Evrim, Bilim ve Eğitim

Kategori: Bilim & Mühendislik Yazar: Kolektif Yayınevi: Nazım Kitaplığı

Evrim, Bilim ve Eğitim

  • Yayın Tarihi: 29.05.2006
  • ISBN: 9789758271887
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 309
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 14 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
Mersin'de beş öğretmenin evrim kuramını anlattıkları için sürgün edilmelerinin ardından 2005 yılının sonunda Üniversite Konseyleri tarafından hazırlanan ve bilim insanlarının imzasına açılan metin, şu cümleyle son buluyordu: "Eğitim, bilimdışı öğelerden arındırılmalı, bilimden ve aydınlanmadan yana bir müfredat uygulamaya konmalıdır." Bugün binden fazla imzacısı bulunan bu metin, kamuoyuna "700 akademisyenin gericiliğe ve bilim dışı müdahalelere karşı çıkışı" olarak yansıdı. Bilimsel eğitimi ve aydınlanmayı savunmanın bir gereği olarak evrim kuramını sahiplenen ve bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'na dilekçe veren öğretim üyeleri ve aydınlar, 27 Mayıs 2006 tarihinde de "Evrim, Bilim ve Eğitim Sempozyumu"nu düzenledi. Sempozyum bildirilerinden oluşan bu kitapta, evrim kuramının insanlık açısından taşıdığı öneme ve sağladığı olanaklara ışık tutulurken, bu kuramın bilimsel gelişme açısından vazgeçilmezliği ortaya konuyor. Kitapta yer alan bildiriler, Türkiye'nin bugünkü ve olması gereken bilim ve eğitim politikalarını da tartışmaya açıyor.
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
Evrim, Bilim ve EğitimPDF12.82 MB İndir
Evrim, Bilim ve EğitimEPUB14.33 MB İndir
Evrim, Bilim ve EğitimMOBİ11.32 MB İndir
Evrim, Bilim ve EğitimODF12.07 MB İndir
Evrim, Bilim ve EğitimDJVU15.09 MB İndir
Evrim, Bilim ve EğitimRAR9.81 MB İndir
Evrim, Bilim ve EğitimZIP9.05 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (1 Yorum)


Evrimci yaklaşımın içerisinden bilimsellik içermeyen metafizik düzlemde ideolojik veya inançsal bir yaklaşım olan “tesadüf” kavramını ayıklaMAdığımız sürece bu hipotezi savunanların bilimsellik iddiası geçersiz olacaktır. Yaratılış’cıların “akıllı dizayn’ı” ne kadar bilimsel veya bilim dışı ise bu anlayışta ancak o kadar bilimsel veya bilim dışı olacaktır. Zira bilimin, nesnel-olgusal olanla sınırlı olan uğraş alanı bu konuda (tesadüf veya yaratılış konusunda) bilimsel bir hüküm veya yargıda bulunmayı engellemektedir. Nasılki (Big Bang)Büyük Patlama’dan öncesi evrenin oluşumuyla ilgili bilimsel modellerde yer alamıyorsa tesadüfen oluşum veya yaratılış tezi de canlıların oluşumuyla ilgili bilimsel modellerde yer alamaz. Bunun dışında olgusal olarak gözlenebilen veya denenebilen tüm tezler gözlenmeli ve doğrulanıncaya kadar hipotez olarak kalmalıdır. Her iki tarafın da ısrarlı ideolojik tavrı canlılığın ortaya çıkışıyla ilgili belkide biyolojinin bu alanında, devrimsel nitelikte yeni yaklaşımların geliştirilmesini engellemektedir. Önceden evrenle ilgili oturmuş kabullerimizin Max Plank, Einstein v.d. sonrası nasıl kökten değiştiğini unutamayız. Bilimsel yönteme uygun olarak, metafizik veya felsefi yorumlara yer vermeksizin yapılacak salt bilimsel çalışmaların sonuçları hiç bir dini inanç veya ideoloji ile çatışmayabilir. Ancak nesnel olmayan, olgusal olarak gözlenemeyen, doğrulanamayan-yanlışlanamayan tesadüf, yaratılış hatta doğal seleksiyon gibi kabuller çatışma alanları oluşturmakta, özünde bir araştırma yöntemi olan bilimin ve bilimsel düşüncenin gelişimini ve yayılmasını engellemektedir. İNANMAK VEYA İNANMAMAK BİLİMSEL BİR HÜKÜM OLAMAZ. Bilimin sonuçlarını, inancımızı kanıtlamak için kullanabiliriz, böylece daha fazla inanır veya reddedebiliriz ama bu yinede bir inanç olur. Tüm bunlara ilaveten Kur’an-ı Kerim de insanın bir anda değil bir gelişim süreci sonunda yaratıldığını ifade eden çok sayıda ayet bulunmaktadır. Bu nedenle müslüman düşünür ve yorumcuların çoğu ilk İnsanın bir anda değil uzun bir tekamül sürecinin sonunda yaratıldığını kabul ederler. Bırakalım isteyen tesadüfe isteyen yaratılışa inansın ama lütfen bilimi yolundan çıkarmayalım. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’in ilk canlının nasıl yaratıldığını bilmemiz-anlamamız için gözlem yapmamızı emrettiğini biliyormuyuz acaba? (Ankebut süresi Ayet 19-20)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*