Hukukun Üstünlüğü  Tarih, Siyaset ve Teori

Kategori: Siyaset Yazar: Brian Z. Tamanaha Yayınevi: Runik Kitap

Hukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve Teori

    Tanıtım Bülteni
    Hukukun üstünlüğü günümüzün en önemli siyasi ideali ama bunun ne anlama geldiği ve nasıl işlediği konusunda tam bir mutabakat mevcut değil. ABD’nin önde gelen hukuk uzmanlarından Brian Z. Tamanaha’nın kaleme aldığı Hukukun Üstünlüğü: Tarih, Siyaset, Teori, bu idealin tarihini, siyasi çerçevesini ve teorik boyutlarını irdeliyor. İlk önce antik Yunan ve Roma’daki fikirleri ele aldıktan sonra hukukun üstünlüğüne Orta Çağ’da yapılan katkıları ayrıntısıyla değerlendiriyor. Ardından liberal teoride ve liberal siyasi sistemlerde hukukun üstünlüğünün oynadığı rolü ortaya koyuyor. Yazar, Batılı liberal muhafazakârların hukukun üstünlüğünün zayıflaması konusundaki endişelerini özetledikten sonra radikal Sol diye nitelendirdiği anlayışın bu zayıflamaya nasıl yol açtığını çeşitli örneklerle anlatıyor. Tüm bunlardan sonra hukukun üstünlüğüne dair iki temel teorik akım sunup her ikisinin de güçlü ve zayıf yönlerinden bahsediyor. En sonundaysa, hukukun üstünlüğünü küresel ölçekte inceliyor ve bunun evrensel bir değer olup olmadığı sorusunu cevaplıyor.Türkçede somut olarak hukukun üstünlüğüne odaklanan çalışmaların azlığı düşünüldüğünde, salt hukuk diline sıkışmadan herkesin anlayabileceği bir dille yazılmış bu kitabın hukuk ve siyaset teorisi alanlarına önemli bir katkı yapacağına inanıyoruz. Halkın temsili sorununun dünyanın dört bir yanında iyiden iyiye krize girdiği bugün, hukukun üstünlüğü ideali nefes almak kadar değerli. 
    SatıcıKitap AdıBağlantı
    TrendyolHukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriSatın Al
    KitapyurduHukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriSatın Al
    D&RHukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriSatın Al
    IdefixHukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriSatın Al
    BKM KitapHukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriSatın Al
    HepsiburadaHukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriSatın Al
    GittigidiyorHukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriSatın Al
    N11Hukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriSatın Al
    Amazon TürkiyeHukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriSatın Al
    Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
    Hukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriPDF6.23 MB İndir
    Hukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriEPUB6.96 MB İndir
    Hukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriMOBİ5.49 MB İndir
    Hukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriODF5.86 MB İndir
    Hukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriDJVU7.32 MB İndir
    Hukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriRAR4.76 MB İndir
    Hukukun Üstünlüğü Tarih, Siyaset ve TeoriZIP4.39 MB İndir

    Sponsorlu Kitaplar

    SatıcıKitap AdıBağlantı
    BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
    KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

    Kitap Yorumları - (4 Yorum)


