"Doğrusunu istersen, her şey bir rüya şimdi. Üzerinden geçen zaman, ayrıntıları silmiş acımasızca. Belki böyle olmasıdaha iyi. Anılar denizinde yeniden yüzemeyecek kadar çelimsizim. Bu yüzden, yazdıklarımı, hatıranı öpmek için uzanan titrek dudaklar olarak kabul et. Ah anne, keşke kalbimde bir genç kızın masumiyeti olsaydı da, dokunaklı sözler edip, kendimi affettirebilseydim sana.Oysa masum değilim yeterince. Seni çok beklettim. Senin için sonu hiçbir zaman gelmeyecek bir bekleyişti bu. Ama sen, hep ben bir gün gelecekmişim gibi hayaller kurdun. Işığı tükenen gözlerin yol gözleyemeyecek hale geldiğinde bile, sol yanına sakladığın umut kırıntılarıyla yaşamaya devam ettin. Bir keresinde çok hastalandığını anlattılar bana. Ağzından zar zor dönen dilinin üstünde adımı bulmuşlar açıp baktıklarında, seni hasta eden oymuş. İyileşmen için, "Tükür at onu", demişler sana. Eğer iyileşmen buna bağlıydıysa, tükürüp atabilirdin adımı, anne.Sana hiç kırılmazdım...Bombayla dirseğinden kolu kopan kız çocukları, dağa çıkmak üzere sabah erkenden evden ayrılırken sevdiğinin saçlarının kokusunu beraberinde götüren genç insanlar, çocuklarını kırk mevsim bekleyen annelerle babaların en 'insan' hallerine ilişkin, dokunsanız dağılacak kadar naif ve kederli öyküleri...
Veda etmek zordur her zaman, acıdır ayrılık.. Bu kitabı okumak bir sürü vedanın arkasından ağlamaktır. Her öykü bambaşka bir veda saklıyor içinde bazen ölümle gelen bir veda, bazen küçük bir çocuğun zorunlu ayrılığı bazen de sessiz sedasız terk ediş..İnsanı aşırı hassalaştıran ve hüzün ağırlıklı bir çok öykü barındıran güzel bir kitap, eğer yüzeysel giden hayatınıza biraz duygu katmak ve anlam yüklemek istiyorsanız bu kitap tam size göre. kitap yoğun bir edebi dille yazıldığı için duygusal bir yoğunluk kazandırıyor insana, bu duygu sizi ilk hikaye de sarıyor kitabın sonuna kadar da bırakmıyor. özellikle ilk hikayenin gerçek, yaşanmış old. bilmek ayrı bir etki bırakıyor, ilk öyküyü okuduğumda uzunca bir süre boğazım da bir hıçkırıkla dolaşmıştım, dokunsalar ağlıyacak gibiydim. sonra ki öykülerde ise zorunlu terk edişler karşımıza çıkıyor ve çoğunlukla da küçük bir çocuğun kendinden hayli büyük birine ilgisi dile getiriliyor, bunun adı aşk mı, yoksa farklı bir ilgi mi anlamlandıramıyorsunuz ve isimler birbirine çok benziyor, nora, roza, manolya gibi, sanki kitap aslında tek bir hikayeden müteşekkil. kitabın diğer dikkat çeken yönü ise her hikayeyi okuduğunuz da bir süre şey kafanıza takılıyor fakat hiç birinin cevabını alamıyorsunuz ve sonunun nasıl geleceğini düşünürken çarpıcı tek bir cümle her şeyi bir anda cevaplıyor ve anlıyorsunuz ki yazarın amacı olayları değil, duyguları anlatmak, şaşırtıcı olan ise tek bir cümlenin her şeyi bir anda tamamlıyor olması ve sizi bir anda etkisi altında bırakması. Duyguları çok iyi analiz eden, kahramanının iç hesaplaşmalarını onun dilinden başarılı bir şekilde dile getiren okunulası bir kitap, yazarın insanın iç dünyasını bu kadar iyi tanımasına şaşıracaksınız, mutlaka okuyun, tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Veda etmek zordur her zaman, acıdır ayrılık.. Bu kitabı okumak bir sürü vedanın arkasından ağlamaktır. Her öykü bambaşka bir veda saklıyor içinde bazen ölümle gelen bir veda, bazen küçük bir çocuğun zorunlu ayrılığı bazen de sessiz sedasız terk ediş..İnsanı aşırı hassalaştıran ve hüzün ağırlıklı bir çok öykü barındıran güzel bir kitap, eğer yüzeysel giden hayatınıza biraz duygu katmak ve anlam yüklemek istiyorsanız bu kitap tam size göre. kitap yoğun bir edebi dille yazıldığı için duygusal bir yoğunluk kazandırıyor insana, bu duygu sizi ilk hikaye de sarıyor kitabın sonuna kadar da bırakmıyor. özellikle ilk hikayenin gerçek, yaşanmış old. bilmek ayrı bir etki bırakıyor, ilk öyküyü okuduğumda uzunca bir süre boğazım da bir hıçkırıkla dolaşmıştım, dokunsalar ağlıyacak gibiydim. sonra ki öykülerde ise zorunlu terk edişler karşımıza çıkıyor ve çoğunlukla da küçük bir çocuğun kendinden hayli büyük birine ilgisi dile getiriliyor, bunun adı aşk mı, yoksa farklı bir ilgi mi anlamlandıramıyorsunuz ve isimler birbirine çok benziyor, nora, roza, manolya gibi, sanki kitap aslında tek bir hikayeden müteşekkil. kitabın diğer dikkat çeken yönü ise her hikayeyi okuduğunuz da bir süre şey kafanıza takılıyor fakat hiç birinin cevabını alamıyorsunuz ve sonunun nasıl geleceğini düşünürken çarpıcı tek bir cümle her şeyi bir anda cevaplıyor ve anlıyorsunuz ki yazarın amacı olayları değil, duyguları anlatmak, şaşırtıcı olan ise tek bir cümlenin her şeyi bir anda tamamlıyor olması ve sizi bir anda etkisi altında bırakması. Duyguları çok iyi analiz eden, kahramanının iç hesaplaşmalarını onun dilinden başarılı bir şekilde dile getiren okunulası bir kitap, yazarın insanın iç dünyasını bu kadar iyi tanımasına şaşıracaksınız, mutlaka okuyun, tavsiye ederim.