Diddy cinayet işledi mi? Hester sevimli bir yalancı mı? Demiryolu işçisi gerçekten öldü mü? Rüyalar, gerçeklerden daha mı gerçektir?
"Ölüm Tüneli", kahramanı Diddy’nin rüya ile gerçeği hiçbir zaman birbirinden ayıramadığı, hayat, ölüm ve bu ikisi arasındaki ilişkiyi kurcalayan bir kâbus meditasyonu sanki. Üstelik bu salt bir roman da değil, bir tür, tarifi mümkün olmayan, aşkın ve ölümün peşindeyken ikisine de tutku kertesinde bağlanmış bir deneyim; kısmen roman, kısmen cinayet öyküsü, kısmen felsefe, kısmen de rüya. Yazrın dili olabildiğince ürkütücü, merak çekici, huzur kaçırıcı, yüzleştirici; kahramanını da okurunu da deşip kanıtırcasına vicdanına baktıran bir bakışa sahip. Sağlam bir kurgu, yoğun cümleler ve belgesele yakın gözlemlerle modern çağın şiddetine lanetleyen, Amerikan vicdanının fizli kalmış oyuklarında gezinen, Kafkaesk bir fabl belki de.
Yazar Susan Sontag’ın ilk olarak 1960”lı yıllarda yayımlanan ve daha sonradan türkçeye tercüme edilen bu kitabında kafkaesk bir üslupla ölümü ve ölüm sonrası yaşam arayışını sorguluyor. Susan’ın ikinci romanı olan bu eserin Türkçeye bu kadar geç çevrilmesi bence bizler için büyük bir kayıp. Türkçe de yayımlanan bu kitap, Sontag’ın tüm diğer kitapları gibi onun çok yönlü kişiliğini yansıtıyor: yazar, filozof, devrimci, sinemacı, eleştirmen… Sontag’ın yazılarında karşımıza çıkan her şey ve elbette daha fazlası. herkese tavsiye ederim. bol okumalar. Saygılarımla…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Yazar Susan Sontag’ın ilk olarak 1960”lı yıllarda yayımlanan ve daha sonradan türkçeye tercüme edilen bu kitabında kafkaesk bir üslupla ölümü ve ölüm sonrası yaşam arayışını sorguluyor. Susan’ın ikinci romanı olan bu eserin Türkçeye bu kadar geç çevrilmesi bence bizler için büyük bir kayıp. Türkçe de yayımlanan bu kitap, Sontag’ın tüm diğer kitapları gibi onun çok yönlü kişiliğini yansıtıyor: yazar, filozof, devrimci, sinemacı, eleştirmen… Sontag’ın yazılarında karşımıza çıkan her şey ve elbette daha fazlası. herkese tavsiye ederim. bol okumalar. Saygılarımla…