    Hukukun üstünlüğü/hukuk devleti ideali yüzyıllardır insanlığın hedefi olmuştur. Olan ile olması gereken arasındaki farkın giderilmesi bununla giderilmeye çalışılmıştır. Hukukun üstünlüğü/hukuk devleti kavramı modern anlamda 19. yüzyılda ortaya çıksa da kökü Antik Yunan’a kadar uzanmaktadır. Konuyla ilgili kitapların önemli bir kısmı teorik açıdan çetrefilli ve anlaşılması zor bir çerçeve çizdiğinden bunlar genel okuyucu kitlesi tarafından kolayca anlaşılamamaktadır. Kitabın girişinde de belirtildiği üzere bu durumun farkında olan yazar genel okuyucu kitlesine hitap ederek siyaset ve hukuk teorisine dair bir dizi zorlu mesele içeren hukukun üstünlüğü/hukuk devleti kavramını ele almıştır. Bu açıdan eser ele alındığında amacına uygun olarak kaleme alınmış ve konu son derece anlaşılır bir şekilde ifade edilmiştir. Bu minvalde eserin tercümesinin de anlaşılır ve sade olduğunun altını çizmek gerekir.
    Özellikle son on ila on beş yıl içerisinde bir kısmı ekonomik krizlerden kaynaklanan sorunlardan dolayı Batılı ülkelerin önemli bir kısmı da dâhil olmak üzere hukukun üstünlüğü/hukuk devleti ilkesinden taviz verme yoluna gitmekte ve akılla, hukukla değil demagojiyle ülkelerini yöneten liderlerin sayısının hızla artmakta olduğu gözlemlenmektedir. Bu bağlamda korona virüs tedbirlerinin de güç devşirme aracına dönüştüğünü düşündüğümüzde konunun arz ettiği önem daha iyi anlaşılır. Günümüz ülkelerinin hukukun üstünlüğü/hukuk devleti bağlamında karşı karşıya kaldığı sorunlar kitabın önemini ortaya koymaktadır. Yazarın Türkçe basım için Şubat 2020’de yazdığı önsözde de dünyanın dört bir yanında birçok ülkede hukukun üstünlüğünün kuşatma altında olmasının eserin değerini arttırdığına değinmesi de bu bağlamda son derece anlamlı ve değerlidir.
    Kitapta hukukun üstünlüğü/hukuk devletinin Antik Yunan’dan başlayarak günümüze kadar geçirdiği değişimler, hukuk ve siyaset felsefesi bakımından konuyla ilgili eleştirel bakış açılarına da yer verilerek ele alınmıştır. Ayrıca konunun uluslararası boyutuna da yer verilerek daha geniş bir bakış açısı ortaya konulmuştur. Son yıllarda dünyanın hukukun üstünlüğü/hukuk devletinin aşınması bağlamında karşılaştığı duruma kitapta değinilmemesi bir eksiklik gibi görünse de kitabın İngilizce aslının 2004’te yayınlandığını dikkate aldığımızda bu durumdan yazarı sorumlu tutamayız.
    Hukukun üstünlüğü ile hukuk devleti kavramları farklı felsefi temellere işaret etse de genellikle birbirinin yerine geçen kavramlar olarak kullanılmaktadır. Anglosakson bir kültürden gelen yazarın eserinin tercümesinde “hukukun üstünlüğü” tabirinin kullanılması son derece makul olsa da genel okuyucular bakımından konu hakkında kısa bir açıklama ile iki kavramdan hukukun üstünlüğünün tercih edilme nedeni hakkında bilgilendirme yapılması faydalı olacaktı.
    Kitabın tercümesi anlaşılır ve sade olmakla birlikte bazı eksikliklerden azade değildir. Metin içerisinde geçen eser isimleri ve Latince ifadelerin sadece aslına yer verilerek tercümesine yer verilmemesi uygun olmamıştır. (s. 9, 77, 126, 154, 158) Ayrıca dipnotlarda yer alan eser isimlerinin tercümesine de parantez içerisinde yer verilmesi faydalı olacaktır. Az sayıdaki bazı terimlerin kullanılmasında Türkçede kullanımda olanların tercih edilmesi daha doğru olacaktır. (“dağıtımcı adalet” yerine “dağıtıcı adalet” vb.) Bazı hâllerde yabancı kelimenin tam karşılığı Türkçede olmadığından kelimenin orjinali de yer verilerek kelimenin ne anlama geldiğinin izah edilmesi gerekir. Yabancı sözcüğün Türkçe cümle içerisinde adeta çıplak bırakılması amaca hizmet etmemektedir. Örnek “oksimoron” (s. 154).
    Kitapta önemli ölçüde yazım kurallarına riayet edilmiştir. Az sayıda gözden kaçan hususların da sonraki baskılarda düzeltilmesi faydalı olacaktır. Türkçede ve TDK Türkçe Sözlüğü’nde yer almayan “içerim” (s. 22, vb.) kelimesinin kullanılması isabetli olmamıştır. Bunun yerine “içerik” veya “muhteva” kelimesinden biri tercih edilebilirdi. “imanı serimlemek” (s. 44) tabirinin de ne anlama geldiği anlaşılamamaktadır.
    Tercümanın kaynakçada yer alan eserlerden Türkçeye tercüme edilenlerin bilgisine yer vermesi son derece isabetli ve konu hakkında bilgilerini derinleştirmek isteyenler bakımından faydalı bir hizmet olmuştur. Tabii bunu yaparken kitapların tespit edilmesi makalelere nispeten daha kolaydır. Bu nedenle olmalı ki konuyla ilgili üç önemli makalenin Türkçe tercümelerinin bilgisine yer verilmemiştir. “Hukuk Devleti Hukuki Bir İlke Siyasi Bir İdeal” adlı eserde (Editörler: Ali Rıza Çoban, Bilal Canatan, Adnan Küçük, Adres Yayınları, 2008, Ankara) yer alan Joseph Raz’ın “Hukuk Devleti ve Erdemi”; Michel Rosenfeld’ın “Hukuk Devleti ve Anayasal Demokrasinin Meşruiyeti” ve Christine Sypnowich’in “Ütopya ve Hukuk Devleti” adlı makalelerinin künye bilgisine sonraki baskıda yer verilmesi okuyucular bakımından faydalı ve yol gösterici olacaktır.
    Küçük eksikliklerine rağmen eser, özellikle hukukun üstünlüğü/hukuk devletinin karşılaştığı sorunların anlaşılması ve doğru bir değerlendirmede bulunulması bakımından önem arz etmektedir. Kitap zaten genel okuyucu kitlesine yönelik hazırlandığından sade ve anlaşılır bir anlatıma sahiptir. Geçmişten günümüze yönetimin nasıl olması ve iktidarın sınırlandırılması, daha iyi bir yönetimin ortaya konulması bağlamında insanlığın bu zamana kadar bulduğu en iyi yöntemlerden biri olan hukukun üstünlüğü/hukuk devletinin anlaşılması bakımından son derece faydalı bir eserdir.


