Bir insanın gerçek yaşamı yapıtlarından önemlidir.Bu kitaptaki öyku¨ler gerçek bir öyku¨ belgeselidir. Öyku¨lerin hiçbirinde bir sevincin çınlaması yoktur, bulamazsınız. Okuru etkilemek için uydurulmuş olay da yoktur. Öyku¨lerin temelinde yatan derin öz, yazarın çocukluğudur.Acımasız bir doğanın, dibe vurmuş bir sefaletin savurduğu çocuğun direncine ve değişimin kapısındaki şaşkınlığına tanık olacaksınız. Kanınızın sıcağı gibi seveceksiniz.
Büyük yazar Osman Şahin’in Mersin’deki çocukluğunu ve Köy enstitüsü sınavını kazanıp Dicle’ye gidişini anlattığı yaşamından kısa bir kesit. Hayatını değiştiren 2 an; ilkokul öğretmeninin babasını bu sınava girmesi için ikna etmesi ve o tek sınavı kazanması. Ve çobanlık yerine büyük bir yazar olma yolunda atılan ilk adımlar. Fakirlik, zorluklar, imkansızlıklar içinde bir yaşam. O günleri, yokluğu ve köy hayatını çok güzel anlatmış.
Ayağında ayakkabısı olmayan, yıkanacak sabunu bulamayan çocukların devlet eliyle; eylemli, üreten, düşünen insan olma serüvenidir, Ölümün Süt Dişleri. Köy Enstitülerinin ne değerli bir ocak olduğunu bir kere daha anlıyorsunuz, içiniz yanarak.
Muhteşem bir kitap. Değerli insan Osman Şahin, 40’lı 50’li yıllarda Anadolu’daki yaşamı, fakirliği, köy enstitülerini kendi çocukluğundan kesitlerle anlatıyor. Ne hayatlar var, ne fakirlik varmış dedirten cinsten… 10 yaşına (enstitüye kaydolana) kadar ayakkabı nedir bilmeyen, sabunun adını duyup hiç kullanmamış olan, kendine ait bir yastığı, yorganı, yemek kaşığı dahi olmayan bir çocuğun samimi, iç burkan anıları. Okumalısınız
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Süper bir kitap.Osman Şahin kendi yaşamını etkileyici bir şekilde anlatıyor.Üstelik o tarihlerde Anadolu’nun durumunu da gözler önüne seriyor
Büyük yazar Osman Şahin’in Mersin’deki çocukluğunu ve Köy enstitüsü sınavını kazanıp Dicle’ye gidişini anlattığı yaşamından kısa bir kesit. Hayatını değiştiren 2 an; ilkokul öğretmeninin babasını bu sınava girmesi için ikna etmesi ve o tek sınavı kazanması. Ve çobanlık yerine büyük bir yazar olma yolunda atılan ilk adımlar. Fakirlik, zorluklar, imkansızlıklar içinde bir yaşam. O günleri, yokluğu ve köy hayatını çok güzel anlatmış.
Ayağında ayakkabısı olmayan, yıkanacak sabunu bulamayan çocukların devlet eliyle; eylemli, üreten, düşünen insan olma serüvenidir, Ölümün Süt Dişleri. Köy Enstitülerinin ne değerli bir ocak olduğunu bir kere daha anlıyorsunuz, içiniz yanarak.
Muhteşem bir kitap. Değerli insan Osman Şahin, 40’lı 50’li yıllarda Anadolu’daki yaşamı, fakirliği, köy enstitülerini kendi çocukluğundan kesitlerle anlatıyor. Ne hayatlar var, ne fakirlik varmış dedirten cinsten… 10 yaşına (enstitüye kaydolana) kadar ayakkabı nedir bilmeyen, sabunun adını duyup hiç kullanmamış olan, kendine ait bir yastığı, yorganı, yemek kaşığı dahi olmayan bir çocuğun samimi, iç burkan anıları. Okumalısınız