Türkiye tarihinin Meşrutiyet ve Cumhuriyet evreleri arasındaki süreklilik tartışmalarına Hasan Kendirci de parlamento boyutunu inceleyerek katılıyor ve anayasal sistem açısından büyük benzerlikleri bulunan her iki dönemin siyasal elitleri arasındaki geçişliliğe yoğunlaşıyor.Kitapta, 1908–1920 arası Mebusan Meclislerine katılan birçok kişiye Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de 1960’lara kadar rastlandığı anlatılıyor. Bu, meşrutiyet parlamentosu üyelerinin siyasal yaşamda görülen sürekliliklerinin kurumsal boyutları da aşan yanları olduğunu gösteriyor. Kendirci, söz konusu sürekliliği sağlayan koşulların neler olduğunu analiz ediyor.Osmanlı Devletinden Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan süreçte siyasal elitlerin yapısını irdeleyen ve bugünkü durumlarını anlamak için çarpıcı ipuçları veren bu eser, Türk siyasal hayatına, özellikle yüzyılı aşan Türk yasama tarihine toplu bir bakış da sağlıyor
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Geçiş dönemlerine dair açıklamalar çoğu yer ve zamanda ister istemez birbirine karşıt düşünceleri içermektedir. Osmanlı Devleti’nden Türkiye’ye geçiş sürecinde geçişin niteliği ve nasıl gerçekleştiği çoğu sosyal bilimciyi hâlâ uğraştırmaktadır. Toplumsal olaylarda genel ilkelerden biri “tedricilik” olup olayların oluşumu zamana yayılmaktadır. Türkiye’nin modernleşmesinde de gelişmeler Osmanlı döneminde başlamış ve Türkiye’nin tesisi ile gelinen aşamanın adı konmuştur. Latin Alfabesi’ne geçişten uluslararası takvimin kabulüne kadar çoğu konu özellikle II. Meşrutiyet döneminde tartışılmıştır. Eserde de Osmanlı’dan Türkiye’ye geçişte hukuki (Anayasa, iç tüzük ve seçim kanunları) geçiş süreciyle birlikte Meclis-i Mebusan üyelerinin TBMM’ye geçiş süreci ve sonrasında bu üyelerin TBMM’ye üye seçilmesi konusu ele alınmıştır. Meclis-i Mebusan üyelerinin özgeçmişlerinin bölüm yerine ek yapılması daha uygun olurdu.
Araştırmacılar için iyi bir kaynakça.