Atatürk Din ve Laiklik

Kategori: Siyaset Yazar: Rauf Denktaş Yayınevi: Kastaş Yayınları

Atatürk Din ve Laiklik

  • Yayın Tarihi: 30.09.1989
  • ISBN:
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 119
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: 1. Hm. Kağıt
  • Boyut: 11 x 18 cm
Tanıtım Bülteni
Yakından tanıdığımız KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Rauf R. Denktaş kendisini Kıbrıs Türk Halkının özgürlüğüne adamış ve 1940'lı yıllarından itibaren Türk halkının sorunları ile igilenmeye başlamıştır. Sömürge yönetimi döneminde önce kalime ile, gazetelerde yazdığı yazılarla özgürlük mücadelesine katılan Rauf Denktaş, daha sonra Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu'nun başkanı ve efsanevi Türk Mukavemet Teşkilatı'nın kurucusu olarak hep ön saflarda yerini almıştır...Cumhurbaşkanı Denktaş, "Atatürk, Din ve Lâiklik" isimli bu eseri ile İslam dininin yüceliğini, Atatürk'ün din ve lâiklik anlayışını yorumlamaktadır. Bu kitap Atatürk Din ve Lâiklik isimli bu son eserinde R.R. Denktaş konuya daha değişik bir perspektiften bakmakta ve Türk gençlerinin din ve laiklik konularını daha iyi kavrayıp anlamalarına yardımcı olmaktadır.
Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
Atatürk Din ve LaiklikPDF4.94 MB İndir
Atatürk Din ve LaiklikEPUB5.52 MB İndir
Atatürk Din ve LaiklikMOBİ4.36 MB İndir
Atatürk Din ve LaiklikODF4.65 MB İndir
Atatürk Din ve LaiklikDJVU5.81 MB İndir
Atatürk Din ve LaiklikRAR3.78 MB İndir
Atatürk Din ve LaiklikZIP3.49 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

SatıcıKitap AdıBağlantı
BKM KitapSessizlik Artık SensizlikSatın Al
KitapyurduYüreğin Yorgunluk GörmesinSatın Al

Kitap Yorumları - (4 Yorum)


Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyetinin temelini oluşturan laiklik ilkesine bakışını irdelemektir.Kitap,konu ile ilgili yazarın hitapları ve notlarından oluştuğu için halkın geneline ve özellikle gençlere faydalı olacak mesajlar içermektedir.


atatürk’ün islamiyet ile gizli veyahut da açık bir çatışma içinde olduğunu söyleyenler bu ve bunun gibi birçok kitabı okuduklarında Atatürk’ün büyüklüğünü daha da iyi anlayacaklardır. Atatürk’ün dini reddetmediğini bu kitabı okuduklarında rahatlıkla anlayabilirler. atatürk ün daha çok dini istismar edenlere karşı tavrı vardır ve bu da her müslümanın doğal olarak yapması gereken bir kişidir. onun büyüklüğü dinine ne kadar bağlı olduğuyla değil bu millete verdiği hizmetle ölçülür. kıbrıs davasının yılmaz savunucusu ve Türk büyüklerimiz arasına rahatlıkla alabileceğimiz Rauf Denktaş yeterince aydınlatıcı bilgiler vermiştir.


Bu kitap; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin birinci Cumhurbaşkanı olan Rauf Denktaş’ın bir çalışmasıdır. Bu kitaptan Denktaş’ın, hem dinine, hem de Atatürk’e büyük bir sevgi besleyen bir insan olduğunu anlıyorsunuz. Kitabın her bölümünde ( Dinimizin Yüceliği ve Müslümanlığın Erdemleri bölümleri de dahil olmak üzere) Atatürk’ün konuyla ilgili görüşlerine yer verilmiş. Laiklik, konusundan pek fazla bir açıklama yok ama dinsizlik anlamına gelmediği hususu defalarca vurgulanmış. Atatürkçülüğü ve özellikle Laiklik konusunu anlatan kitaplardan çok farklı bir yaklaşımı olduğunu söyleyebilirim.


