SET İÇİNDEKİ KİTAPLAR:1. Birinci Haçlı Seferi – Peter Tudebodus2. İkinci Haçlı Seferi – Deuilli Odo3. Haçlı Seferleri Tarihi - Ernoul4. Lanetli Kule – Roger Crowley5. Konstantinopolis'in Zaptı – Gunther von Pairis BİRİNCİ HAÇLI SEFERİ - PETER TUDEBODUSBir Tanığın Kaleminden Kudüs’e YolculukBİR TANIĞIN KALEMİNDEN BİRİNCİ HAÇLI SEFERİ’NDE YAŞANANLAR…Birinci Haçlı Seferi öncesinde Avrupa’nın, Bizans İmparatorluğu’nun ve İslâm coğrafyasının genel durumu nasıldı? Latince ve diğer çağdaş kaynaklar Birinci Haçlı Seferi’ni nasıl yorumlamıştı? Haçlıların Türklere ve Müslümanlara bakışı nasıldı? Dindaşları Bizanslılar hakkında ne düşünüyorlardı? Açlıkla boğuştuklarında Müslümanların cesetlerini yedikleri doğru muydu?Elinizdeki kitap, Birinci Haçlı Seferi öncesinde tüm coğrafyanın bir fotoğrafını çekip dönem kaynaklarını tanıttıktan sonra sözü bizzat görgü şahidi olmuş bir papaza, Peter Tudebodus’a bırakıyor. Papa’nın Kutsal Savaş çağrısını, Avrupa’dan İstanbul’a gelişlerini, İznik, Antakya ve en önemlisi İstanbul’un görkemli havasının Haçlıların gözlerini nasıl kamaştırdığını, Türklerin cesaretlerine ve savaşma becerilerine olan hayranlıklarını doğrudan onun kaleminden okuyacaksınız.Haçlıların Anadolu bozkırlarında çektikleri eziyetleri, Antakya’da nasıl yok olmanın eşiğine geldiklerini ve bir ihanetin, birkaç yanlış kararın tarihin akışını nasıl değiştirdiğini bizzat ondan dinleyeceksiniz. Antakya’da ölümle burun burunayken kaçma planları yaptıkları sırada birden nasıl Kudüs kapılarına kadar dayandıklarını ve tarihin utanç sayfalarından biri olan Kudüs katliamını, tüm ürpertici ayrıntılarıyla bizzat bir tanığın kelimeleriyle yaşayacaksınız.Birinci Haçlı Seferi: Kudüs’e Yolculuk, Papa’nın çağrısından itibaren İznik’in, Antakya’nın ve Kudüs’ün zaptına, ardından Akdeniz sahilinde yaşanan Aşkelon Muharebesi’ne dek olan biten her şeyi anlatan önemli bir kaynak…İKİNCİ HAÇLI SEFERİ - DEUILLI ODOVII. Louis’in Doğu’ya Seyahati II. HAÇLI SEFERİ’NİN TEMEL KAYNAĞI… Urfa Haçlı Kontluğu, Birinci Haçlı Seferi sırasında Doğu’da kurulan ilk Haçlı devletiydi. 24 Aralık 1144 tarihinde Musul Atabeyi İmadeddin Zengi tarafından ele geçirildiğinde ise ilk yıkılanı oldu. Urfa’nın Türklerin eline geçişi, diğer Haçlı devletlerinde şok etkisi yarattığı gibi Avrupa’da da yaklaşık kırk yıldır sönmüş olan Haçlı ateşinin yeniden alevlenmesine yol açmıştır.Bu kaybın ardından, Antakya ve Kudüs’ün Latin hükümdarları, yeni bir Haçlı Seferi düzenlenmesi talebiyle Papa III. Eugenius’a yardım çağrısında bulunmuş. Papa III. Eugenius, Fransa Kralı VII. Louis ve Alman Kralı III. Konrad’ın haçı kabul etmesini sağlamıştır. Neticede Avrupa’nın iki büyük hükümdarının komutasındaki Haçlı orduları, 1147 yılının bahar aylarında harekete geçti; fakat sefer sonucunda önemli bir başarı elde edilemedi. 1147 yılında Fransa kralı ile Haçlı Seferi’ne katılan ve kralın vaizi olan Deuilli Odo’nun Caner Togaç tarafından Latinceden çevrilen kitabı, İkinci Haçlı Seferi’ne dair yapılan çalışmalarda uzun süre temel kaynak olarak kullanılmıştır.Elinizdeki eser, Haçlı Seferi’nin ilanı, hazırlıkları ve Frank hacıların Fransa’dan ayrılışıyla başlıyor. Seferin her anına tanıklık eden Odo; yolculuğu esnasında Macaristan, Bulgaristan, Sofya, Filibe, Çatalca, Konstantinopolis, Anadolu, İzmit, Efes, Antalya, Antakya gibi birçok yeri