İnsanların bencilliği ve saldırganlığı önlenemez bir konu mudur, yoksa doğumdan itibaren nesiller boyu aktarılan birikimlerin, insanın kendisini silahlı mücadeleye yöneltmesi midir? Şiddet, insan doğasından mı kaynaklanmakta, yoksa sonradan mı öğrenilmektedir? Savaşları, insanların değil doğanın amacı olarak mı görmek gerekir? Ebedi barışa ancak " insan türünün engin mezarlığında" mı kavuşabilecektir? Savaş gerçekten "her şeyin hakanı" mıdır, "politikanın başka araçlarla devamı" mı yoksa "insanın insanlaşması için vazgeçilmez bir olgu" mudur?Bu sorulara verilebilecek cevaplar bir tarafa; halen ülkeler harbe hazırlık, kendi iradelerini başkalarına zorla kabul ettirmek ya da maruz kalabilecekleri dayatma ve baskılara boyun eğmemek için milli kaynaklarının önemli bir kısmını silahlanmaya ayırmaya devam etmektedirler.Tarihsel süreçte tüfeğin, yaylım ateşinin, gemilerde bordadan ateşin, buharlı geminin, uçak gemisinin, tankın, denizaltının, hava gücünün, kitle imha silahlarının özellikle nükleer silahların paradigma kaymasına neden olduğu açıktır. Teknolojik gelişmeler savaşı farklı şekillerde dönüştürmüştür. Asimetrik tehdit bağlamında güçlü devletler terör karşısında zor durumda kalabilmektedirler. Bu durum terörle mücadelede, uluslararası sistemdeki bütün aktörlerin daha etkili işbirliğini zorunlu kılmaktadır.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Çok iyi bir kitap teknoloji ile savaşın değişimini kayıp derecesini ve bir çok daha şeyi anlatan güzel bir eser.
Barış için savaş.?
Dördüncü bölümünün ekstradan okunması
gereken çok güzel bir kitap
savaş konusunu değişik yönlerden anlatan bir kitap fiyatı da uygun