Günümüzde sık sık ortaya çıkan gıda skandalları, çoğunlukla hayvansal kökenli ürünlerle ilgilidir. İnsanların başka alternatifler aramasının en önemli sebeplerinden biri budur. Sağlık açısından olduğu gibi, etik, ekolojik ve sosyal istekler de daha fazla bitki temelli bir beslenme şekline yönelmenin sebepleri arasındadır. Kısa bir süre öncesine kadar, özellikle ideolojik ve dogmatik açıdan bitki temelli beslenme ile alay edilirken, hayvansal kökenli gıdaların tüketiminden tamamen veya en azından kısmen kaçınılması, giderek daha fazla insan için alternatif bir beslenme biçimi olmaktadır. Bu kitapta, konunun uzmanlarından Claus Leitzmann, vejetaryenliğin tarihini, temellerini ve türlerini açıklamaktadır. Leitzmann, vejetaryen beslenme yoluyla enerji ve besin alımına genel bir bakış sağlıyor, bitki temelli gıdalardaki zararlı maddelerin etkilerini açıklıyor ve belirli nüfus gruplarında ve hastalıklarda vejetaryen beslenmenin faydalarını ve risklerini tanımlıyor. Elinizdeki kitap, bu alana yönelik bilgi almak isteyen herkes için temel bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Eti aşırı olmasada tüketen biri olarak, yaşadığım vicdani rahatsızlık ve sağlığımın giderek bozulması, bir süredir vejetaryen beslenme konusunda beni teşvik ediyordu. Zaten, fazlaca tüketmediğim etten zevk almadığım ve sebze ağırlık beslendiğim için zorlanacağımı hiç düşünmedim. Besin döngüsünde türü dışındaki canlıların etiyle beslenen tek canlı değiliz. Dolayısıyla bu döngüde olmak bir süre o kadar rahatsız edici görünmedi. Ancak, kitapta da belirtildiği gibi gıdadaki sanayileşme, belirli sebeplerle kurban olarak adanmaları artık tahammül edilmez göründü. Et ve süt zaten sindirmekte zorlandığım, sağlığımı bozan şeylerdi. Bu yüzden benim kadar kolay geçiş yapamayanları da anlayabilirim. Keza kitapta da bu konuda bir ifade mevcut. Ne et yiyenler her zaman cani, ne vejetaryenler her daim tam bir dost.
Ekonomik, sosyolojik, anatomik, fizyolojik ve ruhsal olmak üzere çok farklı açılardan ele alınıyor konu. Hamilelerde, çocuklarda ve yaşlılarda vejetaryen beslenme için ayrı ayrı başlıklar var. En önemlisi de belli hastalıklardan mustarip kişilerin, beslenme şeklinde yapacağı değişikliklerin sağlığına ne derece etki edeceğini de tartışıyor. Vejetaryenliğin ve az da olsa veganlığın artıları ve eksileri eşit noktadan ele alınıyor. Yani objektif bir bakış açısıyla, bu yola girecek olanların önünü net bir şekilde görmesini sağlayacak bir rehber sunuyor.
Elbette bu kitap bir başlangıç kitabı. Diğer sektörlerde bunu yaşamınıza nasıl uygulayabileceğinize değinilmiyor. Araştırmaların dayanak olduğu yerlerde ne tür bir araştırma olduğu ve buna nasıl ulaşabileceğimiz de her zaman verilmiyor. Bir beslenme uzmanı olarak tecrübesine ve onca yıllık çalışmasına güveniyoruz sadece. Ancak tavsiyem bir de karşıt görüşte birkaç kaynak elde edip araştırmanız olur. Çünkü uzun vadede sıkıntı yaşamamak adına elzem bu. Hiç olmadı birkaç beslenme uzmanının tavsiyesi alınabilir. Kontrollü bir şekilde yaşam tarzı haline gelene dek danışmanlık talep edilebilir.
Kitabın çevirisi ve editörlüğü çok temizdi. Okuma sürecini uzatacak, odaklanmayı zorlaştıracak herhangi bir engel olduğunu düşünmüyorum. Tıbbi terimler kafa karıştırabilir ama onları bilmeden de konunun özünü, genel çerçevesini kavrıyorsunuz.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Eti aşırı olmasada tüketen biri olarak, yaşadığım vicdani rahatsızlık ve sağlığımın giderek bozulması, bir süredir vejetaryen beslenme konusunda beni teşvik ediyordu. Zaten, fazlaca tüketmediğim etten zevk almadığım ve sebze ağırlık beslendiğim için zorlanacağımı hiç düşünmedim. Besin döngüsünde türü dışındaki canlıların etiyle beslenen tek canlı değiliz. Dolayısıyla bu döngüde olmak bir süre o kadar rahatsız edici görünmedi. Ancak, kitapta da belirtildiği gibi gıdadaki sanayileşme, belirli sebeplerle kurban olarak adanmaları artık tahammül edilmez göründü. Et ve süt zaten sindirmekte zorlandığım, sağlığımı bozan şeylerdi. Bu yüzden benim kadar kolay geçiş yapamayanları da anlayabilirim. Keza kitapta da bu konuda bir ifade mevcut. Ne et yiyenler her zaman cani, ne vejetaryenler her daim tam bir dost.
Ekonomik, sosyolojik, anatomik, fizyolojik ve ruhsal olmak üzere çok farklı açılardan ele alınıyor konu. Hamilelerde, çocuklarda ve yaşlılarda vejetaryen beslenme için ayrı ayrı başlıklar var. En önemlisi de belli hastalıklardan mustarip kişilerin, beslenme şeklinde yapacağı değişikliklerin sağlığına ne derece etki edeceğini de tartışıyor. Vejetaryenliğin ve az da olsa veganlığın artıları ve eksileri eşit noktadan ele alınıyor. Yani objektif bir bakış açısıyla, bu yola girecek olanların önünü net bir şekilde görmesini sağlayacak bir rehber sunuyor.
Elbette bu kitap bir başlangıç kitabı. Diğer sektörlerde bunu yaşamınıza nasıl uygulayabileceğinize değinilmiyor. Araştırmaların dayanak olduğu yerlerde ne tür bir araştırma olduğu ve buna nasıl ulaşabileceğimiz de her zaman verilmiyor. Bir beslenme uzmanı olarak tecrübesine ve onca yıllık çalışmasına güveniyoruz sadece. Ancak tavsiyem bir de karşıt görüşte birkaç kaynak elde edip araştırmanız olur. Çünkü uzun vadede sıkıntı yaşamamak adına elzem bu. Hiç olmadı birkaç beslenme uzmanının tavsiyesi alınabilir. Kontrollü bir şekilde yaşam tarzı haline gelene dek danışmanlık talep edilebilir.
Kitabın çevirisi ve editörlüğü çok temizdi. Okuma sürecini uzatacak, odaklanmayı zorlaştıracak herhangi bir engel olduğunu düşünmüyorum. Tıbbi terimler kafa karıştırabilir ama onları bilmeden de konunun özünü, genel çerçevesini kavrıyorsunuz.
vejetaryenliğe giriş kitabı olarak okunabilir.