Gecenin karanlığı üzerine en derin koyuluğuyla çöktüğünde Gazel, bir binanın en üst katındaydı. Ve o binadan canlı çıkması imkânsızdı. Hayatta tek bir kez bile olsa, geleceğiyle ilgili bir kararı kendisi verebilmek istedi. Nasıl öleceğini seçebilmek istedi. Onu kovalayan adamlar çoktan o binaya girmiş ve merdivenleri çıkmaya başlamışlardı. Birazdan yakalanacaktı. Ve yine, birilerinin onun adına verdiği kararları uygulamak zorunda kalacaktı. Başkalarının elinde oyuncak olmaktansa, ölmeyi tercih etti. Ve kendini boşluğa bıraktı.Aynı gece, Ömer’in üzerine de kopkoyu bir karanlıkla çökmüştü. Bütün gün hastalarıyla ilgilenmiş ve ameliyattan ameliyata koşturmuştu. Trafikten kurtulmak için girdiği ara yolda ilerlerken aklından geçen karmakarışık düşünceler, büyük bir gürültü ve sarsıntıyla bölündü.Pat!Arabasının üzerine bir şey düşmüştü. İlk anda ne olduğunu anlayamadı ama birkaç saniye sonra ön camına doğru uzanan bir kadın eliyle karşı karşıya kaldı. O el Ömer’e, ‘beni tut’ diye yalvarıyor gibiydi.O eli tuttuğu anda, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ne Ömer için; ne de Gazel için…
Yazarsın ilk kitabı Kimliksiz’den sonra kesinlikle bu yazarla devam edeceğim diyerek ve bu okuduğum 4.kitabı olarak diyebilirim ki, Kimliksiz ve Gitme kadar beni etkilemedi.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Harika bir kitap, romantik ve sürükleyici
Benim için yeri ayrı olan bir kitap içinde her şeyden biraz var ve beklentimin çok üstündeydi
Çok beklentiye girmeden, zaman geçirmek için okunabilecek bir kitap.
Yazarsın ilk kitabı Kimliksiz’den sonra kesinlikle bu yazarla devam edeceğim diyerek ve bu okuduğum 4.kitabı olarak diyebilirim ki, Kimliksiz ve Gitme kadar beni etkilemedi.
Selvi Atıcı sadece romantizmi değil aksiyonu da kitaplarında beraber götürebilen bir yazar. Pinokyonun Rüyasını da olumlu düşüncelerle aldım.