Güneş herkesin üzerine doğar, yağmur ise sadece dışarıdakileri ıslatır. Dünyaya gelen her çocuk düşen yağmur tanesi gibidir.Bazı yağmur taneleri güzel bir çiçeğin üzerine düşerek çiçeğin bünyesinde hayat bulurken, bazı yağmur damlaları ise mezarlıklarda ölü bedenlerin üzerindeki toprağa düşerler. Bazı bebekler doğduklarında çiçek misali güzel kokulu bir ailenin içine doğarak o ailede hayat bulurken, bazı bebekler ölü toprağına doğmuşçasına ruhsuz ailelerde ruhlarını kaybederler. Onlar büyüdükçe renkli yapraklar açarak güzel kokular salamazlar. Sessiz mezarlığın çürümüş bedenindeki kötü kokuyla yaşarlar. Duyguları kaybolur, merhametlerini yitirirler, acıma duygusundan yoksun kalırlar. Büyüdükçe, hoyrat rüzgârlarla savrulurlar oradan oraya. Sert rüzgârlar kimisini yıkık viranelere mesken ettirir, kimisini ıslah evlerine. Her kap içindekini sızdırır misali sevgisizdirler, öyle de olmak zorundadırlar. Kaplarına sevgi konmamış ki sevginin ne olduğunu bilip paylaşabilsinler.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)