Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Beni Asla Bırakma

Kategori: Edebiyat Yazar: Kazuo Ishiguro Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Beni Asla Bırakma

  • çevirmen: Mine Haydaroğlu
  • Yayın Tarihi: 29.01.2019
  • ISBN: 9789750811876
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 272
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 13.5 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
Yayımlandığı yıl Time dergisi tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınan Beni Asla Bırakma’da yıkıma götüreceğini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanıyor.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Beni Asla Bırakma PDF 11.29 MB İndir
Beni Asla Bırakma EPUB 12.62 MB İndir
Beni Asla Bırakma MOBİ 9.96 MB İndir
Beni Asla Bırakma ODF 10.63 MB İndir
Beni Asla Bırakma DJVU 13.28 MB İndir
Beni Asla Bırakma RAR 8.63 MB İndir
Beni Asla Bırakma ZIP 7.97 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Röportajlarında anıların değişkenliğinden ve tekrar tekrar, farklı biçimde kurulumundan yola çıkarak bir anlatı oluşturduğunu söylüyor Ishiguro. Kurmacanın gerçeğe yaklaşması üzerinden düşünüyorum, zihnin hatıraları oluşturma aşamasında güvenilmez anlatıcıdan bilinç akışına kadar pek çok tekniğin aslında sembollerle, kağıt üzerinde oluşturulan bir yaşamdan başka bir şey olmadığını düşünüyorum, bu noktada kurmacayla gerçek arasındaki sınırlar ortadan kalkıyor. Kendi adıma söylemeliyim ki ikisi arasındaki ayrımı Ishiguro kadar belirsizleştiren pek az yazar biliyorum. Lineer anlatı kalınca bir çizgi çekiyor araya, okuduğum şeyin kurmaca olduğu kendini ele veriyor ama düşünmenin sezilen doğasına yaklaşıyorsa bir metin, bütün teknikler ortadan kalkıyor – ki başlı başına teknikler olarak düşünmeyesim var, aradaki çizgi böylesi belirsizken – ve kategorilere ayrılmamış yaşamın doğallığı beliriyor, dolaylı bir yolla da olsa bu doğallık yakalanabiliyor. Ishiguro’nun muhteşem yazarlığının birkaç temelinden biri.
Lineer anlatıda metni oluşturan parçalar adım adım belirir ve sonuca doğru bir bütün oluştururlar. Karakterlerin gelişimlerini, olguları anlamlandırışlarını vs. görürüz, bu çerçevenin arka planı betimlemelerle doldurulur, farklı akışlar bir noktada birleşir, pek çok şey olur kısaca. Oysa Kathy H.’nin anlatıcı olduğu bu anlatıda tamamlanmış bir çember görürüz, şimdiye dek uzanan farklı çizgilerin yeni yeni birleşmeye başladığı bir noktada bulunan Kathy, hatırlamaya başladığı noktada bile şimdiden sonrasını gözardı etmez. Geçmişe doğru çıktığı yolculuklarda hatırladığı, yaşanan sayısız olay onca yıldan sonra yeni anlamlar kazanmaya devam eder, akış tek yönlü değildir, geçmişten şimdiye ve şimdiden geçmişe gidildiğinde olaylar yeni anlamlar kazanır ve eskileri ortadan kaybolur. Tek bir bilince dayandığımız için tutarsızlık, çarpık gerçeklik gibi zihinsel yan etkiler aranması doğaldır, kendimce tarihlere özellikle dikkat ettim. Bir zaman akışı çizelgesi çıkartmaya çalıştım ama geç kaldığım için başaramadım, sonrasında asıl yapmam gereken şeyi yapıp sadece metni okudum, üzerinde çalışmaya kalksam çok güzel bir şeyi kıracakmışım gibi hissettim.
Anlatıcının bildiği, bildiğini düşündüğü ve okur için oluşturduğu geçmiş tek bir okumayla çözümlenecek gibi değil, anlatıcının bildiklerine yaklaştıkça kendi “tam” anlatısında gedikler ve sonradan tamamlanacak parçalar olduğunu, en azından üzerinde düşünülecek ve ilk okuyuşta görülemeyecek şeyleri fark ediyoruz.
Başta Kathy’nin bakıcı olmasından, Tommy ve Ruth’la yıllar sonra karşılaşmasından ve yetimler yurdu gibi varsayımsal yaklaşımlara açık olan Hailsham’dan başka bir şey yok elimizde. Daha da önemlisi, yıllar sonra makine olmadığını düşünen bir klonun kendini aradığı noktada -anılarını derlemesini bu yoldaki son adım olduğunu düşünüyorum- her şeyi öğrendikten sonra bulduğu şeyin gerçeklik-kurmaca çizgisinin pek de önemli olmadığını göstermesi.
Beni Asla Bırakma, Kathy’nin en sevdiği şarkı. “Bebeğim” sözcüğünü gerçekten bebek olarak anlar ve şarkıyı söylerken bebek tutuyormuş gibi yapar, o sırada kendisini izleyen Madam’ın ağladığını görür.
Müthiş bir son.
Ishiguro’da arayış izleği, belleğin olduğu gibi yansıtılmasının en makul sebebidir. Kişi tek başına kendi çerçevesinin dışına çıkamaz, dünyayı ve kimliğini oluştururken yansımalarına ihtiyacı vardır. Bu yansımalar arayışın itici gücünü oluşturur ve gerisi belleğe kalır, kopuşların tarihi -doğru veya yanlış- kişisel tarihtir, dünya tarihiyle birlikte. Büyük bir fark varmış gibi gözükür, eklektik bir yapı oysa.
The Island var ki filmle bu kitap aynı yıl çıkmış, ilginç. Bazı sitelerde ikisi karşılaştırılmış, dikkat çekici bilgilere ulaşılabilir. Dune’daki Tleilaxu meselesi var, organ çiftlikleri konusunda sağlam bir fikirdir. Bunlar bir yana, Ishiguro’nun bu metninin klasik anlamda bir distopya içerdiğini düşünmüyorum, distopik bir dünyada -belki günümüzün modern köle üreten dünyasının bir metaforunda- geçen bir hikâye denebilir. Ama ne hikaye!


Organ bağışında kullanılan yatılı okul öğrencileri ve yıllar sonra kısıtlıda olsa sorgulamalar
Beğenmedim
25 Ocak 2022
Hasan Ballı Erzurum


İnsanın kendini tüketişini hissettiriyor, okunmalı.


Roman atmosferini hissettiğim ve beni o atmosfere alan bir kitap.


yazarın kitabını uzun süredir merak ediyordum .çok beğendim.tavsiye ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*