Hepimiz yara alıyoruz, yoruluyoruz, çocukluğumuzu ve geçmişimizi özlemle anıyoruz, fakat kalbimizi az da olsa ısıtan mutluluk kırıntılarının peşinden koşmaktan vazgeçmiyoruz. Küçük oyunlar peşinde koşanların ardından bakarken, çevremizde olup bitenleri sineye çekiyoruz. Yaşam enerjimizi kimi zaman yavrumuzdan, kimi zaman ailemizden, kimi zamansa sevdiğimizden alıyoruz.Peki ya hangimiz içtenlikle bunları anlatabiliyoruz?Zeliş bir oyunbozan. Küçük bir yaramaz kız gibi herkese sataşıp, toplumsal sorunları eleştirmekten geri durmazken, her satırında kendimizi bulacağımız bu eseri kaleme alarak, hiçbir şeyi tam olarak anlamlandıramadığımız şu modern dünyada bizlere bir pusula niteliği taşıyan, samimi bir eser sunuyor. Deli dolu bir kadının perspektifinden her birimizin yaşamına küçük birer pencere açıyor.Gündelik yaşamın girdabında bir kahve molası verip iki laklak etmek, iki soluklanmak isteyenlere…Bir fincan kahve ve sıcak bir tebessümün tüm maskeleri indireceğini bilenlere…
Yazarın hayatından kesitler küçük küçük hikayelere dönüşmüş ve bu hikayeler beni çocukluğuma götürdü. Bazı yerlerde annelerin duygularının dile getirildiği gibi, evlatlar da anne öğüdü dinler gibi okumalı.Oymalı koltuklardan, panjurlara ve hatta salonda “dan dan” öten saat e kadar herşey 90’lı yıllardaki çocukluğum…
Bazen kendimizi yiyip bitirdiğimiz haksızlıklar o kadar güzel dile getirilmişki, hiç müdanasız ve dosdoğru. Yeri geldi gülerek, yeri geldi hüzünlenerek okudum satırları.
Zeliş, yüreğine sağlık ve aynı özlemleri bana da yaşattığın için çok teşekkür ederim.
Bence her anne, her evlat okumalı…Eminim herkes kendi penceresinden bakıp yaşayacaktır bu duyguları.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
İçinde kendinizden bir parça bulabileceğiniz kitaplardan birisi. İçi boş kitaplardan değil kesinlikle, içinde bir çok mesaj var.
alınıp okunması gereken seçkin kitaplardan birisi.Yazarın anlatımı samimi ve içten.
Yazarın hayatından kesitler küçük küçük hikayelere dönüşmüş ve bu hikayeler beni çocukluğuma götürdü. Bazı yerlerde annelerin duygularının dile getirildiği gibi, evlatlar da anne öğüdü dinler gibi okumalı.Oymalı koltuklardan, panjurlara ve hatta salonda “dan dan” öten saat e kadar herşey 90’lı yıllardaki çocukluğum…
Bazen kendimizi yiyip bitirdiğimiz haksızlıklar o kadar güzel dile getirilmişki, hiç müdanasız ve dosdoğru. Yeri geldi gülerek, yeri geldi hüzünlenerek okudum satırları.
Zeliş, yüreğine sağlık ve aynı özlemleri bana da yaşattığın için çok teşekkür ederim.
Bence her anne, her evlat okumalı…Eminim herkes kendi penceresinden bakıp yaşayacaktır bu duyguları.