Avusturyalı Musevi asıllı Leopold Weiss'in gazeteci olarak çıktığı doğu seyahatinde gezip gördüğü ve yakından tanıma imkanı bulduğu İslâm aleminde yaşadıkları...Titizlikle araştırıp serüvenlerini anlattığı ve hidayete erip, Muhammed Esed ismini alışı...İslâmiyet'i keşfeden Avrupalı yazarın, Müslümanların yaşayışında karşılaştığı ayrı dünya görüşü ve makine medeniyeti diyebileceğimiz batı dünyasına karşı bu insanların imanlı hayat tarzları karşısında büyülenişinin romanı...
Kitap bir anı kitabı olarak güzel ilginç. Ancak tercüme hataları ile dolu. Ve bu da okumayı gerçekten zorlaştırıyor. Cümle ve anlam düşüklükleri bir sürü.. O yüzden başka bir yayınevinin yayınladığı bir sürümü varsa onu tercih edin derim.
Kitapda çölün kokusunu ve hem Osmanlı’nın o topraklardan çekilmesinin hemen akabinindeki İbn-Reşid ve Abdülaziz İbn Suud ailelerinin bu coğrafyayı elde etmek için yaptıkları çekişmeleri hem de bir muhtedinin İslam’ı keşfine şahid olmak isterseniz başvurabileceğiniz güzel bir eser..
Bu kitap bir yahudinin Araplar arasında yaşaya yaşaya sonunda müslüman olmasını anlatıyor; manevi bir hava yok, batının tarafgirliğinin kökeni tespiti ve yazarın museviliği benimseyemeyişinin nedenleri dışında çok fazla bir dini analiz beklemeyin. Bununla beraber 1920’lerde yaşanmış fena sayılmayacak bir çöl hikayesi olarak başarısız değil; İbn-i Suud’la dostluğunu anlatan kısımlar da ilgi çekici.. Bazı insanların sırf sonradan müslüman oldu diye kimi muhtedi yazarları özellikle önemseyip yere göğe koyamayışını sinir bozucu ve aşağılatıcı buluyorum.
Kitabı okuduktan sonra “Arabistanlı Lawrence”le benzerliklerine -özellikle çöl hakkındaki olanlara- oldukça şaştım. Muhtemelen, Arabistanlı Lawrence’in senaryosunu oluştururken bu anılardan da yararlanılmış gibi geldi bana. Bir solukta okuyup bitirilecek akıcılıkta bir kitap olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Kitabı okumadan önce Arap ülkelerinin bazıları seyahatim olmuştu, (Kuveyt, Bahreyn, Dubai vs.), çölün sıcak yüzünü gördükten sonra gerçekten bir garip hissetmiştim kendimi. Okyanusun denizcileri çağırdığı gibi çöl de tutkunu olanı öyle çağırıyor…
kitabı okuduktan sonra bir çöl anca bu kadar güzel anlatılabilirdi diyorum. ufak ufak orta doğu tarihiyle ilgili bilgiler de dikkat çekiyor bir de batıyla kıyaslama yapılıncadaha güzel olmuş
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kitap bir anı kitabı olarak güzel ilginç. Ancak tercüme hataları ile dolu. Ve bu da okumayı gerçekten zorlaştırıyor. Cümle ve anlam düşüklükleri bir sürü.. O yüzden başka bir yayınevinin yayınladığı bir sürümü varsa onu tercih edin derim.
Kitapda çölün kokusunu ve hem Osmanlı’nın o topraklardan çekilmesinin hemen akabinindeki İbn-Reşid ve Abdülaziz İbn Suud ailelerinin bu coğrafyayı elde etmek için yaptıkları çekişmeleri hem de bir muhtedinin İslam’ı keşfine şahid olmak isterseniz başvurabileceğiniz güzel bir eser..
Bu kitap bir yahudinin Araplar arasında yaşaya yaşaya sonunda müslüman olmasını anlatıyor; manevi bir hava yok, batının tarafgirliğinin kökeni tespiti ve yazarın museviliği benimseyemeyişinin nedenleri dışında çok fazla bir dini analiz beklemeyin. Bununla beraber 1920’lerde yaşanmış fena sayılmayacak bir çöl hikayesi olarak başarısız değil; İbn-i Suud’la dostluğunu anlatan kısımlar da ilgi çekici.. Bazı insanların sırf sonradan müslüman oldu diye kimi muhtedi yazarları özellikle önemseyip yere göğe koyamayışını sinir bozucu ve aşağılatıcı buluyorum.
Kitabı okuduktan sonra “Arabistanlı Lawrence”le benzerliklerine -özellikle çöl hakkındaki olanlara- oldukça şaştım. Muhtemelen, Arabistanlı Lawrence’in senaryosunu oluştururken bu anılardan da yararlanılmış gibi geldi bana. Bir solukta okuyup bitirilecek akıcılıkta bir kitap olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Kitabı okumadan önce Arap ülkelerinin bazıları seyahatim olmuştu, (Kuveyt, Bahreyn, Dubai vs.), çölün sıcak yüzünü gördükten sonra gerçekten bir garip hissetmiştim kendimi. Okyanusun denizcileri çağırdığı gibi çöl de tutkunu olanı öyle çağırıyor…
kitabı okuduktan sonra bir çöl anca bu kadar güzel anlatılabilirdi diyorum. ufak ufak orta doğu tarihiyle ilgili bilgiler de dikkat çekiyor bir de batıyla kıyaslama yapılıncadaha güzel olmuş