Fideizm, hakikate nüfuz etmenin rasyonel düşünme veya ampirik delilden çok imana, aklın Tanrı'ya teslimiyetine dayandığını iddia eder. Akla karşı takınılan tutum itibariyle iki farklı fideist yaklaşım vardır: radikal ve ılımlı fideizm. Pascal'ın da içinde olduğu ılımlı fideizmde Tanrı vardır, aklen ispatlanabilir bir önerme değildir. Dini anlamanın ön şartı iman etmektir. Kitap Pascal'ın iman savunusunu, varoluşsal temalar, fideizm ve Gazali'nin görüşleri ekseninde ele alıyor.
“Tanrı, varoluşumuzun müşküllerini bizim tarafımızdan anlaşılmaz kılmayı isteyerek, (bu müşküllerin birleştiği) düğümü o kadar yükseğe veya daha kesin bir şekilde, o kadar aşağıya gizlemiş ki, biz ona bütünüyle ulaşamayız. Sonuç itibariyle gerçekten
kendimizi bilebilmemiz aklımızın kibirli faaliyeti yoluyla değil, ancak onun sade teslimiyeti yoluyla olur. O halde insan, ne tür bir hilkat garibesi! Ne kadar tuhaf, ne kadar korkunç, ne kadar karmaşık, ne kadar paradoksal, ne kadar harika! Her şeyin hakimi, zayıf bir yer solucanı, hakikat ambarı, şüphe ve hataya batmış, evrenin şerefi ve süprüntüsü! O halde kibirli insan, kendi kendine nasıl bir paradoks oluşturduğunu bil. Aciz akıl, mütevazî ol. Zayıf doğa, sessiz ol. İnsanın sonsuz biçimde insanı aştığını öğren, senin tarafından bilinmez olan hakiki durumunu efendinden işit. Tanrı’yı dinle.” Pascal
Fideizm ve Gazalinin iman görüşü üzerine okuma yapmak isteyenler göz atmalı. Bence fazla tekrara düşülmüş ancak işlediği konu açısından özgün bir inceleme. Fena değil.
Akıl ve İman ikileminin felsefi temellendirilmesinde bir yüksek lisans tezinde her zaman görülmeyen derecede başarılı değerlendirme yeteneği, tebrikler.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
“Tanrı, varoluşumuzun müşküllerini bizim tarafımızdan anlaşılmaz kılmayı isteyerek, (bu müşküllerin birleştiği) düğümü o kadar yükseğe veya daha kesin bir şekilde, o kadar aşağıya gizlemiş ki, biz ona bütünüyle ulaşamayız. Sonuç itibariyle gerçekten
kendimizi bilebilmemiz aklımızın kibirli faaliyeti yoluyla değil, ancak onun sade teslimiyeti yoluyla olur. O halde insan, ne tür bir hilkat garibesi! Ne kadar tuhaf, ne kadar korkunç, ne kadar karmaşık, ne kadar paradoksal, ne kadar harika! Her şeyin hakimi, zayıf bir yer solucanı, hakikat ambarı, şüphe ve hataya batmış, evrenin şerefi ve süprüntüsü! O halde kibirli insan, kendi kendine nasıl bir paradoks oluşturduğunu bil. Aciz akıl, mütevazî ol. Zayıf doğa, sessiz ol. İnsanın sonsuz biçimde insanı aştığını öğren, senin tarafından bilinmez olan hakiki durumunu efendinden işit. Tanrı’yı dinle.” Pascal
Fideizm ve Gazalinin iman görüşü üzerine okuma yapmak isteyenler göz atmalı. Bence fazla tekrara düşülmüş ancak işlediği konu açısından özgün bir inceleme. Fena değil.
iman…zor mesele. konuyu akıl, tecrübe bağlamında değil teslimiyet düzleminde ele alan emek verilmiş bir kitap.
Akıl ve İman ikileminin felsefi temellendirilmesinde bir yüksek lisans tezinde her zaman görülmeyen derecede başarılı değerlendirme yeteneği, tebrikler.