Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi

Kategori: Edebiyat Yazar: Ayfer Tunç Yayınevi: Can Yayınları

Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi

    Tanıtım Bülteni
    Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi, inanılmaz bir hızda seyreden, durmadan kendini çoğaltarak gelişen bir roman. Mekân ve zaman sınırı tanımayan, bir ucu 19. yüzyılda, bir ucu günümüzde, yazınsal bir Türkiye panoraması. Şaşırtıcı bir öykünün bittiğinin sanıldığı yerde, okuru olmadık bir öyküyle yeniden afallatan bir “insan manzaraları” kitabı.Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek adlı kült kitabın yazarı Ayfer Tunç, bu kez, Karadeniz’in küçük bir kentinde denize sırtını dönmüş bir akıl hastanesinden yola çıkarak, akıllara durgunluk veren kişilerin yaşam zincirlerinden müthiş eğlenceli bir roman örüyor. Yalan Yanlış, yaklaşık yüz yıllık bir kesitte, siyasal ve toplumsal dönüm noktalarının insanların yaşamlarında bıraktığı izleri sürüyor.Yalan Yanlış’ı soluk soluğa okurken, Türkiye’nin bütün hallerini yaşayacak, belki de insanlığın ortak hikâyesiyle yüz yüze geleceksiniz.
    SatıcıKitap AdıBağlantı
    TrendyolBir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiSatın Al
    KitapyurduBir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiSatın Al
    D&RBir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiSatın Al
    IdefixBir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiSatın Al
    BKM KitapBir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiSatın Al
    HepsiburadaBir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiSatın Al
    GittigidiyorBir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiSatın Al
    N11Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiSatın Al
    Amazon TürkiyeBir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiSatın Al
    Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
    Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiPDF6.23 MB İndir
    Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiEPUB6.96 MB İndir
    Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiMOBİ5.49 MB İndir
    Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiODF5.86 MB İndir
    Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiDJVU7.32 MB İndir
    Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiRAR4.76 MB İndir
    Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiZIP4.39 MB İndir

    Sponsorlu Kitaplar

    SatıcıKitap AdıBağlantı
    BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
    KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

    Kitap Yorumları - (5 Yorum)


    Ayfer Tunç’un okuduğum bu ikinci kitabını 2009 yılında ilk çıktığı aylarda alıp, isimlerin kalabalıklığı ve sayfaların adeta sonsuza uzanması nedeniyle ürkmüş, dev eseri bırakmıştım. Yazar gerçekten altından kalkmanın çok zor olduğu bir yöntemle adeta bir Türkiye romanı yazmış. Hayali bir Karadeniz şehrinde bir ruh hastalıkları hastanesinde yatan hastalar, hastanenin doktorları ve diğer hastane çalışanlarının zaman ve mekân olarak tee uzaklara gidip gidip gene hastaneye dönen hikâyeleriyle şahikalar mertebesinde bir roman ortaya çıkmış. Birçok yazarın böyle bir kitap yazdıktan sonra “Daha ne anlatayım?” diyerek roman nadasına girebileceğini düşündüm. Bir 14 Şubat sabahı başlayıp yılları ve yolları dolanıp, aynı güne birkaç kere daha uğrayıp gene aynı Sevgililer Günü ustaca bir finalle nihayete eriyor. Ayfer Tunç’un yapıtı beyaz bir kâğıdın üzerine rastgele yüzlerce nokta koyup onları bir çocuk rahatlığıyla daireler çizerek birleştirmeye, her noktanın üzerinden en az iki üç kere geçmeye ve sonunda kâğıdı kaldırıp baktığınızda birbiriyle iç içe geçmiş onlarca edebi daireden oluşan biraz komik, biraz melankolik karakalem resimle karşılaşmaya benziyor. Her ne kadar, mesela dört yüz sayfa olsaydı da değerinden bir şey kaybetmeyecek bu büyük hikâyedeki hiçbir karakter boşlukta sallanmıyor. Romanın adı çok güzel ama ona bir alternatif aramaya kalkacak olsaydık “Boynuz” dememiz yerinde olurdu. Neredeyse her karakter birilerini boynuzluyor, neredeyse her karakter biraz kötücül biraz saf, neredeyse her karakter bir bakıma deli. Evli olanların evliliğinin sürekli sallandığı, gençlerin, bekârların habire yolunu kaybettiği, boynuzların mütemadiyen tokuştuğu, bir Woody Allen senaryosunun yirmi kat büyütülmüşü gibi. 14 Şubat’ta başlayıp aynı gün bitmesi de bir mesaj elbette. Ağırlık libido mevzuları olsa da kafa sağlığı ve tee çocukluktan gelen travmaların hayatları şekillendirdiği acı bir karnaval. Kara komedi, ekşi panayır, kösnül belgesel. Bir erkek çorabı jartiyeri, bir ikona, bir Sadık Hidayet eseri, bir fotoğraf, bir makale, bir powerpoint sunumu, yazılamayan bir tarih, esrarlı bir kek tekrar tekrar başka zihinlerde devinerek bu romanın örgüsündeki sağlam tokalar oluyor. Yazar, kadına ve erkeğe eşit yaklaşıyor, bu takdire şayan. Her ne kadar son yüz sayfasında bazı kısımları atlayarak okusam da, finalden hemen önce hikâyenin sarkması emareleri görsem de toparlayan ve edebi olarak şık finaliyle tam dokuz sekizlik bir roman. Bu bir tiyatro eseri olsaydı, alkışlarken ayağa kalkardım.


