“Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır: Gaddar olmalarının yanı sıra merhametlidirler. Açgözlüdürler, fakat hırsızlıkları neredeyse hiç yoktur. Boş vakitlerini kötüye kullanmazlar. İçlerinden pek azı birden fazla kadınla evlenir. Avrupa'daki büyük merkezlerin içinde en az genelev kadını bulunan şehir İstanbul'dur. Dinlerine sıkıca bağlı olan Türkler, Hıristiyanlardan tiksinirler; onlara kâfir gözüyle bakarlar. Bununla beraber, onları ülkelerinin her yerinde, hatta devlet merkezlerinde bile hoş görür ve korurlar. İstanbul'daki Hıristiyan mahallesinin sokaklarında, paskalya yortusunda yapılan ayinlere izin verildiği gibi, muhafızlık etmeleri için de törenlerin başında dört yeniçeri bulundurulurdu.” Eserlerinden derlenen bu kitapta Voltaire, Osmanlı zaman dilimini kapsayan Türk/Müslüman tanımında, Fransız Devrimi’nin temelini atan görüşlerindeki ahlaki tutumu Türklerden esirgemeyerek Türkleri de İslamiyeti de bir ansiklopediste yaraşır şekilde kaleme almış, Türklerin çağdaş ve evrensel düzeyini araçları ile ifade etmiştir. Bu yansızlığıyla ansiklopedist kişiliğini ve mürekkebini kirletmeyen edip, nam-ı diğer Voltaire, ne tesadüf ki Türklere karşı olduğu kadar devrime de karşıdır. Dünya fikir tarihine şerh düştüğü, “Tanrı olmasaydı, onu icat etmemiz gerekecekti.” önermesi insanlık tarihi açısından, öznenin hem icadı hem de iktidarı olmuştur.
Türkleri bir yabancı aydının gözünden görmek iyi, objektif olarak. Yazar her ne kadar Türkleri sevmediğini belirtse de, -ki bu o dönem Fransızı için çok normal- olabildiğince tarafsız bir anlatımı, yorumu var. Bu yazarla beraber kendimize dışarıdan bakmayı tavsiye ederim.
Bir medeniyeti diğer başka medeniyetlerin gözünden okumak gibisi yok. Daha objektif olmaları sebebi ile bizim dahi gözden kaçırdığımız bir takım meselelerin farkına bu eserle varabilirsiniz. Tavsiye ederim.
Döneminin aydın zümresinin gözünde Türk imajını tasvir eden bir yapı. Tamam genellikle barbar diye söyleniyor bize ve büyük çoğunluğu da öyle görebilir ama tarafsız bir gözle yazılmış bir yazıdır
Bir Fransız aydınının gözünden Türkler ve Müslümanlar.Yer yer olumsuz manada bizi eleştirse de Voltaire yeri geldiğinde hakkımızı da teslim ediyor.Türkleri düşman görmekle beraber kendi toplumunun aydınlarının Türkleri yanlış tanıttıklarını tamamen kara propaganda ile Türkler hakkında farklı bir imaj çizmek yerine Türklerin objektif değerlendirilerek o tarihlerdeki Türk hakimiyetinin ancak bu şekilde sonlandırılabileceğini belirtiyor.Bu düşünceyi günümüzde dünya hakimiyetini eline geçiren batıya karşı bizim de sarılmamız gereken Voltaire’in her ne kadar bu düşüncenin muhatabı biz olmasak da bir mesajı olarak görüyorum.Bir de kitapta padişah İbrahim’in 4.Murat’ın oğlu olduğu geçiyor.Oysaki iki padişah baba oğul değil kardeştirler.Kendimize farklı bir açıdan bakmak için okunabilir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Türkleri bir yabancı aydının gözünden görmek iyi, objektif olarak. Yazar her ne kadar Türkleri sevmediğini belirtse de, -ki bu o dönem Fransızı için çok normal- olabildiğince tarafsız bir anlatımı, yorumu var. Bu yazarla beraber kendimize dışarıdan bakmayı tavsiye ederim.
Dün ne ise bugünde öyle özetle
Bir medeniyeti diğer başka medeniyetlerin gözünden okumak gibisi yok. Daha objektif olmaları sebebi ile bizim dahi gözden kaçırdığımız bir takım meselelerin farkına bu eserle varabilirsiniz. Tavsiye ederim.
Döneminin aydın zümresinin gözünde Türk imajını tasvir eden bir yapı. Tamam genellikle barbar diye söyleniyor bize ve büyük çoğunluğu da öyle görebilir ama tarafsız bir gözle yazılmış bir yazıdır
Bir Fransız aydınının gözünden Türkler ve Müslümanlar.Yer yer olumsuz manada bizi eleştirse de Voltaire yeri geldiğinde hakkımızı da teslim ediyor.Türkleri düşman görmekle beraber kendi toplumunun aydınlarının Türkleri yanlış tanıttıklarını tamamen kara propaganda ile Türkler hakkında farklı bir imaj çizmek yerine Türklerin objektif değerlendirilerek o tarihlerdeki Türk hakimiyetinin ancak bu şekilde sonlandırılabileceğini belirtiyor.Bu düşünceyi günümüzde dünya hakimiyetini eline geçiren batıya karşı bizim de sarılmamız gereken Voltaire’in her ne kadar bu düşüncenin muhatabı biz olmasak da bir mesajı olarak görüyorum.Bir de kitapta padişah İbrahim’in 4.Murat’ın oğlu olduğu geçiyor.Oysaki iki padişah baba oğul değil kardeştirler.Kendimize farklı bir açıdan bakmak için okunabilir.