Kitabın en harika yanı, Veda metinlerindeki şiirsel dili ve gizli anlamları anlaşılır bir şekilde açıklaması ve bir zamanlar gizli olan Orijinal Yoga Sistemi’ne çok ayrıntılı, ulaşılabilir, bilimsel bir yaklaşım getirmesidir. Akif Manaf Kundalini fenomenini bilimsel terimlerle anlatmaktadır. Kundalini biliminin esasları kısa ve öz, kesin, derin ve yine de kolay anlaşılabilir ve sistematik bir şekilde izah edilmektedir. Yazar kendi içsel deneyimlerine dayanarak Kundalini olgusunun bilinmeyen yönlerine ışık tutmaktadır. Kitap Kundalini fenomenini bütün yönleri ile ele almakta ve Kundalini enerjisini uyandırmak için teknikler sunmaktadır. Doğru ve sistematik açıklamalarla donatılan Kundalini teknikleri, Çakra merkezlerini canlandırmak, fiziksel ve zihinsel işlevleri düzenlemek ve Kundalini enerjisinin yükselmesini sağlamak için olabildiğince detaylı verilmiştir. Kundalini enerjisinin uyanışı ve yükselişi de ayrıntılı bir şekilde tanımlanmış, bu deneyimlerin belirti ve etkilerine açıklık kazandırılarak olağanüstü yeteneklerin ortaya çıkışı tüm incelikleriyle anlatılmıştır. Kitap boyunca, günlük monoton deneyimlerin sınırlı bilinç hallerini aşmak, herkesin içinde varolan ama kullanılmayan gizemli evrim enerjisini keşfetmek ve potansiyel yetenekleri geliştirmek için yol gösterilmektedir. Akif Manaf’ın uzun yıllardır sürdürdüğü bilimsel araştırmaların ve pratik uygulamalarının sonucunda yazdığı bu baş yapıt detaylı açıklamalarıyla okurları üstün bir ruhsallığa götürüyor. Kundalini enerjisinin bilinçli, güvenli ve etkili bir şekilde uyandırılıp harekete geçirilişini, ondan fiziksel, zihinsel ve ruhi düzeyde yararlanmanın yollarını aktaran eser kişisel potansiyellerin en üst düzeye gelmesine yardım ediyor. Kundalini enerjisinin uyanış ve yükselişini tecrübe etmiş yazar, Kundalini’nin gerçekliğini kanıtlamakta, Kozmik Bilinç halini akılda kalıcı bir şekilde anlatmakta ve içsel algılamanın eşsiz haline erişimini sağlayan beyin omurilik sisteminin organik mekanizmasını açıklamaktadır. Kitapta, insanlığın evrim sürecinden bedendeki özel psiko-fizyolojik mekanizmanın sorumlu olduğu gösterilmektedir.