İmbat Serinliği

Kategori: Edebiyat Yazar: Halikarnas Balıkçısı Yayınevi: Bilgi Yayınevi

İmbat Serinliği

  • Yayın Tarihi: 12.04.2002
  • ISBN:
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 136
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 11 x 19 cm
Tanıtım Bülteni
"20. yüzyılın önemli iletişimcilerinden, CBS 'Newscaster'ı Walter Cronkite, 'Why in the World' (dünyada Niçin) adlı haber programının hazırlıklarını sürdürüken; 'Salt sözcüklerin gücüyle kitleleri büyüleyebilecek konuşmacılar arıyorum,' demişti. Bunun ne anlama geldiğini, dünyada böyle konuşmacılar olup olmadığını uzun uzun düşünmüştüm. Bizden Balıkçı gelmişti aklıma." diye anlatıyor Şadan Gökovalı. Ve Reklam Prodüksiyon adına İzmir Radyosu'nda "Halikarnas Balıkçısı'ndan Merhaba" dizisinde, '60'lı yılların sonunda yaptığı konuşmaların metinlerini derleyip; doğumunun 112. yıldönümünde, sevenleri adına Balıkçı'ya bir yaşgünü armağanı olarak sunuyor bu kitabı.
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
İmbat SerinliğiPDF5.64 MB İndir
İmbat SerinliğiEPUB6.31 MB İndir
İmbat SerinliğiMOBİ4.98 MB İndir
İmbat SerinliğiODF5.31 MB İndir
İmbat SerinliğiDJVU6.64 MB İndir
İmbat SerinliğiRAR4.32 MB İndir
İmbat SerinliğiZIP3.98 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Balıkçı’nın Anadolu’yla, mitolojiyle ilgili kitaplarını alın, süzün, sonuç İmbat Serinliği olur. TRT İzmir Radyosu için yapılmış konuşmalar bunlar, dolayısıyla Balıkçı’nın kitaplarındaki çoğu hadisenin özeti sayılabilir. Gökovalı da bu durumdan şikayetçi olabilecekler için kitabın bir hediye olduğunu belirtiyor, Balıkçı’nın 112. yaşı için. Tabii ne olursa olsun okuyoruz, çok iyi bir konuşmacının eseri bu.
Kabaca üç konu altında toplayabiliriz konuşmaları. Birinci konu, Akdeniz’in tabiatı. Balıklardan ağaçlara kadar. İkincisi, mitoloji. Üçüncüsü de uygarlık tarihi ama ikiyle üç birbirine karışıyor haliyle, yine de kesin çizgilerle ayrılmış başlıklar mevcut.
Nasreddin Hoca’yla başlıyor konuşmalar. Hoca’yla Don Kişot arasında kurulan benzerlikten insanoğlunun hicive duyduğu ihtiyaca kadar güzel bir inceleme. Evet. Böyle de anlatılmıyor, mimlediklerimden gideyim.
Balıkçı, Akdeniz’in kumlarını anlatırken kumların güzelliğinden Afrodit’e bağlıyor olayı: “Tevekkeli değil, Afrodit Hatay açıklarında bu Anadolu denizlerinin köpüğünden doğmuş. Gerçekten Akdeniz köpükleri kaymak lüleleri gibidir, sabun köpüğü değil. Sevgi ve sevinç tanrıçası, denizin böylesinde doğmasın da nerede doğsun? Zaten Akdenizlilere göre güneş doğudan yani Akdeniz’in doğusundan doğuyordu. Afrodit de Akdeniz köpüklerinden, şafakla beraber denizden çırılçıplak doğmuş; gövdesinden akan damlalar inci olarak denize akmıştı. Örtüsü yoktu, çünkü güzellik örtü istemezdi. Denizden çıkınca Kıbrıs adasına gitti. Oradan batıya doğru bir sedef kabuğunda yolculuğuna devam etti. Bir Doğu Tanrıçasıydı. Babilliler, Asurlar ona İstar, Astoreth, Melitta diye bağırarak taptılar.” (s. 20) Yani nereden girip nereden çıkacağı belli olmadığı için Balıkçı’nın konuşmaları tam bir kültür bombalaması halinde. Belli ki konuşma için fazla bir süre de ayrılmamış. İzlenecek en iyi yol bu haliyle. Böyle konuşmalarda Balıkçı’nın verdiği tepkiler de yarıcı olur haliyle; işkence edilen bir hayvan için Balıkçı’nın söylediği: “Be adamlar, öldürüp yiyecekseniz öldürün yiyin bari zavallı hayvanı. Böyle rezil ederek, işkence ederek eğlenmek reva mı?” (s. 27)
Anadolu’daki hayvanların anlatıldığı bölümde anlıyoruz ki ayılar, parslar, sırtlanlar gırlaymış bir zamanlar. Ava çıkılırmış, avla geçim sağlanırmış. Şimdi yok öyle bir şey.
Anadolu’yu uygarlığın beşiği olarak gören Balıkçı, Antik Yunan ortamlarının Anadolu’da başlayan göçlerle ortaya çıktığını söylüyor. Sadece bu hadiseyi incelediği bir kitabı da vardı ama adı aklıma gelmedi, Anadolu’nun Sesi olabilir. Neyse, Bergama’yla ilgili bir konuşmada Mısır’ın papirüs ihracını kesmesiyle parşömeni bulan Bergama’nın çok şahane bir iş ortaya koyduğunu belirtiyor.
Bir de dünyanın ilk güzellik yarışması hadisesi var. Mitolojik bir şeyler oluyor, Hera, Venüs ve Athena, Paris’in elindeki altın elmayı alabilmek için çocuğun aklını çelmeye çalışıyorlar. Kazanan Afrodit oluyor.
Pagan inanışların Katoliklere yansımasıyla ilgili ilginç bilgiler de mevcut. Bilindiği üzere ökseotu, Walpurgisnacht gibi olaylar, yok edilemeyecekleri ortaya çıkınca bir şekilde kullanılıyor. Mesela Efes’te on yıl boyunca sönmemesi sağlanacak ateş için rahibelerin evlenmemesi gerekiyormuş, inanç bu. Sonra Katolik rahibelerde de durum bu. Ya. İşte etme bulma dünyası.
Knidos, Halikarnas gibi yerleşmelerin anlatımında Balıkçı’nın hikâyelerinin izine rahatlıkla rastlanabilir. Kendisi diyor şuraya şuraya gittim de çok etkilendim, böyle süperdi, şöyle harikuladeydi diye. Sonra hikâye olarak yazmış.
Yine bir yarıcı bölüm, Bodrum Kalesi’yle ilgili. Halikarnas mozolesi bulunuyor, ardından olay şu: “Alman mühendis Şlegelholt mozoleyi nasıl parçaladığını şöyle anlatıyor:
‘Mermer anıtı gördük, yıktık, kırdık, parçalarıyla kireç yaktık.’
Eh maşallah! Yabani herife.” (s. 86)
Derya bu kitap, Balıkçı’nın tatlı ihtiyar üslubuyla Anadolu’yu keşfe çıkacaksınız. On numara.


