"On dokuzuncu yüzyılın başında sömürgeciliğin ufukta görünmesinden bu yana Müslüman entelektüeller "Batı nedir" diye sordular. Batı, modern islam düşüncesini geçmişi eleştirmeye ve modern Batı biliminin ruhunu kendine mal etme yönünde çalışmaya zorlayan bir biçimde, Müslüman ve Arap aklına büyük bir meydan okumayla karşılık verdi.""Günümüz dünyasında Amerikan ekonomik ve entelektüel hegemonyasıyla kimsenin mücadele edememesi, talihsiz bir durumdur. Amerika, dev ekonomik kaynaklara, askeri güce, ileri bir teknolojiye ve tüm dünyayı entelektüel olarak fethetme arzusuna sahiptir.
İbrahim Abu Rabi’nin diğer kitapları gibi fazlasıyla bilgilendirici bir kitap. Küreselleşme tartışmalarının İslam dünyasında nasıl karşılandığını, nasıl cevaplar verildiğini ele alıyor. İslami gelenek ve sekülerleşme sürecinin yansımaları karşısında, 90larda radikalleşen İslami hareketlerin konjonktürel mi yoksa İslam’ın temel kaynaklarına mı dayandıklarını sorguluyor. Kitabın son bölümü ise Endonezya örneği üzerinden Hıristiyan-Müslüman ilişkileri üzerine.
İbrahim M. Abu Rabi eserini İslam Dünyasının en büyük fikri sorunlarından biri olan düşünce dünyasının 19. yüzyıl ile 21. yüzyıl arasında nasıl bir süreç işlediğine yönelik oluşturmuştur.
XIX. yüzyılda ki maddi sömürü hareketinin XX. yüzyılda kültürel ve zihinsel bir hegemonyaya dönüşmesi işlenmiştir. Bu değerlendirme işlevini yaparken öncelikle çıkan fikri akımları tartmış, ardılında Batı’dan İslam düşünce dünyasına yönelik yazılmış eserleri bir kritiğe tabi tutuyor.
Bu kritize etme esnasında “Küreselleşme, Post-Modernizm, Sekülerleşme, İslam Dünyasındaki İhya Hareketleri, Müslüman-Hristiyan ilişkileri ve İslam Dünyasının 1990’lı yıllarda ki durumuna dair düşüncelerden bahsedilmiştir.”
Abu RAbi’nin bu eseri İslam dünyasının zihni kodlarına ulaşabilmek için bir kapı aralıyor.
Özellikle XIX. yüzyıldan alıp XXI. yüzyıla 10 kala zihni yapısını mukayeseli bir şekilde inceleyebilmek için güzel derlenmiş bir eser olarak değerlendirilebilir.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Sosyolojide alt yapısı olanlar için güzel bir kitap
İbrahim Abu Rabi’nin diğer kitapları gibi fazlasıyla bilgilendirici bir kitap. Küreselleşme tartışmalarının İslam dünyasında nasıl karşılandığını, nasıl cevaplar verildiğini ele alıyor. İslami gelenek ve sekülerleşme sürecinin yansımaları karşısında, 90larda radikalleşen İslami hareketlerin konjonktürel mi yoksa İslam’ın temel kaynaklarına mı dayandıklarını sorguluyor. Kitabın son bölümü ise Endonezya örneği üzerinden Hıristiyan-Müslüman ilişkileri üzerine.
İbrahim M. Abu Rabi eserini İslam Dünyasının en büyük fikri sorunlarından biri olan düşünce dünyasının 19. yüzyıl ile 21. yüzyıl arasında nasıl bir süreç işlediğine yönelik oluşturmuştur.
XIX. yüzyılda ki maddi sömürü hareketinin XX. yüzyılda kültürel ve zihinsel bir hegemonyaya dönüşmesi işlenmiştir. Bu değerlendirme işlevini yaparken öncelikle çıkan fikri akımları tartmış, ardılında Batı’dan İslam düşünce dünyasına yönelik yazılmış eserleri bir kritiğe tabi tutuyor.
Bu kritize etme esnasında “Küreselleşme, Post-Modernizm, Sekülerleşme, İslam Dünyasındaki İhya Hareketleri, Müslüman-Hristiyan ilişkileri ve İslam Dünyasının 1990’lı yıllarda ki durumuna dair düşüncelerden bahsedilmiştir.”
Abu RAbi’nin bu eseri İslam dünyasının zihni kodlarına ulaşabilmek için bir kapı aralıyor.
Özellikle XIX. yüzyıldan alıp XXI. yüzyıla 10 kala zihni yapısını mukayeseli bir şekilde inceleyebilmek için güzel derlenmiş bir eser olarak değerlendirilebilir.