İndirildiği günden bu yana Kurân’ı anlayabilme gayretleri, dünyanın her tarafında devam etmiştir. Hicri birinci asırdan itibaren İslam’la tanışan Hind alt kıtasında da, Kur’ân’ı anlama yolunda ilim ve fikir hayatımıza yön veren tarihe mal olmuş nice şahsiyetler yetişmiştir. Bunlar kalemiyle, kelamıyla yaşadıkları döneme damgalarını vurmuş, önemli vazifeler icra etmişlerdir. Bölgede yaşayan tasavvuf ehli de, kendilerine özgü yorumlarıyla tefsir tarihi geleneğimizde çeşitli tefsirler yazmış ve zengin bir işârî tefsir literatürü ortaya koymuştur. İşte bu literatürün önemli parçalarından birisi, Hint alt kıtası tasavvufunun önde gelen şahsiyetlerinden ve önemli müfessirlerinden Kâdı Senâullah Pânîpetî’nin et-Tefsîru’l-Mazharî isimli, 10 ciltlik hacimli tefsiridir. Nakşibendî-Müceddidîye kolunun önemli isimlerinden olan Kâdı Senâullah ve tefsiri hakkında yeterli olmasa da Arap âleminde ve ülkemizde akademik çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada işârî tefsir hakkında genel bir bilgi verildikten sonra, Kâdı Senâullah Pânîpetî’nin et-Tefsîru’l-Mazharî isimli eseri yöntem ve muhteva itibariyle incelenerek, müfessirimiz ve tefsirinin ülkemizde akademik camiada tanıtılmasına gayret edilecektir.
ilk bölümlerde tefsir türleri açıklanarak işari tefsire olan ysklaşımlar anlatılıyor. Daha sonra klasik tasavvuf kavram ve jargonların Senaullah Panipeti’nin Tefsiru’l-Mazhari adlı Tefsirinde geçen şekli belirtiliyor. Son bölümde örnekler yer alıyor.
İNANÇ ESASLARININ İŞARİ YORUMLARI, BAZI İBADETLERLE İLGiLİ ve İNSANLA İLGİLİ İŞARİ YORUMLAR. KEVNİ AYETLERLE İLGİLİ İŞARİ YORUMLAR ile ilgili tefsir örnekleri var.
Kadı Senaullah Panipeti hint alt kıtasından bir alim
İşârî Tefsir. Kur’an’ın keşf ve ilham yoluyla açıklandığı tefsirler için kullanılan bu tabir yerine “remzî tefsir” veya “tasavvufî tefsir” de denir. Bu tefsir biçiminin tutarlı bir esasa dayanmayan bâtınî tefsirden ayrılan yönleri vardır. Her ne kadar bu türden tefsir yazanlar kendilerinin Kur’an’ın iç anlamıyla uğraştıklarını söyleseler de çoğunlukla zâhirî mânaya karşı çıkmamışlar, açık nasla ortaya konan hükümleri inkâr etmemişlerdir. Onlar bu tefsir şeklini insanın gönül ve his dünyasının bir yansıması olarak görürler ve âyetlerin iç yorumlarına ulaşmak için bilgi birikimi ve tefekkür kabiliyeti yanında ahlâkî olgunluğun gerekliliğine vurgu yaparlar; Kur’an’ın dış anlamını Arapça bilenlerin, iç anlamını yakīn ehli olan âriflerin bildiğini ifade ederler. İşârî tefsirde genel çizgi bu olmakla birlikte zâhirî mâna ile çeliştiği belli olan yorumların yapıldığı ve bâtınî tefsire doğru bir kaymanın meydana geldiği de inkâr edilemez.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
ilk bölümlerde tefsir türleri açıklanarak işari tefsire olan ysklaşımlar anlatılıyor. Daha sonra klasik tasavvuf kavram ve jargonların Senaullah Panipeti’nin Tefsiru’l-Mazhari adlı Tefsirinde geçen şekli belirtiliyor. Son bölümde örnekler yer alıyor.
İNANÇ ESASLARININ İŞARİ YORUMLARI, BAZI İBADETLERLE İLGiLİ ve İNSANLA İLGİLİ İŞARİ YORUMLAR. KEVNİ AYETLERLE İLGİLİ İŞARİ YORUMLAR ile ilgili tefsir örnekleri var.
Kadı Senaullah Panipeti hint alt kıtasından bir alim
kur’an nasıl anlaşılmalı üzerine işari yorumun ne olduğu meselesine yönelik güzel bir çalışma
Yorum farklarının boyutlarını görmek için okunmalı…
Tasavvuf alanıyla ilgilenenler mutlaka okumalı
İşârî Tefsir. Kur’an’ın keşf ve ilham yoluyla açıklandığı tefsirler için kullanılan bu tabir yerine “remzî tefsir” veya “tasavvufî tefsir” de denir. Bu tefsir biçiminin tutarlı bir esasa dayanmayan bâtınî tefsirden ayrılan yönleri vardır. Her ne kadar bu türden tefsir yazanlar kendilerinin Kur’an’ın iç anlamıyla uğraştıklarını söyleseler de çoğunlukla zâhirî mânaya karşı çıkmamışlar, açık nasla ortaya konan hükümleri inkâr etmemişlerdir. Onlar bu tefsir şeklini insanın gönül ve his dünyasının bir yansıması olarak görürler ve âyetlerin iç yorumlarına ulaşmak için bilgi birikimi ve tefekkür kabiliyeti yanında ahlâkî olgunluğun gerekliliğine vurgu yaparlar; Kur’an’ın dış anlamını Arapça bilenlerin, iç anlamını yakīn ehli olan âriflerin bildiğini ifade ederler. İşârî tefsirde genel çizgi bu olmakla birlikte zâhirî mâna ile çeliştiği belli olan yorumların yapıldığı ve bâtınî tefsire doğru bir kaymanın meydana geldiği de inkâr edilemez.