Artık bir boşluğun içinde değildik. Dibimizde bir atmosfer yükselmişti. Cisimlerin ana hatları nitelik kazanmaya başlamıştı, güçlenmişti ve çeşitlenmişti; tek tük görülen beyaz maddenin gölgeleri hariç, madde artık hava değil kardı, kutupsal görünüm tümden kayboldu. Çıplak ve yığılmış toprağın, geniş paslı bir kahverengiye dönen yerleri, Güneş’in alevlerini uzanmıştı. Kar yığınlarının kenarları, o geniş çoraklıkta coşkuyla var olan tek şey yer yer ufak geçici havuzlar ve su girdaplarıydı. Günışığı, küremizin üstteki iki perdesini bastı ve ortamdaki havamızı yaz ortasına çevirdi, ama ayaklarımız hâlâ gölgedeydi, küre bir kar yığınının içinde duruyordu.
Çevirideki bazı uygunsuzluklar ve sık yazım hatalarından kaynaklı akıcılık kesilmesi kitabın negatif yönü. Bunun dışında yazarın diğer bilim kurgu başyapıtlarında da olduğu gibi hem ilginç hem de ders verici nitelikte. Jules Verne’in Ay’a Yolculuk kitabında yazarının teknolojiyi önceden haber verebilmekteki yönü ağır basarken, H. G. Wells’in yaklaşımı, konu olarak seçtiği durum karşısında insanların ve insanlığın bu duruma nasıl tepki verebileceği ve değişebileceği oluyor. Bu da okuyucuyu konu olarak seçilmiş durum gerçekten gerçekleşseydi ne olurdu? gibi sorulara ve yanıtlarını düşünmeye itiyor.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
çok ilginç fantastik tasfirler olan bir eser.tavsiye ederim
Çevirideki bazı uygunsuzluklar ve sık yazım hatalarından kaynaklı akıcılık kesilmesi kitabın negatif yönü. Bunun dışında yazarın diğer bilim kurgu başyapıtlarında da olduğu gibi hem ilginç hem de ders verici nitelikte. Jules Verne’in Ay’a Yolculuk kitabında yazarının teknolojiyi önceden haber verebilmekteki yönü ağır basarken, H. G. Wells’in yaklaşımı, konu olarak seçtiği durum karşısında insanların ve insanlığın bu duruma nasıl tepki verebileceği ve değişebileceği oluyor. Bu da okuyucuyu konu olarak seçilmiş durum gerçekten gerçekleşseydi ne olurdu? gibi sorulara ve yanıtlarını düşünmeye itiyor.
Bana göre bu kitap Dünyalar Savaşı’ndan sonra Wells’in en güzel romanıdır.