tasvir ediyor. Frank, Alman, Bizans ve Türk ordularının sefer boyunca izledikleri stratejileri, hilelerini, mücadelelerini ve anlaşmalarını tüm detaylarıyla birlikte aktarıyor. Odo’nun sefere dair duygularını aktardığı yerlerde yaşanan kötü olaylar için Bizanslıları suçlamasının yanında Haçlıları da eleştirmeyi ihmal etmemesi dikkat çekicidir.II. Haçlı Seferi: VII. Louis’in Doğu’ya Seyahati, başından sonuna dek belgesel zevkiyle okunacak bir kaynak kitap… HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ – ERNOULSelahaddin Eyyubi ve Kudüs’ün Fethi KUDÜS’ÜN TARİHİNE BİRİNCİ ELDEN BAKIŞ: HAÇLI SEFERLERİ VE SELAHADDİN EYYUBİ…Tapınakçılar nasıl ortaya çıktı? Kudüs Krallığı’na bağlı şehirler ve kaleler hangileriydi? Selahaddin Eyyubi’nin zindandan salıverilmesi ve Kudüs’ü kuşatmasına dek yükselişi hangi adımlarla, nasıl gerçekleşti? Gerçek Haç orduya nasıl getirildi? Hıristiyanlar, Akka’yı Müslümanlardan nasıl aldı? Saphadin, Selahaddin’in oğullarının topraklarını hangi gerekçelerle ve yollarla ellerinden aldı? Kral Jean de Brienne ve Hıristiyanlar, Müslümanlara nasıl mağlup oldu? Kral Jean, Kardinal Pelagius’u Papa’ya neden şikâyet etti ve Konstantinopolis’i nasıl ele geçirdi?Tarihi olayları ve olguları tek bir perspektiften aktaran vakayinameler ile kronikler, tarihle politika arasındaki bağlantıyı bugünlere taşımak ve kronolojik bir çözümleme yapabilmek için eşsiz birer kaynaklardır. Ernoul Kroniği bu anlamda kendisinden sonra yazılan Haçlı Seferleri ve Kudüs tarihi literatürünü etkileyen oldukça kritik ve önemli bir eserdir. Günümüze dek tam olarak anlaşılamamış ve çözümlenememiş bir döneme ve bu döneme damgasını vuran Kutsal Savaş mefhumuna başka bir gözle bakarak ve eleştirel bir açıdan değerlendirme ihtiyacını karşılamaktadır. İlk kez modern bir dile tercüme edilen eser dönemin tüm arka planını analiz edebilmek için tekrar tekrar okunması gereken bir kaynaktır.Ernoul Kroniği’nin bir diğer özelliğiyse bilhassa büyük ölçüde Selahaddin Eyyubi’nin biyografisi olmasıdır. Özellikle 1187 yılındaki Kudüs’ü fethi ve hemen ardından gerçekleştirilen III. Haçlı Seferi konusunda ilk elden görgü tanıklıklarını ihtiva etmesi, eserin kıymetini ortaya koymaktadır. Kronik, Selahaddin’in hayattayken kutsal topraklarda yaptıklarını ve getirmiş olduğu yönetim biçiminin sonraki yıllardaki etkilerini detaylı şekilde anlatmaktadır.Ahmet Deniz Altunbaş’ın Eski Fransızca aslından çevirdiği “HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ: Selahaddin Eyyubi ve Kudüs’ün Fethi”, bir devrin en ilgi çeken dönemini esas kaynağından okumak isteyen herkes için eşsiz bir çalışma…LANETLİ KULE - ROGER CROWLEYAkka Kuşatması ve Haçlı Çağının Sonu HAÇLI ÇAĞININ SONUNU GETİREN KUŞATMA…“Kuşatmayı giderek artan bir tempoyla, tüm yürek parçalayan ayrıntılarıyla tasvir eden, maharetle işlenmiş akıcı bir anlatım.”– BBC History“Crowley’nin Akka’nın düşüşüne dair sürükleyici çalışması karşı konulamayan, bitmesini asla istemeyeceğiniz türde bir kitap.”