Bukağı

Kategori: Edebiyat Yazar: Emine Işınsu Yayınevi: ötüken Neşriyat

Bukağı

  • Yayın Tarihi: 11.02.2004
  • ISBN: 9789754374728
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 328
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: 3. Hm. Kağıt
  • Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
Yunus'dan dört yüz yıl sonra gelen bu ermişin kimliğini, çevresini ve dünyasını, Yunus'un dünyasına göre daha yakından tanıyoruz. Malatyalı Niyazi Mısri, tıpkı Yunus ve Mevlama gibi tasavvuf kültürümüzün nirengi noktalarından. Şair, din alimi fakat en önde gelen vasfıyla bir Allah adamı. Belki bulmacayı tamamlamak için Yunus'un sevgisini, Mevlana'nın cezbesini Mısri'nin celaliyle birleştirmek gerek. Emine Işınsu, "Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri'de yöneldiği hedefe yürüyüşüne Bukağı ile devam ediyor. Tasavvuf, yaşamadan öğrenilemez. Ama roman ile yaşamış kadar olmaya çalışabiliriz.Emine Işınsu'yu, Türk okuyucusu, on yıllardan beri gazeteci, oyun yazarı ve senarist olarak, fakat muhakkak ki bütün bunların ötesinde romancı olarak tanımaktadır. Bazıları onun üzerinde baskı yapan eserleriyel Emine Işınsu, Türk edebiyatının en çok okunan yazarlarından biridir.
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
BukağıPDF13.61 MB İndir
BukağıEPUB15.21 MB İndir
BukağıMOBİ12.01 MB İndir
BukağıODF12.81 MB İndir
BukağıDJVU16.02 MB İndir
BukağıRAR10.41 MB İndir
BukağıZIP9.61 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


emine ışınsu hanım’ın okuduğum ilk romanı… final kısmı hariç çok beğenerek ve büyük bir zevkle okuduğum bu roman niyazi mısrî hakkında olabildiğince derli toplu bir biyografi sunuyor ama roman tadında ve hakikaten kıvamında… son kısmıyla ilgili olarak biraz da hazretin hayatının son demlerindeki siyasi manevralarının da tesiriyle bir finale bağlamada güçlük çekildiğini fark etmemek mümkün değil… her şeye rağmen soluksuz okunacak romanlar arasında demek kabili mümkündür..


Emine Işınsu tasavvuf bilgisi derin olan bir yazar.Bu nedenle Bukağı adlı kitabında Niyazi Mısrı’nin hayatını anlatmak konusunda da oldukça başarılı olmuş.Tıpkı Bayram da Hacı Bayram Veli’yi anlattığı gibi.Sözcükleri ile üslubu ile seçtiği roman türünü buluşturan bir yazar.Okuduğum dönemlerde Mısrı’nin hayatından çok etkilenmiştim.


Nedir bu bukağı ve Niyazi Mısri ile olan ilişkisi nedir?Bukağı ağır cezalıların ayaklarına takılıp ucuna pranga bağlanan demir halkanın adıydı ve Niyazi Mısri olan ilişkisini tam anlamıyla kitabın sonunda öğrenebiliyorduk.Hayal ile gerçeğin çok iyi harmanlandığı ve neyin gerçek neyin ise kurgu olduğunu ayırt etmekte güçlük çektiğim bu kitabı okurken Emine Işınsu’ya bir kez daha hayran kaldım.Emine Işınsu bu romanıyla hem tasavvufumuzun çok önemli isimlerinden lakin ismini pek azımızın duyduğu Niyazi Mısri’yi hem de tasavvufu gerçek mahiyetiyle tanımamızı ve sevmemizi sağlıyor.Kitabın içerisinde dönemin tarihi olaylarına değinmesinin yanı sıra Niyazi Mısri’nin dilinden öğretici atıflarda bulunması da gözden kaçmıyor.Çok başarılı bi kitap..


Emine Isinsu’nun okudugum ilk kitabi Bukagi, yazarin diger kitaplariyla tanismama vesile oldu. Yazarin uslubu, Türkçe’yi kullanisi ve tansiyonu hep yukarda tutmasi ile elinizden düsüremeyeceginiz bir eser. Sahsen Malatyali oldugum halde Niyazi Misri’yi bu kadar gec tanidigim icin kendime kiziyorum. Kitapta hersey cok guzel yalniz beni dusunduren tek nokta, yazar Niyazi Misri’nin sesli zikire olan duskunlugunu cok fazla vurgulamis. Gerci bunun gercekligi de tartisilir cünkü yazarin bir röportajinda da belirttigi gibi gercek ve kurgu icice girmis. Sonucta dinimizde sesli zikirin pek de tasvip edilen bir sey olmamasi nedeniyle okurken hep icimden “keske bu kisimlar olmasaydi” diye gecirmedim desem yalan olur. Insallah bu kisimlar gercek degil de kurgu olan bölümlerdendir :)Sonucta okuyani kendinden alip baska diyarlara götürecek ve kitabin sonunda dönüp tekrar okuma istegi uyandiracak bir kitap. Kesinlikle okumanizi tavsiye ederim.


