Akşamüstü, vahşi sarının kızıl tonlar çağrıştırdığı kocaman bir küreye dönüşen Ekim güneşi, yolun sağ tarafında, ta ufuk çizgisine kadar uzanan kalın selefon destelerinin öte yanına asılmış bir gece feneri gibiydi. Koskoca şeylerin, güneşin, yıldızların, gezegenlerin, uzayın orta yerinde, çırılçıplak, öylece asılı durması biraz komik değil mi? Ha donunu çıkarmış Tahtakale'de dolaşıyorsun, ha ateşten top olmuş dünyanın tepesinde parlıyorsun.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)