– Sean McMeekin1291’deki Akka Kuşatması Haçlıların Kutsal Topraklar uğruna yaptıkları son kanlı savaştı. Kuşatılan kalenin, çaresizlik içinde geçen altı haftadan sonra Memlüklere teslim olmasıyla Haçlıların Ortadoğu’daki iki asırlık serüveni de son buldu.Akdeniz dünyasıyla ilgili birincil kaynaklara ve titiz araştırmalara dayanan sürükleyici tarih kitaplarıyla ün kazanan Roger Crowley bu eserinde kuşatmaya uzanan yolun capcanlı anlatımının yanında çarpışmanın tüm teferruatlarını ortaya koyuyor. Mevcut Arapça kaynakların yanı sıra tercüme edilmemiş Latince belgelerden de yararlanarak, Akka çarpışmasının askeri planlama ve kuşatma savaşındaki teknik ilerlemelerde çok önemli bir yerinin olduğunu, ayrıca kuşatma esnasındaki bireysel kahramanlıkların ve vahşi katliamın da apayrı bir yerinin olduğunu savunuyor. Haçlı Çağı’nın dramatik son anlarının sürükleyici bir tasviri olan eser, dünya tarihinde çok önemli bir dönüm noktasına yeni ve önemli bir bakış açısı sunuyor.Lanetli Kule: Akka Kuşatması ve Haçlı Çağının Sonu, kuşatmaya neden olan olaylar zincirinin dramatik hikâyesini, Memlüklerin ve büyük liderleri Baybars’ın bayrağı altında İslam Dünyası’nın yeniden bir araya toplanışını, Haçlı kalelerini yok edişini ve nihayet 1291 yılının baharında, Müslümanların Franklara karşı o zamana dek topladığı en büyük ordunun Akdeniz’in en zengin şehirlerinden biri olan Akka surlarına gelişinin hikayesini anlatıyor.KONSTANTİNOPOLİS’İN ZAPTI - GUNTHER VON PAIRISBir Keşişin Kaleminden IV. Haçlı SeferiTARİHİN TANIK OLDUĞU EN KORKUNÇ OLAYLARDAN BİRİ: IV. HAÇLI SEFERİ VE KONSTANTİNOPOLİS’İN ZAPTI.13. yüzyılın başında IV. Haçlı Seferi’ne katılacak ordular, Müslümanların elindeki Kutsal Toprakları kurtarmak üzere Batı Avrupa’dan yola çıktı, ancak bunun yerine, Konstantinopolis’te durdular ve Doğu Hristiyanlığının başkentini talan ettiler. Arkalarında kanlı bir savaş, vahşi bir yağma bıraktılar; beraberlerinde ise şehrin maddi ve manevi zenginliklerini götürdüler. Başkeşiş Martin von Pairis’in hizmetinde bulunan Gunther von Pairis’in kaleme aldığı Historia Constantinopolitana IV. Haçlı Seferi’ne ve şehrin yağmalanmasına katılan Cistercien Başkeşiş’in sefer boyunca yaşadıklarını anlatır. Gunther Başkeşiş’in yola çıkışını, Konstantinopolis’e varışını, ordunun şehri kuşatmasını ve zaptını, ardından Martin’in Hristiyanlığın kutsal emanetlerini Konstantinopolis’teki Pantokrator Kilisesi’nden (bugünkü Zeyrek Camisi) alarak Alsace’taki manastıra nakletmesini bir Hristiyan meta-tarihi kurarak anlatır; böylece Konstantinopolis yağmasının, Tanrı’nın kılavuzluğunda, onun planına uygun şekilde gerçekleştiğini şiir ve düzyazı iç içe geçmiş bir üslupla aktarır.Gunther von Pairis’in Historia Constantinopolitana’sı, Konstantinopolis’in zaptı gibi tarihin seyrini değiştiren önemli bir olayı ele alan Haçlı ve Bizans kaynaklarıyla mukayese edildiğinde, bizzat Haçlı seferine katılmamış, Avrupa’daki manastırından yazan bir keşişin bakış açısını yansıtması, Haçlıları Troia Savaşı üzerinden aklamaya çalışması ve Konstantinopolis’te yağmalanan kutsal emanetlerin listesini vermesi bakımından müstesna bir konuma sahiptir. Özellikle sefere, şehir kuşatmasına ve sonrasında yaşananlara dair anlatıların önemli tanıklarından birine dayanması bakımından bu eser yaşananları kavrayabilmek adına daha da önem kazanmaktadır. Kutsi Aybars Çetinalp’in orijinal Latince el yazması nüshaları kıyaslayarak ortaya koyduğu yetkin çevirisi ve açıklayıcı notlarıyla Konstantinopolis’in Zaptı: Historia Constantinopolitana hem Haçlı Seferleri hem de İstanbul tarihine meraklı okurlar için kaçırılmaması gereken bir eser.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)