Gülün Adı (Ciltsiz)

Kategori: Edebiyat Yazar: Umberto Eco Yayınevi: Can Yayınları

Gülün Adı (Ciltsiz)

  • çevirmen: Şadan Karadeniz
  • Yayın Tarihi: 12.09.2019
  • ISBN: 9789750732737
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 732
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 12.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Gülün Adı adlı bu dev romanıyla bir anda dünyanın dört bir yanında ünlenen İtalyan yazarı Umberto Eco, aslında çok yönlü bir bilimadamı. İtalya'da, Bologna Üniversitesinde öğretim üyesi, semiolog, tarihçi, filozof, estetikçi, ortaçağ uzmanı ve James Joyce üzerine derin araştırmalar yapmış biri. Umberto Eco'nun bu ilk romanı, 1980'de İtalya'da ilk yayımlanışından bu yana sayısız basım yaptı ve dünyanın pek çok diline çevrildi. Dünyada olağanüstü bir ilgi uyandıran bu romanın yankıları hâlâ sürüyor. Filmi de dünyada büyük yankılar uyandırdı. Bu romanın başarısında, kuşkusuz, yazarın ortaçağ konusunda derin ve dolaysız bilgisinin büyük payı var. Tam anlamıyla ve her bakımdan ortaçağ dünyasını yansıtmakla birlikte Gülün Adı kesinlikle çağdaş bir roman; çağdaş romana yepyeni ve uzun soluk getiren özgün bir roman. Bir anlamda ortaçağda geçen, Hıristiyanlık düşüncesini tartışan tarihsel bir roman, bir anlamda da ustaca kurulmuş polisiye ve sürükleyici bir öykü. Ve en önemlisi olağanüstü bir dil ve benzeri az bulunur bir sanat yapıtı. Bu ünlü romanı İtalyanca aslından başarıyla Türkçeye çeviren Şadan Karadeniz'in titiz ve uzun çalışmasını da burada hayranlıkla belirtmemiz gerekiyor. Umberto Eco'nun yayınlarımız arasında çıkan ikinci dev romanı Foucault Sarkacı da, Ortaçağı Düşlemek adlı deneme kitabı da yine Şadan Karadeniz'in çevirisi...
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
Gülün Adı (Ciltsiz)PDF30.38 MB İndir
Gülün Adı (Ciltsiz)EPUB33.96 MB İndir
Gülün Adı (Ciltsiz)MOBİ26.81 MB İndir
Gülün Adı (Ciltsiz)ODF28.59 MB İndir
Gülün Adı (Ciltsiz)DJVU35.74 MB İndir
Gülün Adı (Ciltsiz)RAR23.23 MB İndir
Gülün Adı (Ciltsiz)ZIP21.45 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Umberto Eco’nun ilk romanı. “Ortaçağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarından olan yazarın yapıtı ‘Gülün Adı'”nı çocukluğumdan beri okumak istiyordum. Hatta bu sebepten sinemasever biri olmama rağmen, 1986 yapımı olan ve başrollerini Sean Connery ve Christian Slater’ ın paylaştığı kült filmi hala izlememişimdir. Çünkü bir film asla kitabının ruhunu veremez. Bu kararımda haklı olduğumu bir kez daha teyit ettim.
Eco, “Gülün Adı” ile bizi Ortaçağ’a götürüyor. Hem de yozlaşmış kilisenin acımasız uygulamalarının, insanların güce boyun eğmediklerinde nasıl cadılıkla suçlandıklarının, esas yakılması gerekenlerin gücü elinde tutanlar olması gerekirken masum ve zavallı insanların hunharca katledilmesinin çok çok iyi bir şekilde aktarıldığı bu eser, ciddi manada günümüz polisiyelerine de taş çıkartır. Gerilimin dozunu düşürmeden ve hiç sıkılmadan 700 sayfalık bir eseri okutabilmek bence büyük bir başarıdır.
Benim gibi tarihe tutkunsanız, e bir de kitaplara hayransanız bu muhteşem eseri mutlaka okumalısınız. O sebeple affınıza sığınarak kitaptan bir alıntıyla sözlerimi noktalarken, kitap sevgimi de biraz sergileyeyim istedim.
“Kitaplar çoğu kez başka kitaplardan söz ederler. Çoğu kez bir kitap, tehlikeli bir kitapta çiçeklenen zararsız bir tohum gibidir; ya da tam tersine, acı bir tohumun tatlı meyvesidir.” (s.402)


