Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzinde

Kategori: Edebiyat Yazar: Marcel Proust Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzinde

  • çevirmen: Ahmet Güntan
  • Yayın Tarihi: 19.02.2019
  • ISBN: 9789753635257
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 502
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 14 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
 1919’da Goncourt Ödülü alan Çiçek Açmış GençKızların Gölgesinde, Proust’un kendi yaşamından, geçmiş zamanı belleğin gücüyle yeniden yaratışının öyküsünden bir kesit...   Kayıp Zamanın İzinde hem komik romandır hem trajik roman, hem serüven romanıdır hem şiirsel roman, hem düşlerin romanıdır hem de imgeler romanı...   “Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür; bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir.”  
SatıcıKitap AdıBağlantı
TrendyolÇiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeSatın Al
KitapyurduÇiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeSatın Al
D&RÇiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeSatın Al
IdefixÇiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeSatın Al
BKM KitapÇiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeSatın Al
HepsiburadaÇiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeSatın Al
GittigidiyorÇiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeSatın Al
N11Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeSatın Al
Amazon TürkiyeÇiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeSatın Al
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindePDF20.83 MB İndir
Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeEPUB23.29 MB İndir
Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeMOBİ18.38 MB İndir
Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeODF19.61 MB İndir
Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeDJVU24.51 MB İndir
Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeRAR15.93 MB İndir
Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde /Kayıp Zamanın İzindeZIP14.71 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Formülize etme gibi bir densizlik yaparsam, Proust belirli süreleri bölümlüyor, bölümlerde yakın çevresindeki insanlar tekrar belirdiği zaman onların anlık durumlarına yer veriyor, böylece önceki bölümlerde yer alan karakterleri yavaş yavaş inşa etmeye girişiyor. Anlatıda kilit rollerde yer alan bu karakterlerin mühim eylemlerini yığmaca usulü hemen sunmuyor, bazı olayların zamanı gelince anlatılacağını söylüyor. İleriye bir işaret; Proust’un metni aklında çoktan oluşturduğunu ve yazıya dökerken okur için belirli ipuçları bıraktığını gösteriyor bu. Yeni karakterlerin anlatıya katılışı başka bir süreci tetikliyor; karakterlerin hafızadaki verilerle betimlenmesi, davranışlarının incelenmesi ve anlatıcı tarafından tahlil edilmesi gibi çok aşamalı bir anlatım tekniği kullanıyor Proust, insanın yaşamı anlamlandırmada kullandığı doğal işlemlerin metne yansımaları bunlar, müthiş bir hassaslığın ve bakma-görme kabiliyetinin sonucu.
Birinci bölüm, Mme Swann’ın Çevresinde. Anlatıcının Gilberte’i göremeyeceği, birbirlerinden uzaklaştıkları zamanlarda Norpois Markisi’nin manzaraya dahil olduğu noktadan başlıyoruz. Marki ve Profesör Cottard’ın yarattığı izlenimler anlatıcı tarafından ele alınıyor, anlatıcının babasının fikirleri de enine boyuna inceleniyor. Soyluların arasında bir genç, yazdığı metinlerin yeterince iyi olup olmadığını durmadan sorguluyor, kendine güvenmediği için huzur bulamıyor ve kendini geliştirmek için konserlere gidiyor ve gözlem yapıyor, durmadan, karakterlerin niteliklerini çocukluğunda edindiği fikirler ve anıların hatırlandığı zamanki düşünceler üzerinden ortaya koyuyor. Dönemin monarşi ve cumhuriyet yanlılarının yarattığı gerilim de kendini gösteriyor, karakterlerin bir masa etrafında oturup ettikleri sohbetlere gerginliğin izleri de karışıyor. Marki’ye özel bir önem verilmiş, kendisi cumhuriyetçi ve modern, çok kibar, hatta anlatıcının annesinin züppe bulacağı kadar kibar ama adamın doğal yapısı gereği kimse onun ayağını kesmeye çalışmıyor, beğenilen bir adam olduğu için birçok ortama davet ediliyor. Anlatıcının evi dahil. Marki edebiyattan da anladığı için, Gilberte’in acısı da taze olduğu için anlatıcımız bir metin yazıyor, duyguların şelale olduğu cinsten. Metne aktarılan duyguların kolay kolay kaybolmayacağına dair tipik bir Proust eki giriyor araya, edebiyatın zamanı dondurmasını ve yıllar sonra gerçekleşen çözülme sırasında her şeyin yeni yaşanıyormuş gibi bir duygu doğurmasını anlatıyor genç dostumuz. Bu sırada Berma nam bir sanatçının üstün performansı mevzu bahis oluyor ama anlatıcı performansı pek beğenmiyor, neden beğenmediğini kendi estetliğini merkeze alarak uzun uzun anlatıyor. Düşündüklerini Marki’ye de anlatıyor, Mme Berma’nın performansları hakkında sohbete başlıyorlar. Not almışım; bana göre çok ince bir detay: Marki konuşurken, diyaloğun orta yerinde, anlatıcının dediğine göre Marki, anlatıcının annesi konuşmanın dışında kalmasın diye ona doğru dönüp konuşmaya devam ediyor. Anlatı gayet kusursuz bir şekilde ilerlerken bir anda böylesi bir detayla karşılaşmak etkilemişti beni, hatta kendim de kullanırım diye aşırdım bunu.
