Gerçekten de "Her tercüme, yarı saydam bir camdan süzülmüş bir ışık huzmesidir. Her tercüme bize her zaman biraz bulanık, kırık ve belli belirsiz ışık buketleri sunar. Her mütercim, okur ile asıl metin arasında ancak ya bir mercek, ya da bir buzlu cam olmayı başarabilmiştir. Yani asıl metinden gelen mana, ses, musiki, ritim ve ahenk ışıkları, farklı mütercimlerin farklı kırılma indislerine sahip zihinlerinden süzülüp, tercüme metne geçerken, farklı kırılmalar ve dolayısıyla da farklı görünümler meydana getirmiştir." Elinizdeki bu eser öncelikle, farklı dilleri konuşan Âdemoğulları arasında bir iletişim ve anlaşma köprüsü kurmak isteyen mütercimin karşısına çıkacak veya çıkması muhtemel problemleri sergilemesi, ikinci olarak da âlemlerin Rabbinin kelâmını Türkçe'ye çevirirken, yani ilâhî kelâmı beşerî bir kelâma aktarırken düşülen çok çeşitli zorlukları sergilediği için önemlidir. Yine bu eser gerek genel tercüme tarihi ve gerekse de Kur'an'ın tercüme tarihini ve bu tarihî mecra içinde düşülen hataları sergilemesi bakımından da ehemmiyet kazanmaktadır.
Oldukça kapsamlı bir eser ortaya çıkarmış sayın hocamız. Tefsir dalına ilgisi olan herkesin kitaplığında bulunması gereken bir başyapıt olarak görüyorum.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Belkide ders kitabımız olduğu içindir ama okurken çok sıkıldığımı belirtmeden geçemiyeceğim…
Oldukça kapsamlı bir eser ortaya çıkarmış sayın hocamız. Tefsir dalına ilgisi olan herkesin kitaplığında bulunması gereken bir başyapıt olarak görüyorum.