Sünnet düşmanlığı, İslâm’ı tahrif etmek ve bozmakla eşdeğerdir. Meşhur zâhidBişr b. el-Hâris el-Hâfî’nin de işaret ettiği gibi, “İslâm Sünnet’tir, Sünnet de İslâm’dır.” Sünnet’i ortadan kaldırmak demek İslam’ı hayattan kaldırmak demektir.Çünkü İslâmî hükümlerin yüzde 80’i Sünnet’e dayanmaktadır. Sünnet’i kabul etmemek demek, bütün bu ahkâmı yok saymak demektir. Kur’ân’ın tefsiri, yorumu, açılımı demek olan Sünnet, İslâm’ın pratiğe yansımış şeklidir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’inşâyân-ı hayret olan hayatı, Kur’ân-ı Kerîm’in getirdiği esaslarıntefsîri ve canlı temsili idi. Onun için Hz. Peygamber’e “Yaşayan Kur’ân”, “Yürüyen Kur’ân”, “Canlı Kur’ân” denilmiştir. Kur’ân’ı, kendisine indirilen Resûlullahsallallahu aleyhi ve sellem’den daha iyi anladığını iddia eden, yalnızca yalancıdır. Bu nedenle vahyi bize tebliğ edene uymadıkça, Kur’ân’ı hakkıyla anlamış olamayız. O hâlde Resûlullahsallallahu aleyhi ve sellem’inKur’ân’ın tefsiri, açıklaması, yorumu ve Kur’ân’ın pratik hayatta yaşanır hâle getirilmesi demek olan Sünneti’nin, Asr-ı Saadet’te olduğu kadar bizim toplumumuz için de geçerli olduğunu kabul etmek, şer’î bir zorunluluktur.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)