Huzur veren bir üslup ve hikaye


genel kültür açısından mükemmel mutlaka okunmalı


ÖYLE Kİ MANEVİ OĞLU ŞADAN GÖKOVALININ 60 LARDA 70 LERDE RADYOLARDA AKDENİZİ,EGEYİ,UYGARLIKLARI, İLKLER,SERÜVENLERİ, HİKAYELERİ İÇ İÇE ÖĞRENİYORUZ BU MUHTEŞEM DERLEME KİTAPTA.


Halikarnas Balıkçısı’nın daha önceleri kitaplarına girmemiş yazılarının yer aldığı İmbat Serinliği, Şadan Gökovalı’nca yayına hazırlanmıştır. Bu kitaptaki yazılar, TRT İzmir Radyosu’nda 1960 yılları sonunda yayımlanan konuşmalarından oluşmaktadır. Çok değişik konuları ve özellikle Akdeniz uygarlıkları ve çevresiyle ilgili bu konuşmalar, Balıkçı’nın geniş kültürünün varlığını bir kez daha ortaya koymaktadır. Konuşmalarda doğa ve sanat geniş yer tutmaktadır. Dünyanın ilk güzellik yarışmasının ne zaman ve nerede yapıldığını öğreniyoruz. Anadolu uygarlıklarıyla ilgili epeyce yazı da yer almaktadır bu kitapta. Balıkçı, bilimsellikten yola çıkarak ortaya koymuştur bu yazılarını.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*