Sorumsuzca harcama yapan; vatandaşın kazandığının neredeyse yarısına vergi yoluyla el koyarak deyim yerindeyse “yasal hırsızlık” yapan; iki yakasını bir araya getiremediği için sürekli borçlanan ve borç batağında yüzen; sıkıştıkça para basan; belirli kesimlere özel ayrıcalıklar yoluyla rantlar dağıtan; haksız zenginleşme yaratan; gizli işsizliğin sürekli büyümesine neden olan; torpil, kayırma ve kollama yoluyla liyakat ilkesini tahrip eden; kamusal alanda paraziter istihdam alanı sağlayan;  israf ve savurganlık aracı olmaktan başka bir işe yaramayan bu DEV yaratığa; yani DEV’let’e artık dur demeliyiz…       Büyüyen ve genişleyen DEVlet, sorunların çözümü değil, kaynağıdır. Vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak için oluşturulmuş olan bu büyük organizasyon, bugün bireyin hak ve özgürlükleri üzerinde ciddi bir tehlikedir. Sadece siyasal özgürlükler için değil, iktisadi hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması için yapılması gereken devletin güç ve yetkilerine gem vurmaktır.       Eğer bu doymak bilmeyen DEV tarafından yutulmak istemiyorsak, onu dizginlemek, terbiye etmek, evcilleştirmek ve hukukun kıskacı altına almak için mücadele etmeliyiz. Daha az devlet, daha fazla özgürlük ve refah demektir.