“…daha sen doğmadan kirlendiyse de tüm renkler, en nihayetinde herkesin renklerini birileri kirletir ve doğal olarak kirli renklerden de temiz bir hayat çıkmaz maalesef…” “Bütün hayat, koca hayat, koskoca hayat kırmızıdan ibaretti ve herkes kendi kaderinin kırmızısını yaşıyordu. Er geç yaşıyordu, yaşayacaktı. Her nur topu nasıl ki tadacaksa ölümü, öyle yaşayacaktı kendi kırmızısının kaderini. Kırmızının merkezinde diğer renkler, kadere ve hayata haresiz iyimserlik saçıyordu yalnızca.”
Benim için sadece roman değil, renklerin geçişlerinde içsel bir yolculuktu. Taşrada ki kadının var oluş çabası, hep sahip olunamayana özlem, sahip olunduğunda yaşanan boşluk. Sevgisiz yitip giden çocukluk sürecinde var olabilme çabaları. Her ne kadar renkleri bizden önce kirletmiş olsalar da temizleneceği inancını taşıyorum. En azından biz daha fazla kirletmeyelim. Okunulması gereken bir kitap. Yazarın farklı bir tekniği var. Zihninizi biraz diri tutmalısınız.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Benim için sadece roman değil, renklerin geçişlerinde içsel bir yolculuktu. Taşrada ki kadının var oluş çabası, hep sahip olunamayana özlem, sahip olunduğunda yaşanan boşluk. Sevgisiz yitip giden çocukluk sürecinde var olabilme çabaları. Her ne kadar renkleri bizden önce kirletmiş olsalar da temizleneceği inancını taşıyorum. En azından biz daha fazla kirletmeyelim. Okunulması gereken bir kitap. Yazarın farklı bir tekniği var. Zihninizi biraz diri tutmalısınız.