Bukağı, Sufi yazarımız Emine Işınsu’nun son eseri olan ve Niyazi Mısri’nin hayatı etrafında kurgulanan son romanı.28.04.2004 tarihli YeniŞafak Gazetesinde yazar ile Hale Kaplan Öz’ün yaptığı röportaj eseri ve Işınsu’nun tasavvufi konulara ilgisini ortaya koyarken kitab hakkında tanıtım anlamında hemen herşeyi dile getiriyor:…’Acılı’ roman: Bukağı Emine Işınsu son romanı Bukağı’da tasavvuf erbabı Niyazi Mısri’nin hayatını anlatıyor. Sancılı bir yazım süreci geçiren yazar Bukağı’nın diğer romanları ile kıyaslandığında ‘acılı olduğunu’ söylüyor. …Emine Işınsu’nun Bukağı isimli romanı Ötüken Yayınları arasından çıktı. Çocukluğundan başlayarak, eğitimi, tefekkürü ve eserleri ile Niyazi Mısri’yi anlatan kitap, IV. Murad’ın hükümdarlığı dönemini de arka fonda veriyor. Son dönem kitaplarında tasavvufu merkezine alan Işınsuyla son romanını ve yeni eğilimini konuştuk. Niyazi Mısri ile ilk karşılaşmanız nasıl oldu? Bunu hatırlamak çok zor, gönlümde bir Niyazi Mısrî vardı ama, onun hakkında pek bir şey bilmiyordum. O halde beni Niyazi Mısrî İle ilk karşılaştıran, bana tasavvufî romanlarımda rehberlik eden, kıymetli bilim adamı Mustafa Tatçı’dır. Zaten yazmam için de ısrar eden o oldu, sonra Mısrî’ye dair kitaplarla, kendi kitabı İrfan Sofraları ile tanıştım, bol bol okudum. Bu romanı ne kadar sürede ve nasıl yazdınız, nasıl bir araştırma dönemi geçirdiniz? Bir yıldan fazla araştırma yaptım ve okudum, sonra dört ayda maddî ve mânevî ıstırap içinde yazdım. Maddîsi, bel rahtsızlığımdı, çok fazla acı çekiyordum. Mânevisine gelince; Mısrî ile özdeşleşmek çok zor oldu, çünkü mübarek zat pek öfkeli biriymiş, ben de pek az öfkeliyimdir, mizaçlarımız hiç uyuşmuyordu yani, “yazamayacağım” korkusu yaşıyordum. Bu arada sanki, Mısrî’nin gönlümdeki manevî varlığı, habire “Haydi yaz, durma” diye beni zorluyordu.İşte bu karmaşanın içinde, herhalde Allah yardım etti ki, dört ayda bitirdim. Önceki kitaplarla kıyasarsak Bukağı’nın sizin yazın serüveniniz içindeki yeri neresidir? Yukarıda anlattıklarımı göz önüne alarak, öbür romalarımın yazılış serüvenleri ile kıyaslarsak “acılı bir roman” oldu diyebiliriz!.. Çocukluğundan başlayarak okul hayatı, insanlarla münasebeti, karakteri, tefekkürü ve eserleri ile Niyazi Mısri’yi anlatıyor kitap. Yaşamöyküsü içine dağıtılmış yan unsurlar ve beyitler de anlatımı daha akıcı ve etkin kılıyor. Eklenen bu unsurların ne kadarı gerçek, ne kadarı kurgu? Bütün romanlarımda olduğu gibi, Bukağı’da da gerçekle, kurgu at başı gitti. Meselâ Mısrî’nin “Kasım” diye bir arkadaşı olduğunu sanmıyorum, keza bir “derviş ağası”nın bulunduğunu da. Şiirlerini yazışıyla ilgili olaylar baştan başa kurgu. Şiiri yazıp, ona uygun bir haleti ruhiye kurdum. Böyle şeyler… Babasının bir Nakşi şeyhi olduğu, bütün gezileri, rüyaları, Vani Efendi ile çatışmaları, sürgünleri vs gibi şeyler de gerçektir. Sohbetlerinin bir kısmını da, İrfan Sofraları isimli kitabındaki makalelerinden derledim. ‘Tasavvuf sevdalısı oldum’ Romanın arkaplanında tarihsel bir sürec de mevcut. Kişi diyalogları ve mektuplaşmalar yoluyla IV. Murad dönemi olaylarını okuyoruz. Kitaptaki tarih yazımının işlevi nedir sizce? Mısrî’nin içinde yaşadığı zamanı, gerçek olaylarıyla belirtmek istedim. Böylece onun tarihimiz içindeki maddî yerini de tespit etmeye çalıştım. Türkiye’de özellikle son elli yılda, dönüşümleri ve mevcut durumu ele aldığınız kitaplardan sonra, son dönem kitaplarınızda tasavvufu merkeze alan çalışmalar ortaya koydunuz. Sizi buna sevkeden neydi? Çocukluğumdan beri, annemden dolayı olsa gerek, tasavvufa meraklıyımdır. Bu merak beni, Yunus Emre’yi yazmaya yönlerdirdi ve Yunus’dan sonra tasavvufa karşı daha bir sevdalı oldum… Böylece bir kaç erenimizi daha yazmayı istiyorum, kısmet olursa tabiî.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*