değiştirdikleri gibi.” (s. 121) “Devletin amacı, Bulgaristan’ın Müslüman geçmişinin, şimdiki zamanının ve geleceğinin bütün izlerini silmekti.” (s. 247)

    Kassabova, kendisiyle yaşıt olanlar için tanıdık gelecek anılarına da yer veriyor: “Ne zaman onlara gitsem çift renkli kek yiyip küçük fincanlarda Türk kahvesi içer, sonra da fincanları ters çevirip kapatırdık…” (s. 40) “Bütün ülke, 1976 tarihli bir Brezilya pembe dizisi olan Köle Isaura’nın çektiklerine kapılıp gidiyordu… Ama Isaura’nın kapitalist-emperyalist zincirlerinden kurtulması için ayların, yılların, bütün çocukluğumun geçmesi gerekir.” (s. 42). “Tam o sıralarda Star Wars çılgınlığının da pençesine düşmüştük… Turbo cikletlerinin ambalajlarının değiş-tokuş edilmesi işi almış yürümüştü…” (s. 62)
    Kitabın ikinci bölümünde (s. 143-318 arasında) yazar, yıllar sonra geri döndüğü Bulgaristan’ı, kendi ifadesiyle saat yönünün tersi istikametinde bir baştan bir başa geziyor ve okurlarına da gezdiriyor. “Bulgaristan haritası, yere serilmiş bir hayvan postuna benzer, başı Avrupa’ya bakar, arka tarafıysa Karadeniz’e dayanmıştır… Balkan Dağları omurgadır.”(s. 197)

    AB üyesi olmuş, köprünün altından çok sular akmış bu ülkede adım adım dolaşıyor. Bireysel ve sosyal değişimleri gözlemliyor. Gezi rotasına ait coğrafi bilgilere ilave olarak Bulgar, Trak, Roma ve Osmanlı tarihine ilişkin detaylar sunuyor. Büyük Bulgaristan hayallerinin ailesindeki insanlara yansıması, SSCB, Yugoslavya ve Romanya ile ilişkiler, Balkanların Che Guevara’sı Sandanski, Osmanlılara karşı Nisan Ayaklanması’na liderlik eden Vasil Levski ve aynı ayaklanmanın sembol isimlerinden Baba Tonka, 1. Bulgar Krallığı’nın başkenti Veliki Preslav, 93 Harbi’nde Şipka Tepesi’nde yaşananlar, Şumnu’da yer alan Balkanların en büyük camii: Tombul Cami, Majeste II. Simeon’un ülkeye dönüp başbakan oluşu, Mithat Paşa’nın ve Elias Canetti’nin Rusçuk günleri, Belene Kampı’ndaki 1643 tutsak bebek, Vidin’de padişaha başkaldırıp kendi yönetimini ilan eden Pazvantoğlu Osman (1795-1802) ve Kırcalılar dönemi, Belgradcık’taki Hacı Hüseyin Camii’nin hikayesi (1751), Jivkov’un konut olarak kullandığı şimdinin Ulusal Tarih Müzesi (Boyana), Sofya’nın kaderine terk edilmiş mekanlarından Çanlar Parkı…

    Kitabın hemen başında, Yüzüklerin Efendisi’ndeki Orta Dünya haritasını andıran ve gezi rotasındaki şehirlerin tümünün yer aldığı bir Bulgaristan haritası yer alıyor.

    Yazar, Yeni Zelanda ve İngiltere günlerine ise bu eserde hiç yer vermiyor.

    Yayınevinin eseri ülkemize kazandırması ve çevirmenin başarısı, takdire şayan.

    Yazarın şahsi web sayfasını incelemek isterseniz not edelim: kapka-kassabova.net

    İyi okumalar!