    Uzun ve enteresan ismiyle, ziyadesiyle merak uyandıran bu 515 sayfalık muhteşem romanı bir çırpıda okudum, tadı damağımda kaldı.

    Ayfer Tunç; seyrine doyum olmayan bir dünyaya davet ettiği okurundan, film gibi akan güzel bir manzarayı asla esirgemiyor. Fakat kitabın merkezinde yer alan, denize sırtı dönük hafif kasvetli mekanımız Ruh Sağlığı Hastanesi için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

    Olaylar; dönüp dolaşıp yine bu hastaneye, her şeyin başladığı bu ana mekana geliyor. Burada başlayıp Türkiye’nin çok sayıda şehrine uzanan sayısız yolculuğu okuyacak olmanın başlarda (bunca kişiyi nasıl hatırlayacağım, olayları nasıl yakalayacağım kaygısıyla) biraz tedirginlik verdiğini itiraf etmeliyim. Çünkü kitabın derinlikli karakterleri sayı bakımından da alışılmışın dışında bir zenginliğe sahip. Emek yoğun kurgusu ve hiç aksamayan ritmi sayesinde, baştan sona değin hissedilen kelebek etkisi dokunuşlara sahip bu zekice ve özenle tasarlanmış evrene girdikten sonra, her şey kendi akışında ilerliyor.

    Romanda adı ilk defa geçen her karakter, kalın yazı tipiyle vurgulanarak dikkatleri üzerine çekiyor. Bir karakterin hikayesi bitmeden bir diğerininki başlıyor ve olaylar tıpkı domino taşları gibi birbiri üstüne devrilerek ilerliyor. Muazzam bir temposu var, öyle sürükleyici ki bırakmak mümkün olmuyor. Karakterlerimizin neredeyse tamamı hayatın sillesinden bolca nasipleniyor. Trajikomik, şaşırtıcı, sahici, lafını sakınmayan bu kitap bağlantılı olayları ve kişileriyle okurunu kıymetli kurgusunun inceliklerine doyuruyor.

    Ayfer Tunç; insanı, psikolojiyi, yaşadığımız coğrafyanın kültürünü, tarihini ve politikasını ne kadar iyi tanıdığını, özümsediğini bu özgün yapıtıyla bir kez daha ortaya koyuyor.

    Beklentilerimi fazlasıyla karşılayan ve iyi ki okumuşum dediğim bu kitabın son sayfalarında bir de kendine özgü bir sözlüğü var.

    “Yüzyıllık Yalnızlık”, “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” gibi çok karakterli ve geniş bir zamana yayılan romanları okuyup beğendiyseniz; “Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi” de epey hoşunuza gidecektir diye düşünüyorum.


    Okuyana tüm memleketi dolaştıran, yakın tarihimize ayna tutan çok akıcı bir eser. Ayfer Tunç kütüphanemde serisi olacak yazarlar listeme eklendi.


    En başından söyleyeyeyim kitap güzel.Ama Ayfer hocam bu kitabı şimdi baskıya vermiş olsa bu şekilde çıkmazdı eminim.Çünkü,kitaptaki karakterlerden (ki ben 20’ye kadar sayabildim) öyküsüne yermiş olanları yazsa sadece onlar en az 15 kitap olur.Çok güzel anlatılmış,güzel kurgulanmış,hepsi bi şekilde birbirine bağlı karakterlerin hikayesinden oluşan kitapteki tek eksiklik,hiç es verilmemiş olması,mola yok yani.Okurken zorlanıyor insan ama keyifli,kesinlikle okunur derim ben…


    Kitabi okurken sürekli yeni kişiler eklendikçe başlarda panik yaşadım hepsini hatırlamam gerekiyor mu acaba diye. Hikâye ilerledikçe hepsi birbiriyle bağlandı. Okuduğum en değişik kurgulu kitaplardan biriydi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    *

    *

    *