Politik sohbetleri buraya almıyorum, Marki’nin Swannlara gittiğini söylediği kısımdan devam ediyorum. Anlatıcının annesiyle babasında bir irkilme, bir şaşırma, bir titreme görülüyor. Marki’nin izlenimlerini dinliyorlar, çift hakkında bildiklerini dinliyorlar, okur olarak biz de karanlıktaki bazı noktaları öğrenmiş oluyoruz, örneğin Odette’in Swann’a şantaj yaptığını öğreniyoruz, belki hamile kalması da bir katakullinin sonucudur, olabilir, Odette şeytan gibi bir kadın çünkü. Swann’ın zayıflıklarını keşfeden Odette’in bunları nasıl kendi çıkarı için kullandığı anlatılır, bir yandan anlatıcının insanın zayıflıkları konusundaki nutkunu dinleriz, üç katmanlı bir anlatı çıkar ortaya, geçişler kusursuzdur, masadaki muhabbetten Swann ailesinin evindeki davete, oradan Swann çiftinin ilişkisine, Swann’ın psikolojik tahliline ve ailesiyle olan ilişkisine bağlanırız, etkileyicidir.
Bergotte’a geliyoruz, anlatıcının en sevdiği yazara. Marki’nin okuması için anlatıcının bir metin yazdığını söylemiştim, okuma işi bittikten sonra Marki’nin hiçbir yorumda bulunmaması biraz kıllandırıcı geliyor, ki kendisinin Bergotte’u iyi bildiğini, hatta defalarca birlikte vakit geçirdiklerini öğreniyoruz. Marki, Bergotte’un parıltılı, süslü anlatımını pek sevse de zorlama ve değersiz bulduğu için anlatıcının yazdığını da beğenmez ve kendi fikirlerini söyler, ona göre gerçekliğin bir biçimde yakalanması gerekmektedir ve bunu da gerçeğin öznel ve nesnel yansımalarının dengelenmesi yoluyla sağlanacağı kesindir. Anlatıcı, buradan yola çıkarak gerçeklik-zaman ilişkisini düşünür ve zamanın yaşamlar, anılar, edebiyat ve pek çok şey üzerindeki etkisini irdeleyen bir düşünce akışına kapılır, göreliliğe yakın bir sonuca varır ve kendi yaşadığı zamanı yakalamak için yapabileceklerini düşünür.
Meseleler çok ama Proust’un ele aldığı konuların hepsini incelemek için ciddi mesai harcamak gerek, gerçekten özet geçiyorum: Gilberte’in acısının atlatıldığı kısım bir yüz sayfa kadar sürüyor. Bu bölümde Swann tarafının anlatıcıya verdiği tepkinin her bir boyutu inceleniyor, arzunun mutlulukla her zaman çakışmadığı söyleniyor, aşkın acımasız doğasının hayattan hem kopuk, hem de bir olması akıl karıştırıyor, Swann ailesinin sosyetedeki konumları başkalarınca anlatılan detaylarla da ayrıntılandırılarak sunuluyor. Bu sırada anlatıcının Bergotte’la karşılaştığı bir yemek sahnesi var, bir yazar adayının nasıl biçimlendiği ve usta olarak gördüğü insanların etkisinden nasıl kurtulduğu müthiş bir şekilde tasvir ediliyor, onca yemekli bölüm içinde bunun en iyisi olduğunu söylemek mümkün. En iyisi, çünkü kendi kendine psikanalizin sıkı bir örneği var burada. Sadece öz değerlendirme de değil konu, bir edebi eserin ortaya çıkışında kişiliğin, özgünlüğün rolü de ele alınıyor. “Eseri artık bana o kadar kaçınılmaz gelmiyordu. Bunun üzerine, acaba özgünlük, her büyük yazarın sadece kendisine ait bir krallığa hükmeden bir tanrı olduğunu gerçekten kanıtlar mı sorusu geliyordu aklıma; yoksa bütün bunların içinde biraz aldatmaca mı vardı; acaba eserler arasındaki fark, değişik kişilikler arasındaki, öze ilişkin köklü bir farkın ifadesinden ziyade, çalışmanın sonucu muydu?” (s. 559) Bergotte’un kişiliği, konuşma tarzı ve yazım üslubu bir araya geldiği zaman dalgayı çakıyor anlatıcı, adamın düşünce yapısını çözüyor ve eserlerindeki sihrin kodlarını belirleyebiliyor, böylece başka yazarlara, daha üstün yazarlara doğru yolculuğuna devam edebiliyor.
İkinci bölüm, Memleket İsimleri: Memleket. Babaanneyle çıkılan birçok yolculuğun, Balbec’te karşılaşılan, tanışılan ve belli ki ilerleyen bölümlerde tekrar tekrar ortaya çıkan yeni karakterlerin bölümü, Albertine’le yakınlaşılan, gençliğin verdiği enerjiyle her şeyin mümkün olduğunun anlatıldığı bir bölüm, kitabın esas bölümü. Çiçek açmış genç kızların tümüne aşık olan anlatıcı, aralarından birine yönlenen aşkını tahlil ederken aşkın adım adım doğuşuna şahit oluyoruz, her bir aşama üzerinde sayfalar boyunca duruyoruz ve Albertine’in uçarılığıyla eğlenip gencimizi üzmemesini umuyor, bölümü alkışlarla uğurluyoruz.


Edebiyat severim diyen herkesin okuması gereken bir seri. 2. kitapla devam edelim.


Yine çok fazla karakterle işlenen inişli çıkışlı duygular, aşk, sevgi, arkadaşlık, dostluk, güzellik, alışkanlıklar üzerine tahliller, uzun uzun betimlemeler vardı bu kitapta da..


Okunması için doğru zaman,doğru yaş ve tam konsantrasyon gerekli 🙂


Proust seni bitirmeye çok istekliyim. Lütfen bu kitaptaki gib akıcı olmaya devam et.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*