Derviş Hoca

Kategori: Edebiyat Yazar: Mehmet Yılmaz Yayınevi: Kaynak Kitaplığı

Derviş Hoca

    Tanıtım Bülteni
    Kitap, Horasan’dan yola çıkıp Anadolu’ya gelen Hamedanlı Hasan’ın hikâyesini o devrin Türkçesiyle kendi ağzından anlatıyordu ve o Hasan Hamedanî, Hoca Ahmed Yesevî’nin müritlerinden birisiydi.
    Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
    Derviş HocaPDF6.23 MB İndir
    Derviş HocaEPUB6.96 MB İndir
    Derviş HocaMOBİ5.49 MB İndir
    Derviş HocaODF5.86 MB İndir
    Derviş HocaDJVU7.32 MB İndir
    Derviş HocaRAR4.76 MB İndir
    Derviş HocaZIP4.39 MB İndir

    Sponsorlu Kitaplar

    SatıcıKitap AdıBağlantı
    BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
    KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

    Kitap Yorumları - (1 Yorum)


    Derviş Hoca, Kaynak Kitaplarının son romanlarından birisi. Samsunspor kitabını derlemiş olan Mehmet Yılmaz’ı daha çok futbol yazılarından tanıyoruz. Ancak ‘Bir Gün’ adlı bir başka romanı daha var. Roman iki kahraman üzerine kurulmuş. Birisi 15. asırda yaşamış olan Hasan Hamedani adlı bir Yesevi dervişi. Diğeri ise 1990’ların başında önce Bakü’ye sonra da Saraybosna’ya giden Hasan Üsküdarlı adlı bir Türk öğretmen. Roman aralarında neredeyse altı asır olan iki Hasan’ın kesişen hikayelerini anlatıyor. Hasan Derviş, bir rüya üzerine yola çıkarak önce Şam’a oradan da Samsun’a geliyor. Bu yolculuk esnasında bir de yol arkadaşı ediniyor kendisine. Beyrut’a yerleşik bir Kıpçak Türkü olan Baybars. Yazar, Hasan-ı Hamedani ile Baybars karakterlerinde aslında Alp Eren tipini vermiş. Ancak iki prototipten Baybars Alp, Hamedani ise Eren şeklinde bir bakıma. Dönemin yaygın olan derviş/sufi/müderris tiplemesi burada da var. Zaten Hamedani daha ziyade eğitici bir kahraman iken Baybars bir aşk acısı yaşamış, yerinde duramayan, türlü faaliyetler geliştiren ve ticaretle de uğraşan bir karakter. Romandaki aksiyon sahnelerinde de onun imzası var. Günümüze yakın dönemde ise Baybars’ın yerini Hasan Hoca’nın 12 Eylül mağduru ağabeyi Arslan almış gibi. Nitekim Baybars, Arslan Bey demek. Kitapta da ifade ediliyor bu. Eren tipinde ise sakinliği, eğitimciliği, mukaddesata bağlılığı ve fedakârlığı ile Hasan Üsküdarlı’yı görüyoruz. Yazarın tezi biraz da şu sanki; nasıl ki asırlar önce Yesevi dervişleri Anadolu’dan Balkanlar’a uzanan sahaya gelmiş ve burada gönüller kazanmış ise modern çağda da buna benzer bir hareketlenmeyi Hizmete mensup gönül erleri yapmışlar. Zaten hem dervişin hem de öğretmenin isimlerinin de aynı olması yine bilinçli bir tercih olmalı. Romanda Akşemseddin, Şeyh Hamza, Hasan Es Samsuni gibi tarihi şahsiyetler ile 15. yüzyılın Samsun’u ve İstanbul’un fethi de yer buluyor kendisine. Yakın dönemde ise Karabağ Savaşı, Nahcivan ve Bakü’nün 90’lı yılların ilk yarısındaki durumunu görebiliyoruz. Hatta Karabağ’la ilgili hüzünlü bir aşk hikayesi de serpiştirilmiş araya. Üstelik şiirle tezyin edilerek. Yine dönemin kardeş ve yaralı ülkelerinden Bosna da epeyce yer edinmiş kendisine. Hatta kitabın finalinde Bosna ile ilgili bazı sürprizler var. Türk Okullarının ilk öğretmenlerinden birinin tarihle kesişen hikayesini merak ediyorsanız, bu roman tam size göre. Aksiyon Dergisi

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    *

    *

    *