Gündüz Vassaf’tan şiirsel bir kitap:Her zamanki gibi öznel, her zamanki gibi evrensel.“Mostar’da günlerim, aylarım, bir türlü ayrılamadığım Köprübaşında geçti. Anı notları diye yazmaya başladıklarım ayakta bekleyen bir köprü bekçisinin nöbet defterine dönüştü. Bazen yüzlerce turist arasında, bazen gece saatlerinde tek başıma Köprü’yü bekledim. Ben Köprü’yü sahiplendim, o beni zapt etti. Bana neler yaşattıysa ben de dünyamı, duygularımı, düşünce ve hezeyanlarımı onunla paylaştım. Taa ki bir gün beni azad edene kadar.”Yazar ve psikolog Gündüz Vassaf’ın Mostari – Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü kitabının macerası, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nde çalışırken Bosna’da yaşayan kuzeninin Mostar’daki evinde kalabileceğini söylemesiyle başlar. Mostar’a varışının ertesi günü, dünyanın dört tarafından gelen herkes gibi Vassaf da evrensel ününe savaş acıları eklenmiş Mostar Köprüsü’nün yolunu tutar, yanında taşıdığı küçük defterini çıkarıp bir kaç gözlemini yazar. Hava kararmaya başladığında, elinde kalemi, Köprü duvarının üstünde defteri, kendini de dönüştürecek bir alemin beklenmedik yolculuğuna çıkar.Anı olarak yazmaya başladığı notların bir köprü bekçisinin nöbet defterine dönüşür.“Bazen yüzlerce turist arasında, bazen gece saatlerinde tek başıma Köprü’yü bekledim. Ben Köprü’yü sahiplendim, o beni zapt etti. Bana neler yaşattıysa ben de dünyamı, duygularımı, düşünce ve hezeyanlarımı onunla paylaştım. Taa ki bir gün beni azat edene kadar.”Ve... Tam da Köprü yolculuğu bitmek üzereyken savaşın çıkmaz sokağından bir sesleniş... Mostar Manifestosu!
Okuyup bitirmek için değil de ara ara alıp karıştırılacak bir kitap olarak geldi bana. Samimi ve ana yönelik betimlemeleriyle köprünün yanında Çinli turistlere karışıyorsunuz.
Yazar üç ay Saraybosna’da kalarak bir nevi köprü bekçiliği yapmış ve ortaya bu güzel kitap çıkmış. Kitabı okurken adeta siz de orada kalmış, gezmiş, görmüş gibi oluyorsunuz. Ben çok beğendim. Tavsiye ediyorum.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Okuyup bitirmek için değil de ara ara alıp karıştırılacak bir kitap olarak geldi bana. Samimi ve ana yönelik betimlemeleriyle köprünün yanında Çinli turistlere karışıyorsunuz.
Bir Bosna aşığı olarak daha da keyifli okudum ve Gündüz Vassafla da tanışmış oldum,çok güzel bir eser…
Anı tarzında bir eser olmuş daha çok.
çoğu zaman komik ,bazen sıkıcı.
Yazar üç ay Saraybosna’da kalarak bir nevi köprü bekçiliği yapmış ve ortaya bu güzel kitap çıkmış. Kitabı okurken adeta siz de orada kalmış, gezmiş, görmüş gibi oluyorsunuz. Ben çok beğendim. Tavsiye ediyorum.