Cuma Namazı / Başlangıcından Günümüze

Kategori: İslam Yazar: Prof. Dr. Yunus Vehbi Yavuz Yayınevi: Emin Yayınları

Cuma Namazı / Başlangıcından Günümüze

  • Yayın Tarihi: 31.12.2005
  • ISBN: 9789759230661
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 160
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 12.5 x 19 cm
Tanıtım Bülteni
Cuma namazı İslam'ın kullukla ilgili temel emirlerinden biridir. Farz olma şartlarını taşıyan her Müslüman'ın bu emri düzenli olarak yerine getirmesi gerekir. Allah ve Resulü emrettiği için, onların emrettiği biçimde kayıtsız ve itirazsız olarak yerine getirilmesi gerekir. Cuma namazı İslam'ın birlik dini olduğunun açık bir göstergesidir. Müslümanlar haftada bir defa bir araya gelerek sosyal bütünlüğü güçlendirirler. Dosta-düşmana birlik mesajı verirler. Bir mahallede oturan Müslümanlar Cuma günleri büyük cemaatler halinde bir araya gelerek tanışma, görüşme, bilgilenme, birbirinden haberdar olma, birbiri ile ilgilenme, sosyal yardımlaşma gibi çağımızın en çok muhtaç olduğu sosyal ve kültürel alış-verişte bulunurlar, aynı zamanda toplumsal sıla görevi de ifa edilmiş olur. Dolayısıyla, Cuma namazı bütünleşmenin ibadetleştirilmiş şekli olarak önümüzdedir.
SatıcıKitap AdıBağlantı
TrendyolCuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeSatın Al
KitapyurduCuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeSatın Al
D&RCuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeSatın Al
IdefixCuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeSatın Al
BKM KitapCuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeSatın Al
HepsiburadaCuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeSatın Al
GittigidiyorCuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeSatın Al
N11Cuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeSatın Al
Amazon TürkiyeCuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeSatın Al
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
Cuma Namazı / Başlangıcından GünümüzePDF6.64 MB İndir
Cuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeEPUB7.42 MB İndir
Cuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeMOBİ5.86 MB İndir
Cuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeODF6.25 MB İndir
Cuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeDJVU7.81 MB İndir
Cuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeRAR5.08 MB İndir
Cuma Namazı / Başlangıcından GünümüzeZIP4.69 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (4 Yorum)


cuma namazı ile ilgili farklı şeyler öğrendim.


Adından da anlaşılacağı gibi cuma namazının ilk vaz’ edildiğinden günümüze kadarki değişimlerini işliyor. Bilgilendirici bir kitap.


Cuma Namazını anlatayım derken Ehli Sünnet Mezhepleri yermiş ve kendi mezhebini ortaya koymaya çalışmış. Yani okunmasa da olur. Okuyacaklar da dikkat etmelidir.