    Kapka Kassabova’dan çocukluğunu da kapsayan şahane bir anlatı daha. İlk sayfalarına çizilmiş harita, yıllar sonra yurda dönen Kapka’nın yapacağı bu dairesel yolculuğuna ışık tutarken, okuruna da daha en başından coğrafi ve kültürel bir teminat veriyor. Meraklı ve bir o kadar objektif bir metin diyebiliriz İsimsiz Sokak için. Kapka’nın çocukluğu ile şimdiki hali arasında gidip gelen bu sürükleyici kitap, Bulgaristan’ı ve geçmişini merak edenleri çetin bir döneme tanıklık etmeye çağırıyor.

    İsimsiz Sokak adlı kitabında; siyasi rejimlerin, yönetimlerin, Çernobil faciasının, mübadelelerin, politikaların başta olmak üzere ulusal ve küresel çaptaki olayların insanları nasıl etkilediğini anlatıyor sözünü sakınmayan yazar. Kültürel etkileşim kitabın her sayfasında kendini belli ediyor. Uğradığı yerlerde tanıştığı insanlarla olan diyaloglarını tarafsızca ve edebi bir biçimde aktarıyor. Çoğu zaman Bulgaristan’ın sınırlarındaki metruk köylere de yolu düşüyor. Buralardan okuruna belgesel niteliğinde enteresan kesitler sunuyor.

    Kaleminden Balkan ruhu aktığını söylemek hiç yanlış olmaz. Belki de anlatıları bu yüzden daha bir içten geliyor. Bulgaristan’da başlayan yaşamını Yeni Zelanda ve ardından İskoçya’da sürdüren yazar, kendisi gibi yurdundan uzak yaşayan ve hatta yurdunda bir yabancı gibi yaşayan insanların hayatlarına da bir bakış sunuyor. Kendini “dünya vatandaşı” değil de “dünyalı” bir ruh olarak tanımlayan Kassabova’nın metinleri özgün ve samimi. Tarihe, kültüre ve değişime açılan 318 sayfalık bir kapı. İlgilisine keyifli bir yolculuk olacağına inanıyorum.


    Anlatılanlar, okurken gerçekliğin yüzüme çarpıp gözlerimi doldurması, zalim kere zalim lanet sistem, bir mühendis bir öğretmenin kendine ait bir evlerinin bile olamayışı ama öte tarafta sistemi kabul edenlerin zevk i sefa içinde yaşayıp diğerlerini hor görmesi… Her şeyi ile her satırı ile kalbimi kıran bir kitap oldu. İlerleyen zamanlarda rafımdan Sınır’ı çekip Kapka ile tekrar birlikte olacağım.


    Kendi çapımda;
    benim de; çocukluk yolculuğu yapıp acı-tatlı yüzleşmelerle duygusal anlar geçirmeme önayak olan harika bir kitap. Hatırat-gezi-tarih…
    Diğer tarafın gözünden anlatım için teşekkürler Kapka…


    Memleketlim Kasabova’nın İSİMSİZ SOKAK’ını SINIR’ın ilk sezonu olarak 80’lerin çocukluk tatlarını alarak okudum.Çağdaşımın hatırlattığı gibi otokratlar toplumu dizayn ederken mahrumiyetler paydasında büyüyen bizler erken olgunlaşan politik doğrucu yeni yetmeler olarak kendimizi başka diyarlarda bulduk.Uzaklardan gelen Kapka, Bulgaristan Türklerinin hikayeleri ile cana dokunurken kendisinin de içsel yolculuğunu tarifliyor.
    “Kahverengi kostümlü aptallar”ın halktan çaldıklarını onların günümüzdeki soysuzları aklamayı başarırlarsa demir perdenin son neslinin çalınan hayallerinin yanına bir de vatanı vereceğiz uyarısı anlamlıdır. Kapka’nın kurgulanmamış anlatısı komunist tek adam / parti rejiminin budalalıklarını hatırlatırken özgürlüksüz demokrasi yoluna girmiş olanlara bir sonraki aşamada ne olacağına dair de ip uçları barındırıyor.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    *

    *

    *