Yazar, kitabında Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyetinin temelini oluşturan laiklik ilkesine bakışını incelemiştir. Birinci bölümde İslamiyet’in özellikleri ve Allah’tan bahsedilmektedir. Bu bölümde; kitabın genelinde olduğu gibi Atatürk’ün konu hakkındaki sözlerine yer verilmektedir. Atatürk, İslamiyet’in son din olmasının, son derece akla uygun ve doğal bir din olmasından kaynaklandığını söylemektedir. Bunun akabinde bu bölümde Atatürk’ün müfredatta dini eğitim olmasını istemesinden bahsedilmektedir. Son olarak da İslamiyet çerçevesinde İnsan, Ruh, İyilik ve Günah incelenmiştir.İkinci bölüm dinin yüceliğini inceler. Bu bölüme dünyaca kabul gören ünlü şahsiyetlerin Kur’an ve İslam Dini hakkında görüşleri ile başlanılmıştır. Tüm bu sözler dinimizin yüceliğinin yabancılar tarafından da kabul gördüğünü kanıtlamaktadır. Dinimiz, peygamberimizin hayatı ve sözleri ile bir bütünlük oluşturduğundan peygamberimizin kişiliği de övgü ile anlatılmaktadır. Bu gerçeklerin ışığında, Atatürk’ün anlattığı Türk askerinin Çanakkale’de gözünü kırpmadan ölüme gittiği Bomba Sırtı olayını anlamak kolaylaşmaktadır. Ayrıca bu bölümde, tartışma konusu olan “Tevekkül”e de değinilmiştir. Yazar; dinimizin yüceliğini anlatırken, İslamiyet’in Beş Şartı’nı da kendi yorumlarıyla açıklamıştır.Üçüncü bölümde, “İslamiyet Güzel Ahlaktır” düşüncesi incelenmiştir. Yazar, bu bağlamda doğruluk, oruç, yardım ve güzel ahlaklı olmanın koşul ve erdemlerini ele almıştır. Bunu yaparken “Güneş karı nasıl eritirse, güzel huy da günahları eritir” gibi peygamberimizin sözlerinden ve yaşayışından örnekler verilmiştir. Dördüncü bölümün adı “Atatürk’ün Laiklik Anlayışı” dır. Bu bölümde ağırlıklı olarak, Atatürk’ün sözlerine yer verilmiştir ve Atatürk’ün din istismarına, kadercilik yüzünden oluşan tembelliğe ne kadar karşı olduğu, kadın erkek eşitliğine inanışı ve uygulayışı, kutsal aile kurumuna bakışı ve tarikatlara karşı oluşu ele alınmıştır. Bunlara örnek olarak büyük dinimiz “çalışmayanın insanlıkla ilgili olmadığını” bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kafir olmak sanıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, Müslümanların kafirlere tutsak olmasını istemek değil de nedir?” veya Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler ve dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır.” sözü örnek olarak verilmiştir.Son bölüm olan “Müslümanlığın Erdemleri” bölümünde, ilk olarak İslamiyet’te Allah’ın kullarından beklediklerinden ve bu bağlamda insanlarda bir benlik ve varoluş sebebi bilinci olmasının gerekliliğinden bahsedilmektedir. İslamiyet’in erdemlerini bilen bir kişinin Kuran’ı okuyup, Allah sevgisi ve korkusuna sahip olarak yaptıklarının hesabını verebileceğini belirten yazar, insanların kendilerine gün sonunda “Allah’a çok şükür bugün Allah’ın istediği şekilde, insanca yaşadım” diyebildiği takdirde ne kadar büyük bir iç huzura kavuşacaklarını anlatmaktadır. Bu bölümde ayrıca aklın her şeyden üstün olduğu gösterilmiş ve konuyu pekiştiren anekdotlara yer verilmiştir. Yazar, ayrıca Atatürk’ün 31 Ocak 1923’te İzmir’de halka hitaben söylediği sözlere de yer vermiştir. Bu sözler ile Atatürk, kadınların görevi ve Türk toplumundaki yerlerini, kadınların kılık kıyafetleri ile ilgili görüşlerini ve dinimizin bizi gerileten bir din olmadığını belirtmiştir. Özellikle “Örtünme, kadını yaşayışından ayıracak biçimde olmamalıdır” sözleri konuyu özetlemeye yeter.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*