Bu kitapta, belgelerin diliyle aktarılan öykü, Yemen'de geçiyor. Hemen I.Dünya Savaşı'nın ertesinde, Mütareke ile başlayan barışın, hatta yeni bir dünya düzeninin kurulduğu yıllar içinde. Bir başka deyişle Yemen coğrafyasında yaşanan bir askeri tahliyenin ayrıntılı arka planı verilmektedir. Söz konusu yerel, hatta bir başka deyişle de minyatür ölçekte yaşananları, Osmanlı'nın çekildiği diğer coğrafyalarla birlikte değerlendirmek; dahası bununla da yetinmeyerek, Osmanlı'nın tarihin mezarlığına tevdi edilişinin hikayesini, benzeri çok uluslu yapıların aynı sürece gark olduğu kader-denk noktalarla karşılaştırabilmek; bize daha "bütüncül" bir çözümleme çerçevesi sunabilecektir.
Hüzünlü türkülerimize konu olmuş yitirilmiş diyardır Yemen. Eseri satın alırken tamda bu hüznü hissederek elime almıştım kitabı. Okurken türkülerimizde olduğu gibi yine hüzünlenecek, geçmişe bir selam gönderecektim. Ama olmadı. Olmadı, çünkü Yemen’i nasıl kaybettiğimizi belgelerle anlatma iddiasındaki kitap sadece akademisyenlerin, eski Türkçe ile haşır neşir olanların anlayacağı bir dille kaleme alınmış. Hayatım boyunca ender olarak okuduğum kitabı bırakma hissi uyanmıştır bende. İşte bu hissi duyduğum ender kitaplardan biridir bu eser. Kitabın oluşması için arşivleri didik didik eden yazarlarının emeğine saygım var. Ancak önsözde Yemen’in Cumhuriyetin kurulma aşamasında nasıl görmezden gelinerek yalnız bırakıldığı iddiasını günümüz diline çevirerek okuyucuya aktarıyoruz diyen yazarlara, satırlardaki dil günümüz Türkçesi ise bu yaşıma kadar yüzlerce kitap okumuş biri olarak ben Türkçe bilmediğim için okurken hiçbir şey anlamadım diyebilir ve özür dilerim. Eline bir lügat alıp cümleleri oluşturan kelimelerin % 70’inin anlamına bakarak Yemen valisinden TBMM’ye gönderilen mektupların içeriğini anlama kâbusunu yaşamak isteyenlere “Buyurun benim kâbusum bitti size kolay gelsin” diyebilirim…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Hüzünlü türkülerimize konu olmuş yitirilmiş diyardır Yemen. Eseri satın alırken tamda bu hüznü hissederek elime almıştım kitabı. Okurken türkülerimizde olduğu gibi yine hüzünlenecek, geçmişe bir selam gönderecektim. Ama olmadı. Olmadı, çünkü Yemen’i nasıl kaybettiğimizi belgelerle anlatma iddiasındaki kitap sadece akademisyenlerin, eski Türkçe ile haşır neşir olanların anlayacağı bir dille kaleme alınmış. Hayatım boyunca ender olarak okuduğum kitabı bırakma hissi uyanmıştır bende. İşte bu hissi duyduğum ender kitaplardan biridir bu eser. Kitabın oluşması için arşivleri didik didik eden yazarlarının emeğine saygım var. Ancak önsözde Yemen’in Cumhuriyetin kurulma aşamasında nasıl görmezden gelinerek yalnız bırakıldığı iddiasını günümüz diline çevirerek okuyucuya aktarıyoruz diyen yazarlara, satırlardaki dil günümüz Türkçesi ise bu yaşıma kadar yüzlerce kitap okumuş biri olarak ben Türkçe bilmediğim için okurken hiçbir şey anlamadım diyebilir ve özür dilerim. Eline bir lügat alıp cümleleri oluşturan kelimelerin % 70’inin anlamına bakarak Yemen valisinden TBMM’ye gönderilen mektupların içeriğini anlama kâbusunu yaşamak isteyenlere “Buyurun benim kâbusum bitti size kolay gelsin” diyebilirim…