Müslümanların birlik ve bütünlüğünün en çarpıcı göstergelerinden biri olan Cuma namazının diğer namazlardan ayrı yönü, onun bir gösteri mahiyeti arz etmesidir. Tarihin bazı dönemlerinde olduğu gibi devrimizde de idare biçimleri yahut idareciler bahane edilerek, Cuma namazına gitmeme temayülleri ortaya çıkmış görünmektedir. Temelinde cehalet, taassup ve gençliğin ibadetlerden, cem’den ve cemaatten soğutma düşüncesinin yattığı bu eğilimin; İslamî bilgiler ışığında muhakeme edilmesi şarttır.(s.3)Cuma cemaati konusunda ittifak edilen bir görüş yoktur. Şevkânî’nin nakline göre cemaatin sayısı ve keyfiyeti üzerinde on beş kadar farklı ictihad vardır. Sayıyı bir kişi olarak kabul eden fakihler yanında seksene, hatta sayı ile sınırlanmayan bir kalabalığa kadar çıkaranlar vardır. Bizim kanaatimiz, Allah ve Resulünün mutlak olarak zikredilen beyanları, mutlak olarak bırakılmalıdır. Çünkü bunda Ümmet-i Muhammed için kolaylıklar vardır.(s.43)HUTBENİN HEDEFİ SİYASİ MİDİR? Cuma namazı büyük çapta haftalık bir toplantıdır. Allah’ın emir ve yasakları herhangi bir maksat ve sebebe bağlı olarak izah edilemez. Allah’ın emir ve yasaklarını bazı yorumlarla açıklamanın birçok sakıncaları vardır. En önemlisi, böyle bir yorum yapılırsa, o takdirde maksat ve hedef ortadan kaybolunca, ibadet de ortadan kaybolur. Bunu yapma ise, İslam’a yapılabilecek en büyük bir kötülük ve ihanet olur. Nitekim bazı cahil kişiler tarafından, Cuma namazı ve Cuma hutbesi, siyasi bazı yorumlara tabi kılınmaya başladıktan sonra, bu yorumlara paralel olarak kılınmamaya da başlanmıştır. Bu en büyük nefsani ve şeytani bir desisedir. Başarıya ulaşan şeytan olmaktadır.CUMA NAMAZININ SİYASİ BİR YÖNÜ VAR MIDIR?Sorusuna cevap verebilmek için, önce siyasetten neyin kastedildiğini bilmek lazımdır. Eğer siyasetten maksat, tüccar, sanatkar ve esnafın alışageldikleri grupçuluk, aldatmaca, çekişme ve dolandırıcılık gibi durumlar yahut mezhep ayrılıkları, görüş ayrılıkları gibi kör bir taassup ise, bilmek gerekir ki, İslam dini hiçbir surette bunu kabul etmez. Cuma hutbesinde ne de diğer konuşmalarda İslam dini bu gibi aykırılıklara rıza göstermez. Bu sebeple hutbe, İslam dininin ruhundan uzak olan bu gibi konuşmalarla meşgul edilemez. Bu durum İslam prensiplerin uymaz.Yok eğer bu siyasetten maksat, şanına layık olduğu şekilde, cemaate hizmet etmek, Müslümanların iyi taraflarını araştırmak, Müslümanları savunmak, üstünlük ve şeref, halkı farzları yerine getirmeye davet etmek, düşmanların tehlikeli taraflarını açıklamak, İslam’a muhalif olanların desiseleri ve gayr-i müslimlerin Müslümanlar aleyhinde yaptıkları toplantılar hakkında halkı uyarmak ise, bu her türlü siyaset zaten dinin temel prensiplerindendir. Çünkü, İslam dini, bu gibi bozuklukları düzeltmek için gelmiştir. İşte bu manada olmak üzere Cuma namazında verilen hutbenin dini bir siyasi yönü vardır.” (Şarbasî)(s.52)Cuma uygulamasında devlet izninin şart olduğunu ileri sürenler maslahata dayanıyorlar. Bu içtihadın hedefi, halkın daha güvenli ve düzenli bir şekilde Cuma ibadetini yerine getirmelerini sağlamaktır. Kitap, sünnet yahut sahabi sözü ve uygulamasından bir delilleri yoktur.(s.67) Şunu söyleyebiliriz: Allah’ın kitabı, Resulünün sünnetinde mutlak ve umumi olarak açıklanan Cuma namazı gibi çok önemli ilahi bir emrin, uygulamasının geçerli olabilmesi için içtihatla tahsis edilmesi ve şarta bağlanması mümkün değildir. Bu husus, şehir şartında olduğu gibi, Ebu Hanife’nin ‘Umumi olan bir hüküm, tahsis edilemez’ prensibine de aykırı görünmektedir. Zira Ebu Hanife’ye göre, Kur’an’da sabit olan umumi bir hüküm ancak Kur’an’la yahut mütevatir veya meşhur sünnetle tahsis edilebilir. Sahih de olsa tek raviden gelen hadis ile tahsis edilemez. Oysa burada umumi olan Cuma emrinin, içtihatla tahsis edildiğini görmekteyiz.CUMA NAMAZININ KILINIŞI: Cuma namazının iki rekat olduğu hususunda ittifak bulunmakla beraber, farzdan önce ve sonra kılınan nafile namazlarla ilgili farklı rivayetler nakledilmiştir.(s.90)O halde şu noktayı kesin olarak tesbit edebiliriz: Hz. Peygamber’in gerek fiili sünnetinde gerekse sözlü sünnetinde Cuma namazının ittifak edilen rekat sayısı ikisi farz dördü sünnet olmak üzere altı rekattır. Ancak bu sünnet namaz camide kılınmak istendiği zaman ki tavsiyeye binaendir. Cuma namazının farzından sonra evinde kılmak isteyenler için sünnet namaz yine ittifakla iki rekattır.(s.94)Alimlerin büyük çoğunluğu, Cuma namazından önce, Hz. Peygamber tarafından belirlenmiş sünnet bir namazın bulunmadığı hususunda ittifak halindedirler.(s.98)SONUÇ: Müctehit imamlar, siyasi bazı olaylarla karşı karşıya bulunmalarına rağmen, kendilerine bağlı olan Müslümanları Cuma namazından geri kalmamaya teşvik etmişlerdir. Hz. Peygamber’den sonraki iç kargaşanın hakim olduğu, siyasi çekişmelerin yaygın olduğu Hz. Osman döneminde, ashab isyancıların arkasında Cuma namazı kılmıştır. Hz. Ali döneminde de siyasi boşluk ve iç çekişmeler bulunmasına karşılık, asla Cuma namazı terk edilmemiştir. Çünkü bu namaz, hiçbir dönemde siyaset namazı olarak kabul edilmemiş, yalnız ve ancak Allah’ın mutlak bir emri olarak telakki edilmiştir.Cuma namazının özellikle uygulama şartları ile ilgili olarak, bazı müctehitler tarafından ortaya konan şartlar ise, toplum düzenini koruma, disiplini sağlama ve uygulanabilme açısından mütalaa edilmiştir; farz olma şartı olarak ileri sürülmemiştir. Yani Cuma namazı farz olan kimseler, uygulama vasatı bulamazlarsa, bu namazı kılmamaktan ötürü sorumlu değillerdir. Bu istikamette, maslahata uygun olarak ileri sürülen şartların, bazı gerekçelerle saptırılmasına ve Cuma namazının farz olmayacağı anlamında yorumlanmasına asla imkan ve ihtimal yoktur. O halde, Cuma namazı, sorumlu bulunan her Müslüman tarafından, fırsat ve imkanların elverdiği her yerde, her türlü şartlar altında kılınması mecburidir.(s.110)Kitapta daha önceki baskısında eksik gözüken Cuma namazının hikmetleri ile Zuhr-i Ahir konusu bu baskısında giderilmiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*