Umberto Eco, kuşkusuz, ülkemizde en çok okunan yazarlardan biridir. Kendisini birçoğumuz romanları ile tanımış olsa da özellikle “Orta Çağ estetiği” ve “semiyotik/göstergebilim” konularında da uzman olduğunu hatırlatmamız gerek. Tüm bunların yanında, yine birçoğumuzun bildiği gibi, çok ciddi editörlük çalışmaları da bulunmaktadır ki bu çalışmaların bazıları ülkemizde de yayınlanmış bulunuyor.
“Gülün Adı” Umberto Eco’nun romancılığı ile tanışma fırsatı bulduğum ilk eseriydi ve birçok kez kendimi içerisinde bulunduğum “geç kalmışlık” hissini bu kitabın satırlarını okurken de yaşadığımı itiraf etmeliyim. Kitap o kadar akıcı ve muhteşem bir kurguya sahipti ki 700 küsür sayfalık kitabın nasıl bittiğini anlayamadım. Sanıyorum bu iştahın bir sebebi de kaliteli çeviri olacak, çünkü kitabın çeviri olduğu gerçeğini unuttuğum zamanlar oldu. Yeri gelmişken çevirmen “Şadan Karadeniz”e teşekkürlerimizi sunmayı unutmayalım!
Romanımızın (ne kadar da çabuk sahipleniyorum!) zaman, mekân ve olay kurgusu olarak; Orta Çağ’da bir “Benedikten Manastır’ında” yaşanan birden çok cinayeti konu edindiğini ve tüm bunların harmanlanması ile ortaya çıkan bir Orta Çağ polisiyesi olduğunu söyleyelim. Aynı zamanda romanın geçtiği zaman diliminin Papalık ile İmparatorluk arasında ciddi problemlerin yaşandığı ve özellikle Kilise’de bazı değişimlerin ve ciddi yozlaşmaların (s.389) yaşandığı tarihlere denk getirildiğini ifade edelim. Ana karakterimiz olan William’ı belki bu değişimin bir ürünü olarak görmek çok da mantıksız olmaz. Bu anlamda Orta Çağ Avrupa’sı, tarihi ve Hristiyan yaşamına dair (özellikle keşiş ve rahip gibi görevlilerin gündelik hayatı vb.) muhteşem detaylar (Orta Çağ’da bir Manastır’ın yeme içme kültürüne dair s.147’de verilen anlatı gibi) ve bilgiler sunulduğunu ifade edebilirim. Elbette kitap tür olarak bir Roman olduğundan yukarıda bahsi geçen tarihi arka plan tüm bölümlere yedirilmiş vaziyettedir. Özellikle kitap ve muhtevası hakkında, Şadan Karadeniz’in, giriş yazısını (s.15-19) es geçmemenizi öneririm. Tekrar Manastır’a gelecek olursak, mekân o kadar iyi betimlenmiş ki (kitabın içerisinde Manastır’a ait mimari bir plan da bulunuyor s.12-13) gerçekten oradaymış gibi hissediyorsunuz. Elbette bu durum anlatımın gücünü de gözler önüne sermesi noktasında önemli. Ayrıca, yanlış bilmiyorsam, burada geçen Manastır bir kurgu değil, yani mekânımız gerçek ve günün birinde görme şansımız olabilir! Romanın içeriği ile alakalı olarak son birkaç naçizane yorum daha yapacak olursam; kitabın bölüm yerine “gün” şeklinde (1. Gün vb.) gittiğini ve bu tercihin çok ilgi çekici olup, merak uyandırdığını söyleyebilirim. Ayrıca hemen her sayfasında Latince deyişlere rasgelebilirsiniz. Önemli bir hatırlatma olarak, okumayı kolaylaştırması ve daha yararlı bir hale getirmesi adına yanınızda bir sözlük bulundurmanız faydalı olabilir. Yazar “sanat” ve “mimari” ile alakalı bazı terimleri (s.53’de geçen “aedificium” vb) kitap içerisinde bolca kullanıyor ve sözlük bu noktada işinize yarayacaktır.
Son olarak kitabın, başrollerde 2020’nin sonlarında hayatını kaybeden Sean Connery’in de olduğu, bir film uyarlamasının da (1986) olduğunu ekleyelim. Ancak, kitabı okuduktan sonra filmini izlemenizi tavsiye ederim (tüm kitaptan uyarlanma filmler için bu yorumum geçerlidir). Can Yayınları’na, Şadan Karadeniz’e ve kitabı bizlere ulaştıran kitapyurdu ekibine çok teşekkür ediyorum.
Herkese bol kitaplı, sağlıklı günler!


Harika bir kitap. Sizi olduğunuz yerden alıp Ortaça Avrupasına taşıyor. Dönemin zihniyetini polisiye tarzında okuyucusuna sunuyor. Kült kitaplardan biri


Son kısma gelene kadar çözülemeyen cinayetler, ortaçağdan karanlık gölgeler, ürkütücü hikâyeler, insanın, hele ki bir kitapkurdu ise, nefesini kesen muazzam bir kütüphane, korkunç bir vahşetin sergilendiği mezhep kavgaları arasında (benim için çoğu yerde hu mezhepler birbirine epeyce karışmış olsalarda) temposu hiç düşmeyen, merak duygusu hiç dinmeyen muazzam bir tarihi roman.


Harika bir tarihi roman. Ortaçağ Avrupa’sında yaşıyormuşsunuz hissini oluşturuyor. Anlatım tarzı, kurgusu, içerdiği bilgileri, ortaçağa ait tespitleri ile harika bir kitap. O dönemin insanının düşünce tarzını (elbette ki yaşadığımız çağa ışık olacak) anlamamamızı sağlayacak bir başyapıt. Enfes bir eser. Tarihi roman meraklıların kütüphanelerinde yer edinmesi gereken kült bir yapıt.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*