    Hukuk felsefesi ve hukukun üstünlüğü konusunda farklı kitap ve makaleler okudum. Bu kitabın, konunun tarihsel sürecini de dikkate alarak, bütüncül ve akıcı bir anlatım içerdiğini belirtmeliyim. Yazar bir hukuk profesörü. Hukuk bilincini tarih, siyaset ve teorik anlatımlarla aktarmış eserine.
    Hukuk felsefesi, elbette ki hukukun kendisi değildir. Fakat felsefeden, bilimden, mantıksal bir kurgudan kopmuş bir hukuk, adalet doğuramaz.
    Kitapta doyurucu, sade ve hukuk birikimine katkı sağlayacak detaylı anlatımlar var. Ben ise yazımda, diğer kitaplardan kavradığım mantığı da ekleyecek, hukuk ve üstünlüğünden ne anladığımı/beklediğimi, kendi lisanımca anlatmaya çalışayım. Tanımlamayı ve anlatımı önemseyenler, zaten merak edip, kitabı okumak isteyeceklerdir.
    İnanç, ideoloji, ekonomik vaat ambalajıyla sunulan hiçbir hukuk kuralı; evrensellik, genellik, adillik, eşitlik, doğallık, pozitiflik, kabul edilebilirlik değerleri içermez.
    Hukukun üstünlüğünün ve bağlayıcılığının olmaması; adalet arayışı, yargı bağımsızlığı, demokrasi, adil yargılanma, bireysel hak ve özgürlüklerin de olmadığının işaretini verir.
    Hukukun üstünlüğünün olmaması; dinde, siyasette, sivil yaşamda, kayıt dışı ekonomide “baronlaşmayı” tetikler. Hukukun üstünlüğünün olmadığı toplumlarda, keyfilik, otoriterlik ve şahsilik hükümran olur.
    Politikacının buyruğu, eşittir hukuk diyemeyiz. Hukuk insanlığın ortak bilinci, birikimi ve mirasıyla şekillenir, gelişir, yönetimin yetki ve eylemlerinin sınırını belirler.
    Mantık, bilim, etikle barışık olmayan bir yasa; hukukun üstünlüğüne hizmet edemez. Yasalar; açık, genel, eşit, kesin, denetlenebilir ve anayasaya uygun değilse, hukukun üstünlüğü tesis edilemez.
    Hukukun üstünlüğü genel ilkesi; hukuk felsefesinden, toplumların ortak birikim mirası, evrensel ilkelerden, insan hak ve özgürlüklerinden, toplumsal ortak faydadan, bilimsel mantıktan, hukuki realizmden, yargı etiğinden beslenir.
    Hukuk eğer; sadece siyasal iktidarın gücüne hizmet ediyor, her icraat, yetki ve tasarrufuna yasal dayanak üretiyor ve gücünü sınırlandırmıyorsa; bireysel hak, özerklik ve hürriyetler karşısında, hukukun üstünlüğünden bahsedilemez.
    Yürütme organı eğer, evrensel ilkelere göre yürürlüğe girmiş anayasa, yasa ve yargı organlarını icraatlarını engelleyen “ayak bağı” olarak görmeye başlamışsa, üstünlerin hukuku, keyfi uygulamalara başlamış demektir.
    Hukukun üstünlüğü tüm teori, ilke, yasa, karar ve icraatlara etik nitelik ve meşruiyet kazandırır.
    Bu tür kitapları neden okumalıyız, bize nasıl bir katkı sağlayacak?
    Görev ve sorumluluk bilinciyle, hak arama, savunma kültürü ve özgüvenimiz artmış olacak. Olay ve kavramlara bilimsel, sistematik ve metodolojik bir açıklama/tanımlama ile yaklaştığımızda kavgaya açık bir kapı bırakmayız. Öneri, tespit ve teorilerimizin zayıf ve kuvvetli yönlerini biliriz. Karşı tez sunulduğunda da bakış açımızı değiştirme, geri adım atma, eleştirilerle ufkumuzu daha da geliştirme onur, erdem ve nezaketini yakalamış oluruz. Bilimsel ortak hafızaya ve mirasa içerik katkısı sağlamış oluruz. Kitabı bu bağlamda okuyup gözlemlediğimizde, “hukukun üstünlüğü” gibi tüm insanlığı ilgilendiren evrensel bir ilkenin geçmişi, geleceği, güncel durumu hakkında kapsamlı bir bilgi edinmiş oluruz.
