Ağzından çıkan ses, titreşim olarak kendisine; mana olarak sevdiğine aitti.Sesini, başkasının hançeresinden çıkmışçasına duyuyordu ağzını her açışta. Herkesten farklı bir durum... Kulakları, sanki sesinin gittiği yere ondan önce uzanıyor ve bütün titreşimleri emiyordu. Oysa hiç kimse, sesi çıktığı yerden almazdı. Ses, kulağa girmez, kulak sesi mahrecinden alırdı. Gözümüz uzağa uzanmıyor ve uzak, yer değiştirmiyordu. Onu hep, ta oralarda uzak olarak buluyorduk. Peki, öyleyse o, sesi, mahrecinden nasıl olup da alıyor, alabiliyordu. Sesi, varlığına; varlığı senine bitişikti demek.Demek, sesimi, kendi sesin kıl, diye dua ettiğinden beri; kendi sesinin yankısına tutulmuştu. Öyle olmalıydı. Nedense yakalamak istiyordu onu.Kan ter içinde, soluk soluğa, bazen kısılmış bir halde, bazen tiz perdesinden hep onu çağırdı.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
kamil yeşil gibi üslubunu oturtmuş bir yazardan harika hikayeler.tadı damağınızda kalacak.
“Yankısının Peşinde” ve “Tu(ğ)ra Kitabı” başlıkları ile iki bölümde, toplam kırk üç kısa hikâye yer almış. Tavsiye ederim.
Öyküseverlere tavsiye edeceğim bir kitap. Değilseniz alternatiflere bakabilirsiniz.