Gerçekçi şiirin sesini duymaya başladığım zaman bir şelale gibi akıyordu. Okundukça, dinledikçe bu güzel sesin şiirle örtüşen yönü ortaya çıkıyordu.
Irmaklar nehir olur, kimi göllere akar bazıları da sözünü ettiğim şelaleye karışır. Şiirleri okudukça, müziğin sesi gibi bir uyum oluşturuyordu yüreğimde. Lirik söylemin bütün duyularını gerçekçi şiir yorumu ile buluşturuyordu.
Şiirinin bu denli yoğunluğu Nazım ustadan gelen bir geleneğe bağlanıyor. Ama kökenine indiğimiz de Yunus Emre’nin, Şeyh Bedreddin’in, Pir Sultan Abdal’ın , Karacaoğlan bağlantılarını da benzersiz bir biçimde duyumsatıyor. Bu nehir, bu kaynak gelenekten geleceğe, ulusaldan evrensele uzanmanın birikimini mısralarına döküyordu.
Sözlü ve yazılı edebiyatımızın geleneğinde şiir baş yapıtlar içermektedir. Doğu ya da batı kaynağından esinlenmenin elbette ki yolu vardır. Ancak, Serpil Devrim’in şiir söyleminde gelenekten günümüze bağlı toplumcu söylemli şiirleriyle özel ve öznel bir yeri bulunuyor.
Serpil Devrim’in çağdaş şiirimizde ki yeri, 21. yüzyılın Türkiyesinde ki devrimci şiir anlayışının bir göstergesidir. Etkili görsel, işitsel, renkli, müzikli söylemi ile Gezi Olay’larının şiire bu denli yansıyışının nesnel çözümünü okurlarımıza bırakıyoruz.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)