    Demokrasi, erkler ayrılığı işliyorsa anlamlıdır. Demokrasi, çoğulculuk, hukuk güvenliği, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı hissediliyorsa vardır. “Hele yargı organlarına politik yandaşlarımızı iyice yerleştirelim, ilerde daha bağımsız bir yargıya kavuşabiliriz” gibi sinsice bir yaklaşım zihniyeti; değerlerin ve ilkelerin itibarsızlaştırılması ve altının oyulmasından başka bir anlam ifade etmez.
    Bu nedenledir ki, evrensel anlamda ve yerel uygulamada, hukukun üstünlüğü, yedeksiz, alternatifsiz, vazgeçilemez bir değerdir. Hukukun üstünlüğünü savunup koruyamazsak, hukuk da bizleri koruyamayacaktır.
    Bir toplumda hâkim teminatı, hukuk güvenliği, yargı bağımsızlığı, erkler ayrılığı gibi temel değerleri oturtamazsanız, “hukukun üstünlüğü” de küser, çeker gider. Adalet; teorik, bilimsel, akademik ve siyasal söylemlere dayanak olmakla birlikte, hak eksenli bir yargı modeliyle dağıtılamıyorsa, hukukun üstünlüğünden söz edilemez.
    Hukukun üstünlüğü; yargıda görev alanların, imtiyazlı, üstün, denetlenemez, sorgulanamaz anlamına gelmez. Hukukun üstünlüğü, saygınlığı ve bağlayıcılığının geçerli/inandırıcı/kalıcı olabilmesi için, zincirleme olarak bazı yasa, ilke, norm ve kuralların aynı anda, o toplumda aktif olarak geçerli olması gerekir. Bunlar: tam bağımsız, demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti, açıklık, şeffaflık, insan haklarına saygılı, ehliyetli, liyakatli, yargı denetimine açık bir siyasi yönetim anlayışı, erkler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, temsilde adalet, hak ve özgürlük eksenli bir anayasa ve bunların türevleri, tüm yurttaşların özümseyip kabul ettiği, alternatifi ve yedeği olmayan değerler olarak, yaşamımızda yer almalıdır. Birbirine bağlı dişlilerden bir tanesinin çalışmaması, makinenin üretimini aksattığı gibi, saydığımız değerlerden birinin ihmal/ihlal edilmesi, hukukun üstünlüğünü devre dışı bırakabilir. Siyasi söylem ve vaatlerle gelişebilecek bir değer değildir hukukun üstünlüğü. Bilgi, deneyim, birikim, irade, mantık, istek ve toplumsal bir vicdanın oluştuğu bir ortamda yeşerebilir ancak.
    Siyasi iktidarların her eylem ve beklentisini meşrulaştırmak için ısmarlama kanun çıkarmak, hukukun üstünlüğü ile çelişen bir uygulamadır. Hukuk, iktidarların etki ve yetki sınırlarını çizebiliyorsa üstündür. Milletin bireylerine güven sağlıyor ve özgürlük alanını genişletebiliyorsa üstündür.
    Ve varsın birileri kendisini hukukun üstünde göremeye devam etsin. Biz hep adalet türküleri söylemekten ve hukukun üstünlüğünü savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.


    Hukuk ve siyaset arasındaki üstünlük paradoksuna dair farklı bir okuma


    İyi bir hukuk ve siyaset düşüncesi tarihi gibi düşünebilirisiniz bu kitabı. Ben çok istifade ettim, iyi bir çeviri.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    *

    *

    *