Çiğdem Külahı

Kategori: Edebiyat Yazar: Ahmet Büke Yayınevi: Kanat Kitap

Çiğdem Külahı

  • Yayın Tarihi: 12.10.2006
  • ISBN:
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 116
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Çocukluğumuzun kırık fotoğrafları
Ahmet Büke, 2004'te yine Kanat Kitap tarafından yayımlanan ilk hikâye kitabı İzmir Postası'nın Adamları'ndaki sert ses tonuyla dikkat çekmişti. Bu sert ses, Büke'nin yeni kitabı Çiğdem Külahı'nda da işitiliyor: Çocukluk ve gençlik yıllarımızdan kalma "geçmek bilmeyen" yaralarımız, deliliklerimiz, sevişmelerimiz...
Zamanın nerede ve nasıl kırıldığını soran, "Bizi ne anlatır?" sorusuna "acılarımız ve yaralarımız" yanıtını veren hikâyeler bunlar.
"Bir bira daha açtı. Ev sahibinden öğrenmiş yazdığımı. Aslında o dırdırcı kadınla hiç de muhabbetimiz yok. Bilmiyorum belki de sen söylemişsindir.
"Komşu madem bu işlere merakın var, rafların en önüne koydur kitapları" dedi. Çenesi açıldıkça açıldı. Bırakmadı, gideyim. "Bak, bizim dükkâna ver sen onları, çerez bölmelerinden birini boşaltırım. Zaten leblebi şekeri alan satan yok. Oraya dizeriz. Kapıya da yazı asarım.. diye tutturdu. Ne desem fayda etmedi. Beşinci biradan sonra yemin aldı ağzımdan. Gözümün önünde veresiye sayfamızı yırttı, attı. Muhtemelen seni de sıkıştırır. Olmadı birkaç tane verirsin. Zaten bir süre sonra sıkılır, çiğdem külahı yapar. Ne güzel olur aslında. Bahar gelince mahallenin bütün çocuklarının elinde benim sayfalarım. Belki merak ederler bir araya getirirler. Neyse, hepsi iyi de bira çarptı çocuğu."
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
Çiğdem KülahıPDF4.81 MB İndir
Çiğdem KülahıEPUB5.38 MB İndir
Çiğdem KülahıMOBİ4.25 MB İndir
Çiğdem KülahıODF4.53 MB İndir
Çiğdem KülahıDJVU5.66 MB İndir
Çiğdem KülahıRAR3.68 MB İndir
Çiğdem KülahıZIP3.40 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (4 Yorum)


Tanıdık bir dil. İçimizden biri ile muhabbet eder gibisiniz. Hikâyeler kısa ve güzel. Bana göre anlatılanların bir tek kusuru var, karakterlere olur olmaz yerlerde küfrettirilmesi. Edebiyatın edepli olması gerektiği inancını taşıyorum. Toplumda olan bu denilirse, ben olanı abartmanın edebiyatı sevimsizleştirdiği düşüncesini belirtmeliyim.


Ahmet Büke ‘Çiğdem Külahı’nda yalın ve gerçekçi anlatımıyla defalarca okumak isteyeceğimiz hikayelerini paylaşmış bizimle. Her hikayede her cümlede bu gerçekliğe hayran bırakıyor kendini. Hikaye türünü seven herkese bu kitabı ve ahmet büke’nin tüm hikayelerini tavsiye ediyorum..


Genç öykücü Ahmet Büke, peşpeşe, kısa cümleler kuruyor. Hatta yer yer tek sözcüklük. İçten, sıcakkanlı öyküler bunlar, İzmir kokan, Ege ruhlu öyküler… Yeni öykü kitabı, “Zaman Kırığı” ve “Leo Ferre Sokağı” hariç yirmi üç kısa öyküden oluşuyor. Kısa öykülerinden birinde, kendisini otuzbeş yıldır rahat bırakmayan, biraz endişe ve korkuya yakın bir ürpertiden, utancından bahsediyor (Tanaba Tanaba Entububa). Bu minik anlatı, böyle bir öykü seçkisinin içinde yer alacağına, keşke yazarın günlüğünde kalsaymış. “Gene Gelirim…”, biçem olarak Büke’nin Radikal İki’de yayımlanan metinlerini andırıyor. Okurun bir sonraki cümleyi merak edeceği öykülerden biri. “Leo Ferre Sokağı”nda öykü karakterlerinden biri, yazarlara küfrediyor. Yazarların üstlerine vazife olmayan şeylerle uğraştıklarından, sahici olmadıklarından, tuğla gibi kitap yazanların kağıda daha doğrusu ağaçlara yazık ettiklerinden bahsediyor. Büke’nin karakterleri genel olarak, sıradan. Bu yüzden okuduktan sonra hiçbir öykü karakteri iz bırakmıyor belleğinizde. Birkaç öyküde besbelli kendinden yola çıkmış, Büke. Edebiyat dergilerine gönderilen ürünlerin yayımlanma / yayımlanmama tedirginliği var, yazarlık bulaşan veya karakteri yazar olan öykülerinde (örneğin “Düşüş”). Kitabın sonlarına doğru öyküler, dağınık, bağımsız rüya tasvirleri biçimini alıyor. “Bulanık Bir Şehir”de, öykü kahramanı, karmaşanın içinde yitip gitmemek için defter tuttuğunu, yazdığını anlatıyor. Büke de aynı nedenle kaleme, kağıda sarılıyor olabilir mi? Sondan bir önceki öyküsü olan “Delilik Şeylerim”, akıcı ve farklı bir biçemle yazılmış. Kitabın ilgi çekici öykülerinden biri. Aslında Ahmet Büke’den çok daha derinlikli, daha akılda kalıcı karakterlerin olduğu, çok katmanlı, daha kaliteli öyküler bekliyordum. Çiğdem Külahı, 1970 doğumlu Ahmet Büke’nin ikinci öykü kitabı. 2004’te yayımlanan ilk öykü kitabı İzmir Postası’nın Adamları’ndaki sert ses tonundan bahsedilir hep. Oysa Çiğdem Külahı’nda bırakın sert ses tonunu, herhangi bir sesten, tondan bile bahsetmek, zor.


Ahmet Büke’nin ilk öyküleri, 2004 yılında yayımlanan ‘İzmir Postası’nın Adamları’ isimli kitabında toplanmıştı. Bu kitap, Büke’nin yirmi beş öyküsünü bir araya getiriyor. ‘İzmir Postası’nın Adamları’, değişmeyeceğini bildikleri halde hayatlarının yönünü değiştirmeye çalışan kahramanların hikâyelerini anlatıyordu. Özellikle kahramanlarının hayatları düşünüldüğünde, bu öyküler gayet sert bir dokuya sahip olmalarıyla ilginçti. Kitabın ilgi çekiciliği, İzmir’in arka sokaklarında geçen bu öykülerin, olduğu gibi, tabiri caizse tüm ‘pisliği’yle vermekten çekinmemesiydi. Büke’nin sert sesini, yeni yayımlanan öykülerinde de bulmak mümkün. Çünkü bu sert dil, yazarın oturmuş üslubu olarak düşünülmeli. Kitap, bu öykülerden birinin isminin de çok iyi ifade ettiği gibi, kendince ‘Dünyanın Kiri’ni hikâye etmeye çalışıyor, bu göze gelmesi istenmeyen dünyaların edebi dilini kurmayı amaçlıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*